Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak vefatının 71'inci yılında mezarı başında anıldı. Eyüpsultan'daki kabri başında düzenlenen törene Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop, AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, AK Parti Milletvekili Hasan Turan, 52. Motorlu Piyade Tümen Komutanı Tuğgeneral Ali Ekiyor, Eyüpsultan Kaymakamı İhsan Kara ile Eyüpsultan Belediye Başkanı Deniz Köken katıldı.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Mareşal Fevzi Çakmak ve onun gibi vatana hizmet etmiş isimleri tanımanın köklerle bağ kurup geleceğe ışık tutmayı sağlayacağını söyledi.
Törende, saygı duruşunun ardından, İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Mehmet Emin Maşalı Kur'an-ı Kerim okudu.
Burada konuşan Şentop, 100. yılı idrak edilen milli mücadelenin liderlerinden, büyük bir komutanı hürmetle anmak için toplandıklarını söyledi.
İstiklal Savaşı'nın öncü kadrosundan ilk Hükümet Başkanı, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak'a, Allah'tan rahmet ve mağfiret diledi.
Çakmak'ın Fransızca, İngilizce, Arapça, Farsça ve bazı Balkan dillerini bildiğini, fıkıh tahsili yaptığını ve tasavvufla ilgili olduğunu belirten Şentop, bu ilimlerin çoğunu dedesi Hacı Bekir Efendi'den öğrenen Fevzi Çakmak'ın asıl isminin Mustafa olduğunu, dedesi tarafından kendisine "Fevzi" mahlası verildiğini söyledi.
Şentop, Harbiye'de üstün zeka ve becerileri ile dikkati çeken, erkanıharp sınıfına alınan Mareşal Fevzi Çakmak'ın, Balkanlar'ın en karışık olduğu dönemde 14 yıl Rumeli'de kalarak gösterdiği başarı sebebiyle kendisiyle eş düzeydeki arkadaşlarına göre erken yaşta terfi aldığını kaydetti.
Çakmak'ın Vardar Ordusu'na, Çanakkale muharebelerine katıldığını, Doğu cephesinde İkinci Kafkas Kolordusu Kumandanlığı, Halep'teki Yedinci Ordu Kumandanlığı ve Harbiye Nazırlığı gibi önemli mevkilere atandığını dile getirdi.
TBMM Başkanı Şentop, Kütahya-Eskişehir muharebeleri sonrası Yunanlıların Temmuz 1921'de Kütahya, Afyonkarahisar ve Eskişehir'i ele geçirmelerinden sonra İsmet Paşa'nın Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Genelkurmay Başkanlığı görevinden alınması üzerine, Fevzi Paşa'nın bu göreve getirildiğini aktardı.
Mareşal Çakmak'ın Sakarya Savaşı sırasında da Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte bizzat cephede harekatı yönettiğini belirten Şentop, "Büyük Taarruz'un kazanılmasında da çok kıymetli bir rolü vardır. Yunan ordusunu kesin yenilgiye uğratan Başkumandanlık Meydan Muharebesi'nin savaş planlarını Fevzi Çakmak Paşa hazırlamıştır. 31 Ağustos 1922'de, Büyük Millet Meclisi tarafından ismiyle artık bütünleşmiş olan Mareşallik rütbesi kendisine verilmiştir." ifadelerini kullanarak, Fevzi Çakmak'ın Mondros Mütarekesi'nin şartlarına rağmen İstanbul'dan Ankara'ya silah ve cephane nakillerine yardım ettiğini anlattı.
'ORDUNUN POLİTİKAYA KARIŞMASINA ASLA RAZI DEĞİLDİ'
Meclis Başkanı Şentop konuşmasında ordu siyaset ilişkisine değinerek Fevzi Çakmak'ın bakışını anlattı. Şentop, "Gönlü daima askerlik mesleğindeydi. Nitekim kumanda mevkiinde bulunmuş milletvekillerinin politika veya askerlikten birini seçmeleri istenince, Fevzi Paşa iki dönem milletvekilliği yapmasına rağmen nice başarıya imza attığı askerlik mesleğini tercih etmiştir. O ordunun politikaya karışmasına asla razı değildi. Bu düşüncesini açıkça ifade ettiği sözlerine geçtiğimiz günlerde yaşanan bildiri mevzusu sebebiyle de hasseten yer vermek isterim. Fevzi Paşa kendisine yapılan teklife şu sözlerle cevap vermektedir.
'Bu dediğiniz şey hiçbir zaman olamaz. Sizin de bu yolda çalışmaktan vazgeçmenizi tavsiye ederim. Hepimiz bulunduğumuz mevkilere rıza gösterecek ve el birliği ile memleketin yükselmesi için alışacağız. Yapılacak o kadar çok işimiz var ki hepimize bol bol yeter. Eğer bu yolu bırakarak birtakım siyasi entrikalara kapılacak olursak bu memleketi batırırız. Buna da hakkımız yoktur. Hele ordunun politikaya karışmasına hiçbir şekilde razı olamam. Ben bugün ordunun en sorumlu bir yerinde bulunuyorum. Teklifinizi kabul edecek olursam yarın benim yerime geçecek olan bir paşa da ordunun kendisine bağlı olduğuna güvenerek beni devirir ve yerime geçer. Onu da çok geçmeden bir üçüncü paşa taklit eder. Memleket asıl o zaman askeri diktatörlüğe doğru kayar ve memleketin bizden beklediği hizmetlerin hiçbirisi yapılamaz." Şentop ve beraberindekiler, törenin ardından Necip Fazıl Kısakürek'in kabrini de ziyaret etti.