Narlıdere Belediyesi, 10 yıllık yasal faizle birlikte 6 milyon lirayı bulan kamulaştırmasız el atma bedelini ödemeyince hak sahipleri icra takibi başlattı. Belediyenin keyfi uygulamaları sonucu kamunun tazminat ödemeye mahkum edildiğini belirten Avukat Mustafa Kemal Turan; "Kanun iyi niyetle 'arsa sahiplerinden yol ve yeşil alan için yüzde 45'e kadar terk alınabilir' diyor ama güç kirlenmesi ile belediyeler kimilerinden az kimilerinden çok alıyor. Böylece parselasyon planları bazı art niyetli kişiler tarafından yolsuzluk aracı haline dönüştürülüyor." diye konuştu.
PARK VE YEŞİL ALANA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ
Narlıdere Belediyesi, 2010 yılında Yeniköy Mahallesinde Mehmet Tacettin Ersoy isimli vatandaşa ait toplam 1848 metrekare büyüklüğündeki iki arsaya kamulaştırmadan el attı. Ersoy'a ait arazi, belediye tarafından yol ve yeşil alan olarak düzenlendi. Yaşanan şok gelişme üzerine Mehmet Tacettin Ersoy, olayı yargıya taşıdı. Hukuki süreç devam ederken Tacettin Ersoy hayatını kaybetti.
10 YIL SÜRDÜ
Yaklaşık 10 yıl süren yargılama sürecinin ardından İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesi, Narlıdere Belediyesi'ni toplamda 3 milyon lira tazminat ödemeye mahkum etti. Narlıdere Belediyesi, kararı temyiz etse de sonuç değişmedi. Yerel mahkemenin verdiği karar 2020 yılı Şubat ayında Yargıtay tarafından da onanıp kesinleşti.
6 MİLYONU BULDU
Bu arada Ersoy ailesinin alacağı, 10 yıllık yasal faizle birlikte 6 milyon lirayı buldu. Narlıdere Belediyesi, yargı kararına rağmen aradan geçen süreçte mahkemenin hükmettiği tazminatı mirasçılara ödemedi. Tacettin Ersoy'un varisleri Çınar ve Serpil Ersoy kardeşler belediye hakkında icra takibi başlattı. Ersoy ailesinin Avukatı Mustafa Kemal Turan, belediyenin imar planı yaparken keyfi uygulamasının bedelini yine kamunun ödemek zorunda kaldığını söyledi.
GÜNAH KEÇİSİ İLAN EDİLDİ
Belediyenin imar planı yaparken arsa sahiplerinden yol ve yeşil alanlar için Düzenleme Ortaklık Payı adı altında terkler aldığını hatırlatan Turan; "Düzenleme ortaklık payı eskiden yüzde 35 iken bu oran daha sonra yüzde 45'e çıkarıldı. Kanun yüzde 45'e kadar alınır demesine rağmen bu mahallede müvekkilimin arsasının çevresindeki arsalardan yüzde 10, 15, 20 gibi çok düşük oranlarda Düzenleme Ortaklık Payı alınmış. Yani Narlıdere'nin bu bölgesinde parselasyon planlarında şahsa özgü yaklaşımlar yapılmış. Bu keyfi uygulamalar sonucunda da müvekkillerim mahallede günah keçisi ilan edilmiş." diye konuştu.
HERKESTEN EŞİT ALINMALI
Turan; "Parselasyon planlarının hazırlandığı dönemde bütün arsa sahiplerinden kanunda belirtilen en üst seviye olan yüzde 35 oranında düzenleme ortaklık payı alınsaydı bugün böyle bir sorun yaşanmazdı." şeklinde konuştu.
Turan, "Kanundaki yeni düzenleme ile 'arsa sahiplerinden yüzde 45'e kadar DOP alınabilir' diyor. 'Alınır' denmediği için de ortaya bu tür eşitlikten uzak, adaletsiz uygulamalar çıkıyor. Bugün müvekkillerimin arsalarının bulunduğu komşu arsalara baktığımızda kimisinden yüzde 10, kimisinden yüzde 15 gibi çok düşük terkler alındığını görüyoruz. Neden yüzde 10 terk alıyorsun? En yüksek sınırı alsana? Eşitlik ve adaletin olmaması sonuçta faturanın yine kamuya kesilmesine neden oluyor. Aslında bugün yaşananlar yerel yönetimin zamanında parselasyon planında yaptığı hatalardan kaynaklanıyor. Bence mahkemelerin hükmettikleri tazminatlar bu planları yapanlara rücu edilmeli. 'Sen niye öbür taraftan yüzde 35 alırken diğerinden yüzde 10 aldın? Niye kamuya böyle tazminat ödetiyorsun?' diye sorumlularından hesap sorulmalı. " ifadelerini kullandı.
İMAR YOLSUZLUĞU
DOP alınırken yapılan kişiye özel uygulamaların bir nevi imar yolsuzluğu olduğu kanaatinde olduğunu belirten Turan; "Kanun iyi niyetle alınabilir diyor ama güç kirlenmesi ile belediyeler kimilerinden az kimilerinden çok alıyor. Böylece parselasyon planları bazı art niyetli kişiler tarafından yolsuzluk aracı haline dönüştürülüyor. Bu da malikler arasında eşitsizliğe neden oluyor. Durum böyle olunca da kamu kasasından boşu boşuna istimlak bedeli ödenmesine sebebiyet veriliyor." açıklamasında bulundu.