Fetullahçı Terör Örgütü ve DHKP-C'ye yönelik yürüttüğü önemli soruşturmalar nedeniyle, örgütlerin hedefi haline gelen Yargıtay üyesi Ömer Faruk Aydıner hakkında, 2019 yılında suç duyurusunda bulunuldu. Yapılan suç duyurusu başta Cumhuriyet olmak üzere T24 isimli internet sitelerinde haberleştirilirken, söz konusu haberler FETÖ ve PKK Silahlı Terör Örgütüne müzahir sitelerde de kendisine yer buldu.
Aydıner'e yöneltilen suçlamaların ana temasını ise, Marmaris Yapı şirketinin sahibi Arzu K.'ya satmış olduğu dairenin parasını temin etmesi oluşturdu. Aydıner, Arzu K.'ya sattığı dairenin parasını 1 yıl sonra almasına ve "alacağım kalmamıştır" şeklinde belge vermesine rağmen "suç işlemek amacıyla örgüt kurma", "irtikap", "görevi kötüye kullanma", "rüşvet", "tefecilik" gibi suçlamalarla karşı karşıya kaldı. T24 ve Cumhuriyet'te yayınlanan ve FETÖ'ye müzahir sitelerde boy boy yayınlanan iddialar arasında, Aydıner'in eski bir MİT görevlisi M.B ve N. K. ile çete kurarak, iş insanı Arzu K.'nın şirketindeki hisselerin zorla ele almaya çalışması iddiası yer aldı. MİT görevlisi olduğu iddia edilen M.B.'nin ise eski polis olduğu, teşkilatla uzaktan yakından alakası olmamasına rağmen MİT personeliymiş gibi gösterilerek, FETÖ ile mücadelenin simge kurumlarından MİT'in bu yolla yıpratılmaya çalışıldığı ortaya çıktı.
YAZIŞMALAR RIZAYA DAYALI
İddialar arasında iş insanı Arzu K.'nın Yargıtay üyesi Aydıner'le yaptığı whatsapp mesajlaşmaları, Aydıner'e yöneltilen suçlamaların ilk sırasında yer aldı. Yapılan yazışmalarda herhangi bir suç unsuruna rastlanılamadı. Yazışmaların tamamen rızaya dayalı alım satım olduğu tespit edildi. Aydıner'e yöneltilen suçlamalar Yargıtay üyesi olması nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilirken, suçlanan diğer 2 kişiyle ilgili dosya ise Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi. Bakırköy'e gönderilen dosyanın içeriğinde, iş insanı Arzu K., N.K. ve M.B. isimli kişilerle şirket hisselerinin devri hususunda aralarında yaşanan hukuki anlaşmazlıklar yer aldı.
HER İKİ SORUŞTURMA DA TAKİPSİZLİKLE SONUÇLANDI
Hem Aydıner'le ilgili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü hem de, diğer iki şüpheli ile ilgili Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturmalar takipsizlikle sonuçlandı. Bakırköy'de verilen takipsizlik kararında, iş insanı Arzu K.'nın iddialarının soyut olduğu, iddia edilen örgütsel yapının varlığını gösterecek herhangi bir delil ve bulgu olmadığı vurgulandı. Takipsizlik kararına göre, geçtiğimiz aylarda vefat eden N.K. iş insanı Arzu K.'ya aralarında sözlü anlaşmalara dayalı değişik tarihlerde yüklü meblağlar verdi. Bu paraları geri alamayınca ise Arzu K.'nın şirketine ait hisseleri tarafına devri için anlaşma sağladı.
HİSSE DEVRİ HÜR İRADEYLE YAPILDI
Arzu K. bu hisse devrini zorla yapıldığı iddiasında bulundu. Ancak Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hisse devrinin yapıldığı İzmir 26. Noter Başkatibinin tanık sıfatıyla alınan ifadesinde, her iki tarafın da hür iradesi ile hisse devri sözleşmesi yapıldığını, aksi bir durum olmadığını dile getirdi.
İCRA TAKİBİ YAPILINCA SUÇLAMALARDA BULUNDU
Takipsizlik kararında, Arzu K.'nın belli bir zaman alan tüm bu süreçlerde herhangi bir suç duyurusunda bulunmadığı halde, hakkında icra takibi başlatılmasından sonra şikayet yoluna gittiğine dikkat çekildi. Kararda, şikayetçi Arzu K.'nın alacak davası açmakta ise serbest olduğu dile getirildi.
AYDINER ŞİKAYETÇİ OLDU
Terör örgütlerinin hedefi haline gelen Yargıtay Üyesi Ömer Faruk Aydıner'in kendisine yönelik suç duyurusunu gerçekleştiren iş insanı Arzu K. ve avukatı Suna Öztaşdönderen hakkında "FETÖ'ye yardım ve yataklık" suçundan şikayetçi oldu.
Aydıner, bu iftiraları atan kişilerden yargı önünde hesap sorulacağını vurguladı.