Terör örgütü PKK ile iltisakları sebebiyle haklarında dava açılan HDP'nin İstanbul il yöneticilerinin yargılanmaları bitmeden Anayasa Mahkemesi (AYM) dosya ile ilgili tartışmalı bir karara imza attı. 11 sanığın AYM'ye yaptığı tutuklanma ve gözaltına alınmalarıyla ilgili bireysel başvurusunda, 8 HDP'liye ayrı ayrı 40 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verildi. Karara muhalif kalan AYM üyesi Selahaddin Menteş, başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle çoğunluk kararının kabul edilemez olduğunu söyledi.
HDP İstanbul İl Eş Başkanı Doğan Erbaş'ın da aralarında bulunduğu 32 şüpheliye yönelik 2017'de terör operasyonu gerçekleştirilmiş ve operasyonda Erbaş'la birlikte 9 şüpheli tutuklanmıştı. 12 şüpheliye yönelik 'Silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan dava açılırken, dava sürecinde HDP İstanbul İl Başkanlığı binasında PKK sığınağı olduğu, Kandil'e eleman temin edilmesi için il binasının basamak olarak kullanıldığı ortaya çıkmıştı.
3'ü tutuklu 12 sanıklı dava halen sürerken, HDP'nin İstanbul il eş başkanları ile il yönetim kurulu üyelerinden 11 isim, AYM'ye yakalama, gözaltına alma ve tutuklama süreçleriyle ilgili bireysel başvuruda bulundu. AYM başvuruya ilişkin gerekçeli kararının yazımını tamamladı. Resmi Gazete'de yayınlanan kararda, Mehmet Tayyip Arslan, Muhittin Arslanboğa, Ramazan Çetinçakmak, Süleyman Başer, Süleyman Özcan, Feremez Erkan, Ayşe Karadağ ve Aysel Güzel'e tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle ayrı ayrı 40 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi. AYM, Kasım Oba, Ali İpekli ve Doğan Erbaş yönünden de tutuklamanın hukuki olması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği haklarının ihlal edilmediğine hükmetti.
'KABUL EDİLEMEZ'
Kararın AYM üyelerinden Selahaddin Menteş'in karşı oy vermesi nedeniyle oy birliğiyle değil, oy çokluğuyla alındığı öğrenildi. Karara muhalefet eden Menteş, başvurucular hakkında dava açıldığını ve davanın henüz neticelenmediğini vurgulayarak "Başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edilmediğine karar verilmesi gerektiği görüşüyle çoğunluğun görüşüne katılmadım" değerlendirmesinde bulundu. Menteş, tutuklamaların hukuki olmadığı şikâyetlerine dayalı yapılan başvurularda, tutuklamanın ilgili olduğu dava mahkûmiyetle sonuçlanmış olması veya tahliye edilmiş olduğu hallerde bile, ilk önce tazminat yolunun tüketilmesi gerektiği değerlendirmesinde bulundu. Başvurucuların bu yola müracaat ettiklerini, ancak bu davanın henüz sonuçlanmadığına dikkat çekildi.