Aile ve toplum değerlerini yozlaştırıcı politik bir baskı aracı olarak kullanılmaya başlanması nedeniyle İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı alan Türkiye'nin, kadına yönelik şiddetle mücadeleyi hiçbir taviz vermeden aynı kararlılıkla sürdüreceği, iç hukuka dayalı uygulamaları iyileştirmeye odaklanacağı bildirildi.
KANUNLAR YÜRÜRLÜKTE
İstanbul Sözleşmesi'ni iç hukuka da uyarlayan ve Türkiye'de şiddetin insanlık suçu olarak kabul edilmesi, bu konuda caydırıcı yaptırımların getirilmesine yönelik 2012'de çıkarılan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, sözleşmenin feshedilmesinin ardından aynı şekilde uygulanmaya devam edecek. Türkiye tarafından 1985'te onaylanan Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi (CEDAW) da geçerliliğini koruyacak. Başka bir ifadeyle kadına yönelik şiddetle mücadele, hiçbir taviz verilmeden aynı kararlılıkla sürdürülecek. Kadınların ekonomik ve sosyal yaşama katılımlarının güçlendirilmesi, hak, fırsat ve imkanlardan tam olarak yararlanmalarının sağlanması amacıyla 2018-2023 yıllarını kapsayan "Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı" hayata geçirildi. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve ilgili kurumların iş birliğinde ilk defa 75 maddelik geniş kapsamlı bir plan olan "Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon Planı" da yürürlüğe konuldu.
YENİ ADIMLAR
Ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2 Mart 2021'de açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı kapsamında da aile içi şiddet ve kadına yönelik şiddetle mücadeleyi güçlendirecek adımlar uygulamaya alınacak. Bu kapsamda, eşe karşı işlenen suçlarla ilgili cezayı artıran sebeplerin boşanmış eşi de kapsayacak şekilde genişletilmesi, tek taraflı ısrarlı takip fiillerinin ayrı bir suç olarak düzenlenmesi, şiddet mağduru kadınların hak arama yollarını etkin şekilde kullanabilmeleri için Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 234'üncü maddesi uyarınca avukat görevlendirilmesi imkanının getirilmesi gibi pek çok düzenleme hayata geçirilecek. AA