Seçim çalışmaları kapsamında partisinin Çağlayancerit mitinginin ardından Yozgat'a gitmek üzere bindiği helikopterin 25 Mart 2009'da Kahramanmaraş'taki Keş Dağı'na düşmesi sonucu Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki BBP Sivas İl Başkanı Erhan Üstündağ, İl Başkan Yardımcısı Yüksel Yancı, BBP Sivas Belediye Meclis Üyesi adayı Murat Çetinkaya, pilot Kaya İstektepe ve gazeteci İsmail Güneş hayatını kaybetti.
Helikopterin düşmesinin ardından Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca görevlendirilen savcılar, soruşturma başlattı ve kaza kırım ekibi oluşturuldu.
Eski BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu ile Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu ve aile fertleri, 16 Şubat 2011'de Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak, olayla ilgili "özel yetkili savcı ve özel yetkili mahkeme" talep etti.
ANA SORUŞTURMA SÜRÜYOR
Devlet Denetleme Kurulu raporuna göre, helikopterin düşmesinde ihmali, hatası olanlar hakkında suç duyurusunda bulunan ailenin talebini de dikkate alan Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı, dosyayı içeriğinin incelenmesi için Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığına gönderdi.
Özel yetkili mahkemeler kaldırıldıktan sonra da soruşturma dosyası tekrar Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığına döndü. Bu süreçte 2014 ve 2016'da ana soruşturma dosyasına 2 kez takipsizlik kararı verildi.
Olaya ilişkin 132 şüphelinin yer aldığı "ana soruşturma dosyası" hakkında ise 20 Haziran 2016'da takipsizlik kararı verildi. BBP ve Yazıcıoğlu ailesinin avukatları, 13 Temmuz 2016'da takipsizliğe karşı itirazda bulundu.
Kahramanmaraş 2. Sulh Ceza Hakimliği, itiraza ilişkin incelemesinin ardından 10 Nisan 2018'de, şüpheliler A.O.Ç, A.K, A.P, A.A, A.Ö, D.U, D.Ö, İ.D, M.K, M.S.Ç, M,Y, M.K, M.G, M.A, N.M, O.Ö, T.B.D, Y.Y, Y.Ç. ve Z.Ö. yönünden kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılmasına, kararda adı geçen diğer şüpheliler yönünden yapılan itirazların reddine hükmetti.
Bu kapsamda, Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca yeniden açılan ana soruşturma sürüyor. Başsavcılık tarafından konuyla ilgili 25 Aralık 2020'de yapılan açıklamada, milletin gönlünde acısı hala taze olan bu elim olaya ilişkin tüm iddiaların eksiksiz ve ayrıntılı şekilde araştırılarak sonuçlandırılması için ana soruşturmanın kapsamlı şekilde yürütülmeye devam ettiği belirtildi.
Soruşturmanın özellikle 15 Temmuz 2016 sonrasında elde edilen tüm deliller ışığında yürütüldüğüne dikkati çekilen açıklamada, "Gelinen aşamada, olayın nasıl meydana geldiği, olayın oluşumunda harici kişilerin kastı, kusuru ya da ihmali bulunup bulunmadığı gibi hususlarda tüm soru işaretlerinin giderilmesine yönelik yeni bir rapor hazırlanması için konusunda uzman isimlerden oluşan yeni bir bilirkişi heyeti teşekkül ettirilmiştir." ifadesine yer verildi.
FETÖ'NÜN SORUŞTURMAYA MÜDAHALESİYLE İLGİLİ DAVA AÇILDI
Soruşturmalara Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) müdahalesiyle ilgili aralarında FETÖ'nün darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanına suikast girişiminden mahkum olan eski yarbay Davut Uçum ve eski astsubay Aydın Özsıcak'ın da olduğu 17 sanık hakkında hazırlanan iddianame, 25 Aralık 2020'de Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
Sanıkların helikopterin düşmesinin ardından başlatılan soruşturma sürecinde, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in ve örgüt yöneticilerinin talimatları doğrultusunda, soruşturmaya müdahale ederek örgütün amaçları doğrultusunda yönlendirmede bulundukları kaydedilen iddianamade, Yazıcıoğlu'nun ölümüyle ilgili soruşturmada, FETÖ'nün amaç ve menfaatleri doğrultusunda usulsüz birçok işlem yapıldığı, kurgu mahiyetinde gizli tanık ifadeleri ve ortam dinlemesi ile zorlama deliller oluşturulduğu, aynı zamanda yaşamını yitirenlerin yakınlarının acılarının istismar edildiği belirtildi.
GPS cihazı sökülmesiyle ilgili dosya birleştirildi
Soruşturmalara FETÖ müdahalesiyle ilgili dava dosyası ile helikopterden GPS cihazının sökülmesine ilişkin Göksun Asliye Ceza Mahkemesinde 10 sanığın yargılandığı dava, sanık ve eylem yönünden bütünlük oluştuğu gerekçesiyle 6 Ocak 2021'de birleştirildi.
Göksun Asliye Ceza Mahkemesinde yargılanan 10 kişiden 7'si her 2 dosyada da sanık olarak yer alırken, birleştirme kararı sonrası yeni 3 kişinin de eklenmesiyle Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki dava dosyasında sanık sayısı 17'den 20'ye çıktı.
Muharrem Tunç'un vefatı nedeniyle yargılanan sanık sayısı ise 19 oldu.
Sanıklar, 22 Mart'ta görülen ilk duruşmada hakim karşısına çıktı. Sanıkların savunmalarının ardından duruşma 28 Haziran'a ertelendi.
Bu arada, İstanbul'da hücre evinde yakalanan FETÖ'nün Gaziantep bölge avukatlar imamı Kamil Bakum'un, Yazıcıoğlu ile 5 kişinin öldüğü helikopterin düşmesine ilişkin yürütülen soruşturmaya FETÖ'nün müdahalesine yönelik verdiği ifadesi de ana soruşturma dosyasına girdi.
Arama kurtarma faaliyetlerindeki ihmale ilişkin davalar karara bağlandı
Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişinin içinde bulunduğu helikopterin düşmesi sonrası yürütülen arama kurtarma çalışmalarındaki ihmallere ilişkin görülen davalar ise bir süre önce karar bağlandı.
Dönemin Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli olan FETÖ hükümlüsü eski emniyet amiri Dursun Özmen, helikopterin düşmesi sonrası "Yazıcıoğlu'nun bacağı kırık, ambulansla hastaneye götürülüyor" şeklindeki bilgi notunu hazırladığı iddiasıyla "görevi kötüye kullanma" suçundan yargılandığı davada mahkum oldu.
Kahramanmaraş 1. Asliye Ceza Mahkemesi, 25 Ocak'ta verdiği kararda Özmen'i 2 yıl hapis cezasına çarptırdı. Yerel mahkemenin kararı, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesince de hukuka uygun bulundu.
Yargıtay 5. Ceza Dairesince, ilk derece mahkemesi sıfatıyla 9 üst düzey kamu görevlisinin yargılandığı dava da 5 Şubat'ta karara bağlandı.
Bu kapsamda dönemin Kahramanmaraş Valisi Niyazi Tanılır, eski İl Jandarma Komutanı Sezai Akgün ve eski İl Emniyet Müdürü Necdet Çelikbilek'e "görevi kötüye kullanma" suçundan 1 yıl 2'şer ay hapis cezası verildi, indirim uygulanmadı. 6 sanık hakkında ise beraat kararı verildi.
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca, Yazıcıoğlu ve beraberindekilerin bulunduğu helikopterin düştüğü tarihte Adana Jandarma Bölge Komutanı olan emekli Korgeneral Lapanta, eski Kurmay Başkanı Mazlum Koçoğlu, dönemin Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürü Orhan Birdal ve eski Sivil Havacılık Genel Müdürü Ali Arıduru, arama kurtarma faaliyetlerinde ihmali olduğu iddiasıyla "görevi kötüye kullanma" suçundan 16 Kasım 2020'de Kahramanmaraş 5. Asli Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.
Yargılama sonucunda 15 Şubat'ta görülen karar duruşmasında, Orhan Birdal ve Mazlum Koçoğlu'na "görevi kötüye kullanma" suçundan 1 yıl 1'er ay hapis cezası veren mahkeme aynı suçtan Ali Arıduru'yu 1 yıl 3 ay, Ali Lapanta'ya da 1 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırarak, sanıklar hakkında indirim ya da erteleme yapılmasına yer olmadığına hükmetti.
"FETÖ ORGANİZASYONU OLDUĞUNUN DAHA NET OLARAK İLERİKİ AŞAMALARDA ANLAŞILACAĞI İNANCINDAYIZ"
Yazıcıoğlu ailesinin avukatı Kemal Yavuz, AA muhabirine, 12 yıldır adeta iğneyle kuyu kazdıklarını belirterek, ana soruşturma dosyasının da 175 klasöre ulaştığını ve sona gelindiğini söyledi.
Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesinde soruşturmalara FETÖ müdahalesiyle ilgi dava açıldığını hatırlatan Yavuz, "Nihayet 12 yıl sonra da olsa örgütlü bir yapının varlığı kabul edildi. Bizim ilk günden itibaren iddiamız, 'Bu eylem örgütlü bir yapı tarafından gerçekleştirildi.' şeklindeydi. Şu an yargı örgütlü yapının eylem sonrasında var olduğunu, suç delillerini yok etmenin, arama kurtarmayı önlemenin, daha sonrasında maddi delilleri gizlemenin örgütlü bir yapı tarafından gerçekleştirilmiş olduğuna karar verdi ve bu anlamda bir iddianame hazırladı." diye konuştu.
Ana soruşturmanın devam ettiğini ve FETÖ ile ilgili ciddi gelişmelerin olduğunu ifade eden Yavuz, "Çok etraflı araştırmalar yapıldığında ve askeri yapıdaki FETÖ yapılanması tam olarak çözüldüğünde bunun tamamının bir FETÖ organizasyonu olduğunun daha net olarak ileriki aşamalarda anlaşılacağı inancındayız. Biz olayın örgütlü yapı tarafından gerçekleştirildiği inancındayız." dedi.
Davadaki 2 sanığın FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanına yönelik suikast timinin içerisinde yer almasının meselenin ne kadar vahim olduğunu ortaya kayan unsurlardan biri olduğunu belirten Yavuz, şunları kaydetti:
"Biz vicdani bir kanaat olarak, olayın bir suikast olduğu, bu suikastın askeri jetlerin oluşturdukları türbülansla gerçekleştirildiği ve karbonmonoksitle pilotu sersemletme düzeyine getirip 'işi sağlama aldıkları' inancındayız. İsmail Güneş'in konuşmaya başlamasıyla örgütlü yapının paniklediğini, bu delil karartma işlemlerini bu nedenle gerçekleştirmeye çalıştıkları inanç ve kanaatindeyiz."
Türk yargısına güvendiklerine dikkati çeken Yavuz, "Ana dosya olarak kabul edilen çatı dosyanın açılarak, diğer dosyaların güncellenerek, yargılamanın devam etmesi gerektiği inancındayız. Türk yargısının bunu yapacağını ve Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığının da bu amaçla çok ciddi bir çalışma içerisinde olduğunu biliyoruz. Kısa zaman içerisinde de sonuçlarını Türk yargısının alacağı, sanıkların yargı önünde hesap vereceği günün geleceği inancı ve kanaatindeyiz." ifadelerini kullandı.
Kemal Yavuz, "Yazıcıoğlu'nun ölümüne ilişkin olayın Cumhuriyet tarihinin en profesyonel suikastı olduğunu" vurgulayarak, olayın bütün yönleriyle aydınlatılmasını istedi.