Türkiye'nin kan ihtiyacı yıllık olarak yaklaşık 3 milyon ünite. Bunun yüzde 90'dan fazlasını Kızılay tamamen gönüllülerin bağışlarıyla karşılıyor. Devletin pandemi ile mücadele sürecinin bir parçası olarak hayata geçirdiği hafta sonları sokağa çıkma kısıtlamalarından kan bağışçılarını muaf tutuyor.
Buna rağmen pandemi ve ramazan ayı nedeniyle kan bağışında azalma oluştuğunu söyleyen Kınık, "Kan sürekli bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyaç pandemi etkisinde olan ülkemizde daha fazla hissediliyor. Bu çerçevede ramazan ayının ve pandeminin etkisiyle azalan kan ihtiyaçlarımız alarm veriliyor. Ulusal kan stoklarımızın da asgari seviyesinin altında düşmemesi için vatandaşlarımıza çağrı yapıyoruz. Ramazan ayı boyunca da düzenlenmiş iftar saatlerimizde uygun bir şekilde vatandaşlarımız kanını bağışlayabilirler. Kan bağışı için internet sitemiz var. Bu sitemizden ve mobil bağış uygulamalarımızdan randevu alabilir. Türkiye'nin 300 noktasında kendilerine en yakın lokasyonu seçerek kan bağışında bulunabilirler. Pandemi nedeniyle sokağa çıkma kısıtlamaları bulunuyor. Kan bağışçıları bu kısıtlamalardan muaf, almış oldukları randevuyu güvenlik güçlerine gösterdiklerinde kan bağışı merkezine ulaşabilirler" ifadelerini kullandı.
ŞİFA İÇİN EL ELE VERMELİYİZ
Kınık, "Sürekli kan alması gereken talasemi hastalarımız ve lösemili yavrularımız var. Bunları ihmal etmememiz gerekiyor. Kök hücre bağışlarına devam etmeliyiz. Kan bağışı sadece insandan insana yapılan bir bağış, dolayısıyla bir insanın şifası için diğerinin elini tutması gerekiyor. Kızılay kan bağış merkezleri hastane değil. Dolayısıyla vatandaşlarımızın korona bulaşma ihtimali nedeniyle çekinmeleri gerekmez. Bu merkezlerimiz sürekli dezenfekte ediliyor. Kızılay kan bağış merkezleri koronanın bulaşma riski en az olan yerlerden biridir. Vatandaşlarımız gönül rahatlığı içinde gelip kan bağışında bulunabilir" diye konuştu.