İstanbul'da 2,43 promil alkollü halde 170 kilometre hızla seyir halindeyken aracıyla Busenur Ülüslar ile Sedef Yılmaz'a çarparak ölümlerine yol açan Aslan İsmiev'e verilen ödül gibi cezayı hukukçular SABAH'a değerlendirdi.
Ailenin de isyan ettiği 6 yıl 8 aylık ceza kararına hukukçular da tepki gösterdi. Avukat Burak Baysal, "TCK, hakime kamu vicdanını gözönünde bulundurmasını da emreder. Ceza tayin edilirken takdir yetkisi üst sınıra yakın olacak şekilde kullanılmalıydı" dedi. Avukat Hüseyin Ümit Kaymaz da, "Sürücünün sarhoş olması üst maddeye yakın bir ceza tayinini haklı kılardı" dedi. Avukat Fadime Polat, "Kamu vicdanını tatmin eden bir karar değil" derken, Avukat Nursel Tiryaki ise, "Karar hukuka aykırı. Hakkaniyetli değil. Bu karar, vicdanları sızlatacak bir karar" diye konuştu.
TAKDİR YETKİSİ ÜST SINIRA YAKIN OLACAK ŞEKİLDE KULLANILMALIYDI
Avukat Burak Baysal, Türk Ceza Kanunu, takdir yetkisini kullanan hakime, olayın oluş şekli, kusurun ağırlığı, kamu vicdani gibi hususları göz önünde bulundurmasını emretmiş ve bu doğrultuda ceza tayininde geniş bir takdir yetkisi tanımıştır. Toplumu derinden etkileyen böyle bir durumda ceza tayininin alt sınıra yakın bir şekilde kullanılmış olması mağdurların ailelerinin yani sıra kamu vicdanini da yaralamıştır. Kanımızca yoğun alkollü olarak araç kullanan ve yolda yürümek dışında hiçbir suçu bulunmayan gencecik iki kişinin ölümüne sebep olunan olayda ceza tayin edilirken takdir yetkisi üst sınıra yakın olacak şekilde kullanılmalıydı.
CAYDIRICI OLMAYAN CEZA SORUNUNU GÜNDEME GETİRECEKTİR
Avukat Hüseyin Ümit Kaymaz, olayda sürücünün psikoteknik yeteneği kaybedecek oranda yüksek promil alkollü olması dikkatlerden kaçmamalıdır. Taksirle öldürmeyi düzenleyen Türk Ceza Kanunun 85'inci maddesinin 2. Fıkrası olaya tatbik edilmiştir. Asgari iki yıl olmak üzere olayın vehametine göre 15 yıla kadar hapis cezası ön görülmesi dikkate alındığında özellikle iki genç kardeşimizin hayatlarının baharında ölümüne neden olunması, sürücünün sarhoş olması üst madde yakın bir ceza tayinini haklı kılmaktaydı. Mahkeme kararında ise, üst sınır olan on beş yılın görece olarak çok altında bir temel cezaya hükmedilmesi ve iyi hal indirimi de yapılmış olması hukuki anlamda böylesine bir toplum vicdanını derinden yaralayan olaylar karşısında "caydırıcı olmayan ceza" sorununu gündeme getirecektir.
22 YIL 6 AYA KADAR CEZALANDIRILMASINA İMKAN TANIMAKTADIR
Avukat İrfan Demirel, Olayda sürücü sanığın, 2.45 promil düzeyinde alkollü vaziyette, gece vakti, 170 km hızla seyir halindeyken kazaya sebebiyet verdiği ve kaza neticesi yaya haldeki iki kişinin öldüğü anlaşılmaktadır. TCK'nun 85.maddesinin 2.fıkrası uyarınca trafik kazası neticesinde birden fazla insanın ölümüne neden olmuş ise, kazayı gerçekleştiren sürücü hakkında iki yıldan on beş yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Sürücünün aşırı derecede alkollü olması ve kaza anında belirlenen hız sınırlarının çok üzerinde seyir etmesi nedeniyle mahkemece bilinçli taksirli olduğu kabul edilmiştir. TCK'nun 22.maddesinin 3.fıkrası uyarınca, kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi hâlinde bilinçli taksir vardır. Bu halde taksirli suça ilişkin ceza üçte birden yarısına kadar artırılır. Görüldüğü üzere kanun koyucu bilinçli taksirle iki kişinin ölümüne sebebiyet veren failin 22 yıl 6 aya kadar cezalandırılmasına imkan tanımaktadır.
ALKOLLÜ OLARAK YÜKSEK HIZDA ARAÇ KULLANIYORSA ARTIK KAZA OLURSA OLSUN DİYORSUN
Avukat Fadime Polat, Mahkemeler kanatimce ölümlü trafik kazalarında suçun manevi unsuru olan olası kast - bilinçli/basit taksir ayrımı üzerinde yeterince durmuyorlar. Bu durum da mahkemelerin yaptığı yargılama sonucu verdiği cezaların caydırıcı olmaması sebebiyle mağdur ailelerin ve toplumun vicdanları rahatsız ediyor. Halbuki bu iki kusurluluk şeklinin iyi tespit edilmesi cezanın miktarı ve niteliği doğrudan etkilemektedir. Daha açık bir ifadeyle gerek olası kast, gerekse bilinçli taksirde netice sanık tarafından öngörülmektedir. Bilinçli taksirde, öngörülen neticenin gerçekleşmeyeceği ümit edilmekte, olası kastta ise bu netice fail tarafından göze alınmakta ve kabullenilmektedir. Olası kastta fail öngördüğü neticenin meydana gelmesini kabullenerek, sonucun meydana gelmemesi için herhangi bir önlem almazken, bilinçli taksirde fail neticeyi öngörmesine rağmen, şansa veya başka etkenlere, hatta kendi bilgi veya becerisine güvenerek öngörülen sonucun gerçekleşmeyeceği inancıyla hareket etmektedir. Sanığın şehir içinde yaya ve araç trafiğine açık bir alanda 2.34 promil alkollü olarak ve yüksek hızda araç kullanıyorsa artık kaza olursa olsun diyorsun. Bir kişi bu şekilde şehir içinde yüksek hızda ve yüksek promil alkolde araç kullanıyorsa ölümlü bir trafik kazasının gerçekleşeceği öngörüyor ve kazanın meydana gelmesini kabulleniyordur. Bu durumda da cezası olası kasttan verilmeliydi.
Avukat Fadime Polat
VİCDANI SIZLATACAK BİR KARARDIR
Avukat Nursel Tiryaki, Taksirle işlenebilen bir suç olması, Hareketin iradiliği, neticenin iradi olmaması, hareketle netice arasında nedensellik bağının bulunması ve sonucun öngörülebilir olmasına rağmen öngörülmemiş olması şeklinde kabul edilmektedir. Somut olayda Birden fazla kişinin öldüğü görülmektedir. Taksirli suçlar açısından cezanın belirlenmesinde failin kusur yoğunluğu meydana gelen zararın ağırlığı cezayı belirlemede Etkin olan sebeblerdendir. Olaya baktığımızda bilirkişi raporu değerlendirildiğinde sanığın tam kusurlu olduğu görülmektedir. İlk derece mahkemesinin vermiş olduğu karar hukuka aykırı olup hakkaniyet açısından vicdan sızlatacak bir karardır. Birçok Yargıtay kararlarına bakıldığında bu olayın benzeri somut olaylar görülmekte ve verilen cezanın az olması sebebiyle bozma kararı görülmektedir.
Avukat Nursel Tiryaki
BİLİNÇLİ TAKSİR OLAYIN KAPSAMINA GÖRE OLASI KAST İLE ÇOK YAKINDIR
Avukat Öner Aybek, Mevcut olayda verilen ceza Türk Ceza Kanunun 85/2 ye göre taksitle iki kişinin ölümüne sebebiyet verme cezasıdır. Esasen kanuna göre trafik kaza dosyaları bu maddeden yargılama yapılmakta ise de bu tarz olayların müstakil değerlendirilmesi gerekmektedir. Olayda sanık yüksek alkollü olup araca alkollü binmesi bile kaza olacağının habercisidir. Bu nedenle burada artık taksir değil bilinçli taksir nedeni ile TCK22 kapsamında yargılama yapılmalıdır. Bilinçli taksir olayın kapsamına göre "olası kast" ile çok yakındır. Bana göre bu olayda olası kast düşünülmeli ve sanığın yargılaması bu yönde yapılmalıdır. Aksi durum sanığıncezalandırmak yetşne adeta ödüllendirmek anlamına gelecektir ki bu da toplumsal açıdan kamu vicdanını yaralar. Olası kast nedeni ile yargılamada kasten öldürmeye yakın yargılama yapılır ve buna göre hüküm kurulur.
Avukat Öner Aybek
22 BUÇUK YIL HAPİS CEZASI DA VERİLEBİLİRDİ
Avukat Murat Şeref Baba, Anadolu'da böyle durumlar için bir söz vardır : "Bir de madalya verseydiniz!" Mahkeme, resmen vahşice işlenen bu kazada, Türk Ceza Kanunu madde 85/2 ve madde 22/3'e göre 6 yıl 8 ay ceza vermiş. Ancak, aynı kanun maddeleri ile üst sınırdan toplamda 22,5 yıl hapis cezası da verebilirdi. Ama ne tuhaftir ki, nerdeyse alt sınırdan ceza verilmiş. Peki neden alt sınırdan ceza verilmiş? Cevabı yok. Çok ama çok yazık. Bu tür adaletsiz ve hukuka aykırı kararlar, bu tür sorumsuz ve acımasız insanlara ancak cesaret verir. Ve sonuçta böyle vahşi olaylar sürekli tekrar eder. Hakimlerimiz karar verirken, kararlarının amacını da gözden uzak tutmamalı ve çok dikkatli karar vermelidirler diye düşünüyorum.