Başkan Recep Tayyip Erdoğan AK Parti grup toplantısında gündemdeki konularla ilgili önemli mesajlar verdi.
Ne rakam doğru ne rakama yüklenen anlam doğru ne de bu rakam üzerinden yürütülen kampanya doğru. Baştan sona yalan, baştan sona cehalet. Tabii cehalet deyip geçmemek lazım. Biliyorsunuz, üç çeşit cehalet vardır. Birincisi, 'cehl-i basit'tir, yani bir şeyi bilmemek. Cehl-i basit, konunun 'ne' olduğunu bilmediği için mazurdur. İkincisi, 'cehl-i mürekkep' yani cehaletin karesi. Konunun 'ne' olduğunu bilir, ama eğitimi olmadığı için 'nasıl'ını bilmez. Bunlara gafil denir, ihtiyaçları iyi bir eğitimdir. Üçüncüsü ise 'cehl-i mukap', yani cehaletin küpüdür. 'Ne' olduğunu, eğitimli olduğu için 'nasıl'ını da bilir. Bu kesimi tehlikeli kılan bilerek ve isteyerek doğrularla yanlışları harmanlayarak, sürekli senaryolar peşinde koşmak.
128 milyar dolar, ne buhar olmuştur, ne de haksız ve hukuksuz yere herhangi birinin cebine girmiştir. Bu para ve çok daha fazlası, ekonominin aktörleri ve vatandaşımız arasında dolaşıma girdi, yer değiştirdi, sonuçta yine yurt içinde kaldı.
Bu soruyu soranların amacı gerçekleri öğrenmekse, CHP'nin içinde, az buçuk bilanço okumayı bilenler varsa, Merkez Bankası, BDDK ve Strateji Bütçe Başkanlığımızın herkese açık internet sitelerindeki verilere bakarak, bu hesabı kolaylıkla çıkartabilirler.
Biz döviz üzerinde yoğunlaşan talebi kontrol altına almasaydık, işin ucunun nereye kadar varabileceğini 1994 ve 2001 krizlerine bakarak az çok görebiliyoruz.
GERÇEKLERİ TEK TEK ANLATTI
Başkan Erdoğan, Merkez Bankası'nın işlevini rakamların nasıl çarpıtılarak bir yalan kampanyasına dönüştürülmeye çalışıldığını ders gibi sözlerle açıkladı
Aslında ortada 128 milyar dolar diye bir rakam, gerçekle ilişkisi olan bir rakam yok. Merkez Bankası işlemleriyle ilgili analizi hangi tarihten başlattığınıza ve hangi tarihte sona erdirdiğinize bağlı olarak pek çok farklı rakamla karşılaşabilirsiniz. Piyasa dediğimiz dinamik sistemde, şu anda bile, belki yüz milyonlarca dolar el değiştirdiği, bunların önemli bir kısmı da Merkez Bankası üzerinden gerçekleştiği için rakam her an yenileniyor, büyüyor. Son iki yılda, Merkez Bankası kaynaklarından 30 milyar dolar cari açığın finansmanı için kullanılmıştır. Yabancı sermaye çıkışı için kullanılan rakam 31 milyar doları bulmuştur. Reel sektörün döviz cinsinden borcunu azaltmak için talep ettiği kaynak da 50 milyar dolara ulaşmıştır. Vatandaşlarımız da 54 milyar dolar karşılığı döviz ve altın alarak, tasarruf tercihlerinde değişikliğe gitmiştir. Gördüğünüz gibi, sadece 4 kalemde 165 milyar dolarlık bir rakam ortaya çıktı. Merkez Bankası rezervlerinin her kuruşunun ne olduğu, neye karşılık geldiği, nasıl toplandığı ve niçin kullanılabileceği bellidir. En basit ifadesiyle Merkez Bankası rezervleri, çeşitli yöntemlerle piyasadan sağlanan emanet paralar ile altın varlığının ve şayet varsa cari fazlanın toplamından oluşur. Rezervin amacı, ithalatçısından yatırımcısına, reel sektöründen vatandaşına kadar dövize ihtiyaç duyulan işlemlerde ortaya çıkan talebi karşılamaktır.
BE AHLAKSIZ BE EDEPSİZ!
Başkan Erdoğan, CHP'li Engin Altay'ın idam imalı hadsiz sözlerine çok sert tepki verdi: Menderes'in akıbetini hazırlayan da sizdiniz. Biz bu yola kefenimizi giyerek çıktık
Kasım 2002'den beri neler görmedik, neler yaşamadık ki? Arkası karanlık cinayetlerden Cumhuriyet mitinglerine kadar sayısız siyaset ve toplum mühendisliği taktikleriyle karşılaştık. Partimize yönelik kapatma davasından gece yarısı bildirilerine kadar pek çok haksız, hukuksuz, çirkin tezgâha maruz kaldık. Şimdi de çıkmış bir ahlaksız, bir edepsiz benim akıbetimin de Menderes'in akıbeti olabileceğini ümit ettiğini söylüyor. Be ahlaksız, be edepsiz, biz bu yola çıkarken kefenimizi giyerek yola çıktık. Biz ölümden korkmadık. Bizim imanımızın gereği, ölümü korkutmaktır ve bu yolculuğumuzu da böyle devam ettireceğiz. Ama siz zaten ölüm denildiği zaman kaçacak delik arayanlardansınız. Yani Menderes'in akıbetinden hoşnut mu oluyorsunuz, memnun mu oluyorsunuz? Çünkü o akıbeti hazırlayanlar da sizdiniz. Şimdi bize de aynı akıbeti mi hatırlatıyorsunuz?
BİZ HAZIRIZ, 15 TEMMUZ'DA BUNU GÖRDÜK: Boşuna uğraşmayın, evvelallah biz bunların hepsine hazırız. 15 Temmuz'da bunu gördük ve 15 Temmuz'u hazırlayanlara bu ülkeyi mezar ettik. Senin genel başkanın tankların arasından kaçarken biz orada milletimizle, milli iradeyle beraber sadece ülkemize değil tüm dünyaya selam verdik. Dik durduk. Asla geri durmadık. Biz bu yolda aynı kararlılıkla yürüyeceğiz. Öyle kalkıp, yaptığınız basın toplantılarıyla falan benim akıbetimin böyle olacağından hiç bahsetme. Biz şuna inanmışız: 'Her nefis ölümü tadacaktır.' Bitti. Ama senin değerlerin içinde böyle bir şey yoksa onu ben bilmem. Ama sen de tadacaksın, onu bil. Biz bu yolculukta böyle devam ediyoruz. Bu yolculuk bir vatan yolculuğudur ve bu vatanı ayağa kaldırma yolculuğudur. Nefsimiz bu yolda feda olsun dedik ve bu yola böyle çıktık.
CHP YALANLARI SİNEVİZYONDA
Erdoğan, CHP'nin 128 milyar dolar konusundaki yalanlarına sinevizyon gösterisiyle de yanıt verirken, "Sadece son birkaç yılda yüzlerce yalanlarını çürüttüğümüz, belgeleriyle yüzlerine çarptığımız halde hiç utanmadan, arlanmadan, en basitinden bir düzeltme bile yapmadan, hemen öteki yalana geçtiler. Bayan diyor ya videoda; 'Yalanı söyleyin, hem de büyük yalan söyleyin'. Önce 128 milyar dolar nerede diyerek, sanki bu para yok olmuş, çalınmış, çırpılmış gibi bir hava estirmeye çalışıyorlardı. İşi bu defa '128 milyar dolar kime satıldı' yaygarasına çevirdiler.
HEVESLERİNİ KURSAKLARINDA BIRAKACAĞIZ
IMF komiserleriyle otel lobilerinde yaptıkları gizli görüşmelerin gayesinin de Türkiye'yi eski günlerine döndürmek olduğunu biliyoruz. Bugüne kadar vesayetten darbeye, terörden uluslararası baskıya kadar her konuda heveslerini kursaklarında bıraktık, inşallah ekonomide de heveslerini kursaklarında bırakacağız.
KILIÇDAROĞLU 128 TUĞLAYI BİLE ÜST ÜSTE KOYMAMIŞ BİRİ!
CHP Genel Başkanı dün çıkmış, 'Bu 128 milyar dolarla şunlar yapılırdı, şunlara şu kadar para dağıtılırdı' diye kürsüden atıp tutuyor. Bu zat herhalde, bu 128 milyar doların kendi cebindeki bir para olduğunu, istediği yere istediği gibi keyfince dağıtabileceğini sanıyor. Bırakınız 128 milyar doların ne olduğunu, nasıl yönetildiğini, 128 tuğlayı üst üste koymuşluğu dahi yok olan Kılıçdaroğlu, kalkmış bunları konuşuyor. Hele hele sağa sola pankart asarak, sosyal medya trollerinin peşine takılarak, koca unvanlarından utanmadan bu yalan kampanyasına figüranlık yapanları görünce, içimizde bir acıma duygusu uyanmıyor da değil.
2023'E ODAKLANMAMIZ GEREKEN DÖNEME GİRDİK
Bir bakanlığımızı ikiye böldük, 3 yeni bakan ataması yaptık. Zehra Zümrüt Selçuk ile Ruhsar Pekcan'a hizmetleri için teşekkür ediyorum. Kabinemizde birlikte mesai yürüteceğimiz Derya Yanık'a, Vedat Bilgin'e ve Mehmet Muş'a başarılar diliyorum. Artık genel merkezimizin, kabinemizin, tüm teşkilatlarımızın 2023'e odaklanması gereken bir döneme girdik. Türkiye'yi inşallah 2023 hedeflerine ulaştıracağız. Bu ülkede; ekonomiyi şahlandıracak olan da yatırımları artırarak sürdürecek olan da demokrasiyi geliştirecek olan da insanlarımızı hayallerine kavuşturacak olan da velhasıl umudu yaşatacak olan da biziz.
BU, ÜLKEYİ VE MİLLETİ ALENİ HANÇERLEMEKTİR
Hakikatler apaçık ortadayken, Türkiye'nin itibarını düşürmek, kredibilitesine zarar vermek, yatırımcıların güvenini sarsmak için yürütülen '128 milyar dolar nerede' kampanyasını siyasi muhalefet saikiyle açıklamak mümkün değildir. Ortada bu ülkeye ve millete yönelik aleni bir ihanet, aleni bir saldırı, aleni bir hançerleme vardır.
TÜRKİYE BU KARİKATÜR TİPLERİ HAK ETMİYOR
Türkiye bu muhalefet anlayışını, üslubunu kesinlikle hak etmiyor. Türkiye, yalanı su içer gibi söyleyebilen bu karikatür tipleri de hak etmiyor. Biz karşımızda projede yarıştığımız, hizmette yarıştığımız, eserde yarıştığımız, vizyonda yarıştığımız bir muhalefet görmek istiyoruz. Sağlıktan eğitime, ulaşımdan enerjiye, tarımdan spora her konuda bizim yaptıklarımızdan daha fazlasını milletimize taahhüt eden bir muhalefet görene kadar huzur bulmayacağız.
ERDOĞAN DÜŞMANLIĞI GÖZLERİNİ KÖR ETMİŞ
Erdoğan düşmanlığı, AK Parti düşmanlığı, Cumhur İttifakı düşmanlığı bu cehl-i mukap kesimin gözlerini öyle bir kör etmiştir ki ülkenin ve milletin felaketinden medet umar hale gelmişler. Bunların artık gizlemeye dahi ihtiyaç duymadıkları temennileri, Türkiye'nin önce, tıpkı 1994 ve 2001'de olduğu gibi çok derin ve keskin bir ekonomik kriz yaşaması, ardından da siyasi değişime maruz kalmasıdır. Fiilen beşinci kol faaliyeti yürütmeye başlayarak uluslararası sermayeye 'Türkiye'ye yatırım yapmayın' çağrısında bulunacak kadar muvazeneyi yitirmişlerdir.
ERZİNCAN HAVALİMANI'NA AKBULUT'UN ADI VERİLDİ
Başkan Erdoğan, Erzincan Havalimanı'na vefat eden Yıldırım Akbulut'un isminin verildiğini duyurarak Akbulut ailesine bir kez daha başsağlığı diledi.