Başkan Recep Tayyip Erdoğan dün cuma namazını İstanbul Çengelköy'deki Kerem Aydınlar Camisi'nde kıldı. Namaz çıkışında gazetecilerin gündemle ilgili sorularını yanıtlayan Erdoğan, şunları söyledi:
SÜRATLE BEKLİYORUZ: (Aşı çalışmaları) Temenni ederiz ki mayıs, haziran gibi bu iş tamamlansın, bitsin ve yaz mevsimine de çok daha huzurlu bir şekilde girmiş olalım.
Diğer konuya gelince, biz tabii hazırlıklarımızı yapıyoruz ve Çin'den aldığımız aşıların dışında dün de Çin Dışişleri Bakanı'yla bunları etraflıca görüştüm.
Bizim Çin'le yaptığımız ilk anlaşma aslında 100 milyon doz aşıydı. Bunun ilk etabı 50 milyon dozdu. Şu an itibarıyla bu 50 milyon doz aşı bize ulaşmış değil. Bu 50 milyon doz, şubat sonu itibarıyla bize ulaşacaktı. Dün kendilerine bunu tekrar hatırlattım. Dedim ki "Bu 50 milyon doz aşıyı biz sizden süratle bekliyoruz." Çünkü sözleşmemiz bu istikametteydi. "Ben bunu çok daha yakından takip edeceğim. Bunu sayın başkanla da görüşeceğim" dedi. "Bu yetmez, aramızda 100 milyon anlaşmamız var" dedim. Bu da nisan sonu itibarıyla idi.
"Bunları konuşacağım, görüşeceğim ve size de bildireceğim" dedi.
10 MİLYON BIONTECH AŞISI: Ama bu arada da evvelsi gün 1 milyon 400 bin Almanya'dan BioNTech aşısı elimize ulaştı ve onun da biliyorsunuz tamamı 10 milyon itibarıyla elimize ulaşacak. Ama bu arada Rusya'yla da olan görüşmelerimiz devam ediyor. Rusya'dan da yine aynı şekilde aşı gelecek ve bu bizi rahatlatacak. Çünkü aşıyı doğrusu bu süreç içerisinde insanımız için en tesirli kaynak olarak görüyoruz. Tabii bir de ilaç çalışmaları devam ediyor. Yerli aşı çalışmalarımız devam ederken, ilaç çalışması da yine yerli olarak devam ediyor.
TAHRİKTEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL: (Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ndeki camiye saldırı) Yani Güney Kıbrıs, bu tür şeyler orada bizim yeni alıştığımız şeyler değil. Maalesef Güney Kıbrıs, Rumlar bu tür şeyleri her zaman yapıyorlar. Avrupa Birliği'ndeki bu zirve döneminde bunun yapılması tahrikten başka bir şey değildir.
Öte yandan Askeri Okullar Yönetmeliği'ndeki 'irticai faaliyet' ifadesinin terörle iltisaklı ve irtibatlı olarak değiştirilmesi ve muhalefetin bu konudaki eleştirilerine ilişkin değerlendirmesi sorulan Erdoğan, muhalefetin bu tür eleştirilerine alışık olduklarını söyledi. İrticai faaliyetin farklı bir olay olduğunu dile getiren Erdoğan, "Ama terörle irtibatlı veya iltisaklı olan faaliyetler ayrı bir olay. Bu bir yasal düzenleme değildir, bir yönetmeliktir.
Bakanlıklarımız bu tür yönetmelikleri zaman zaman ülkemizin veyahut ordumuzun huzuru için yaparlar.
Bu da bu vesileyle atılmış bir adımdır, alınmış bir karardır" dedi.
BIDEN'DAN İKLİM ZİRVESİ DAVETİ
ABD Başkanı Joe Biden, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ı iklim zirvesine davet etti. Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada, "Başkan Biden, 22-23 Nisan'da ev sahipliği yapacağı ve çevrim içi düzenlenecek Liderler İklim Zirvesi'ne 40 dünya liderini davet etti" ifadesine yer verildi. Söz konusu zirvenin kamuya açık şekilde canlı yayınlanacağına işaret edilen açıklamada, Biden'ın göreve geldiği ilk gün, Donald Trump'ın ayrıldığı Paris İklim Anlaşması'na geri döndüğü anımsatıldı. Biden'ın davet ettiği liderler listesinde, Erdoğan'ın yanı sıra, Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Çin Devlet Bakanı Şi Cinping, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Başbakanı Angela Merkel, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İngiltere Başbakanı Boris Johnson gibi isimler yer aldı.
MUHALEFET BU İŞLERİ BİLMİYOR
İSTANBUL Sözleşmesi'nden Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle çekilme kararına yönelik muhalefetin eleştirilerinin hatırlatılması üzerine Erdoğan, şöyle konuştu: "Meclis'in alacağı bir karar filan değildir. Muhalefet bu işleri bilmiyor, bilse zaten böyle bir ifadeyi de böyle bir lafı da yapmazlar. Burada Cumhurbaşkanlığı'nın attığı adım tamamıyla yasaldır ve bu attığı adımla da yoluna devam edecektir. Bunlar birçok şeyleri karıştırıyor. Yani bir defa uluslararası anlaşmaların altında mıdır, üstünde midir, bunları konuşmak sadece havayı bulandırmaktan başka bir şey değildir. Biz bu kararımızı aldık. 3 ay içerisinde de zaten bunu, özellikle konsey de söylüyor, 3 ay sonra bununla ilgili kararı onlar da açıklayacaktır. Bizler de buradan çıkmış olacağız. Olay bu kadar basittir. "Bu bizimle alakalı değil, yine Meclis'le alakalıdır" diye herhangi bir şey söz konusu değil. Biz kararımızı verdik. Gireriz ve girdiğimiz gibi de çıkarız. Bunun kimse de ne önünü ne arkasını karıştırmasın. Çıkma kararını verdik, kendilerine de durumu bildirdik ve bu iş de böylece bitmiştir."