İktisat tarihi alanında önemli çalışmalara imza atan 87 yaşındaki Dr. Mehmet Genç, akciğer kanseri tedavisi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü sahibi Genç'in naaşı, Fatih Camii'nde yapılan cenaze töreninin ardından Fatih Camii Haziresi'nde toprağa verildi.
Yaklaşık bir buçuk yıldır akciğer kanseri tedavisi gören usta tarihçi Dr. Mehmet Genç, dün gece saatlerinde tedavi gördüğü Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 87 yaşında hayata gözlerini yumdu.
Genç için bugün cuma namazının akabinde Fatih Camii'nde cenaze töreni düzenlendi. Törene Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, AKP İstanbul Milletvekili Fatma Betül Sayan Kaya da katıldı. Genç'in naaşı, cenaze töreninin hemen ardından Fatih Camii Haziresi'nde toprağa verildi.
Osmanlı ekonomisi üzerine yayınladığı birçok makalesi başta İngilizce, Fransızca, Arapça ve Yunanca olmak üzere birçok dile çevirisi yapılan usta tarihçi, 2015 yılında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'ne layık görülmüştü.
AKADEMİ DÜNYASINDAN İSİMLER TARİHÇİ DR. MEHMET GENÇ'İ ANLATTI
İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, usta tarihçinin Türkiye'nin önemli bir değeri olduğunu belirterek, "Aslında hocanın şahsında çok güzel bir alan hayata geçirildi ve görülür kılındı. Yani iktisat alanı ile tarih alanı birleşti. Mehmet Genç hocamıza baktığınız zaman, 'iktisatçı mıdır, tarihçi midir' deseniz, kendisi iktisat tarihçisidir. Bu da bizim ihtiyaç duyduğumuz bir alandı." ifadelerini kullandı.
Genç'in iktisat tarihi konusunda özgün kaynaklardan araştırmalar yaptığını aktaran Ak, şunları kaydetti:
"Başkalarının ulaşamadığı kaynaklara ulaşarak ve bu kaynaklara da farklı bir bakış açısı geliştirerek, çalışmalarını sürdürdü. Örnek de oldu. Yazdığı yazılar hep kaynak gösterilen çalışmalar oldu ama daha da önemlisi kişiliğiyle, üslubuyla etrafına örnek oldu. Yani iktisat tarihçiliği mesleğini uygulayış biçimi de her şeyden önce örnek alınan bir davranıştı. Gerçekten kişisel olarak da kurumsal olarak da büyük bir üzüntü içerisindeyiz. Ülkemiz adına büyük bir kayıp oldu ama ne mutlu ki kendi kazanımlarını etrafına yayabildi. Açtığı yol, bence hiç unutulmadan, kaybolmadan sürdürülecek. Üniversitemizin de mensubu olması dolayısıyla da ayrıca kendisiyle gurur duyuyorum."
"OSMANLI TARİHİNİ KÖKTEN DEĞİŞTİRECEK DÜŞÜNCELERİN TEMELİNİ ATTI"
Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Fehmi Yılmaz da usta tarihçinin 30 yıllık öğrencisi olduğunu belirterek, "Her günümüz beraber geçmiştir. Hocanın emeği karşısında bizim emeğimiz hiçbir şeydir. Ne öğrenmişsek hocamızdan öğrendik. Benim hayatım boyunca en gurur duyacağım şey Mehmet Genç'in öğrencisi olmak olacak." dedi.
Yılmaz, Genç'in, müstesna bir insan, iyi bir ilim adamı olduğunu, doğru bildiğinden hiçbir zaman şaşmadığını ifade ederek, şöyle devam etti:
"Doğru bildiklerinden vazgeçmediği için hep iyi şeyler ortaya koymaya çalıştı. İyi şeyler ortaya koymak istediği için gerçeğe ulaşmaya çalıştı. Biliyorsunuz doktora tezini bile bitirmedi. Hocasının yalvarmasına rağmen doktora tezini bitirmedi ama Osmanlı tarihini kökten değiştirecek düşüncelerin de temelini attı. Osmanlı tarihinin ayağı yere basıyorsa Mehmet Genç'in fikirleri sayesinde yere basıyor. Batı'daki birçok çalışma artık, Mehmet Genç'in ortaya attığı fikir, teori ve prensipler çerçevesinde incelenmeye başladı. Onun söylediği şeyler önce teoriydi ama şu anda herkes tarafından kabul edildi. Osmanlı'nın özellikle iktisadi düşünce yapısına ait fikirleri tamamen prensip haline geldi. Hiç kimse hiçbir şekilde onun zamanında ortaya attığı bu teorileri reddedemediler. Pek çok girişim oldu ama sonuçta Mehmet Hoca'nın söylediğine dönüldü."
Yılmaz, Genç'in her zaman yeni bir şeyler öğrenmenin peşinde olduğunu vurgulayarak, "Her zaman 'ben gün içinde yeni bir bilgiye ulaşmazsam kesinlikle uyumamam yeni bir bilgi için sabaha kadar çalışırım' derdi." ifadelerini kullandı.
Genç'in sadece Osmanlı arşivindeki bilgileri değil, dünyadaki literatürü de takip etmeye çalıştığını aktaran Yılmaz, "Takip ettiği konular sadece Osmanlı tarihi değil, disiplinler arası pek çok konuyu da gündeminde tutar, dünyanın belli başlı dergilerini düzenli bir şekilde takip ederdi." diye konuştu.
Dr. Mehmet Genç'in öğrenmek isteyen herkese yardım ettiğini aktaran Prof. Dr. Fehmi Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben çok kez şahit oldum. Kendisine sorulan soruları cevaplarken hep gözlerinde bir ışık olurdu. Karşısındaki insanın seviyesi neyse doğrulardan şaşmayarak onun anlayacağı dilden konuşurdu. Öğrencileri geleceğin yıldızları olarak görürdü. Çok zeki öğrencilerin üzerinde durmamız gereken insanlar olduğunu hep söylerdi. 'Osmanlı'da olduğu gibi biz de zeki insanları devşirmeliyiz, bu zeki insanlar bizim ileride topraklarımızın entelektüelleri olacak ve varlığımız onların sayesinde devam edecek' derdi."
"GENİŞ UFUKLU BİR TEFEKKÜR İNSANIYDI"
"Mehmet Genç Hocayı, bir akademisyen olarak görmek onunla ilgili tanımlamalarda düşebilecek en büyük hatalardan birisidir." ifadesini kullanan İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Coşkun Yılmaz da Genç'in her zaman ilim, düşünce ve gelenek derdinde olduğunu söyledi.
Yılmaz, "Bu derdine müsavi bir oranda da daha yaşarken hem bir ekol olmayı hem de Osmanlı düşüncesine dair yeni keşifler, tanımlamalar, kendisinden sonraki araştırmalara konu olabilecek teoriler ortaya koydu." diyerek, şu değerlendirmede bulundu:
"Bu teorileri bizzat ispat etme ve takipçileri tarafından da ispatını görme şerefine nail oldu. Ben, Mehmet Genç Hoca'nın hayatı üzerine 1990'lı yıllardan itibaren çeşitli konuşmalar yapmış birisiyim. Hayatına baktığımızda da tarihtekilere benzer çilekeş ilim adamlarının geçtiği yollardan geçtiğini görüyoruz. Sağlıkla büyük imtihanı oluyor. Çeşitli engellemelerle imtihanı oluyor. Buna mukabil hocanın kendi ifadesiyle hakikat yolunda bir karınca gibi, yolundan, hedefinden, fikrinden dönmeyen sabır ve nezaketle yürüyen bir insan olduğunu görüyoruz. Hocanın çok zeki bir insan olduğu muhakkak, bilinmeyen taraflarından birisi de nüktedan oluşu. Çetrefilli, zor konuları muhatabını da çok kırıp dökmeden nüktelerle anlatırdı."
Genç'in aynı zamanda takdirkar bir insan olduğunu ifade eden Yılmaz, "Seviyesine ve makamına vakar ve tevazusu da olan bir insandı. Çok genç ilim adamlarının çalışmalarını takip eder, onları taltif ederdi. Mesela benim İslam Ansiklopedisi'ne yıllar önce yazdığım 'Siyasetname' maddesiyle ilgili ifadeleri bunun en canlı şahididir. 'Okuduğum siyasetnameye dair en güzel çalışma olmuş tebrik ederim.' diye bunu bir sohbet meclisinde hiç beklemediğim bir anda söylemişti. Mehmet Genç, deyince çizeceğimiz portre haysiyetli, dirayetli, dünya makamlarına prim vermeyen, ilim yolunda sarf edilmiş bir ömür, kendisinden sonrakilere yol gösterecek bir birikim ve ortaya eser koyuşudur. Nüktedan ve mütefekkirdir. Onun özelliği sadece araştırmalar yapmak değil, geniş ufuklu bir tefekkür insanıydı." değerlendirmesini yaptı.
"OSMANLI İKTİSAT TARİHİNE BÜYÜK BİR MESAFE ALDIRMIŞTIR"
Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Akif Aydın da Genç'in kaybının hem Osmanlı hem de İslam tarihçiliği bakımından son derece önemli olduğunu dile getirdi.
Aydın, "Ben kendisini ilk defa doktora çalışmalarım sırasında Osmanlı Arşivinde çalışırken tanıdım. Ondan sonra da aralıklı olarak görüşmelerimiz devam etti. Son senelerde de daha sık görüştük. Gerçekten unvana, makama önem vermeyen, doğrudan doğruya Osmanlı iktisat tarihine kendisini vermiş ve Ömer Lütfi Barkan'ın başlattığı kaliteli çalışmaları daha ileri noktalara götürmüştür." dedi.
Usta tarihçinin modern araştırmaları da etkin bir şekilde kullandığına işaret eden Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Adeta, Osmanlı iktisat tarihine yeni bir bakış açısı getirmiştir denebilir. Osmanlı tarihinin kuruluş, yükselme, duraklama, gerileme dönemi olarak ayrılmasına itiraz etmiş, Osmanlı Devleti'nin gerilemediğini normal istikametinde yürüdüğünü ama Avrupa devletlerinin daha hızlı geliştiğini ortaya koymuştur. Bunu da ikna edici delillerle ortaya koymuştur. Gerçekten son zamanlarda bile ilmi çalışmalarını aksatmamıştır. Biz en son kendisine 100 ciltlik 'Kadı Sicilleri'ni göndermiştik. Talebeleri, baştan sona onu okumaya başladığını ifade etmişlerdi. Çok büyük bir mutluluk duyduğunu söylemişlerdi.
Gerçekten Mehmet Genç Hoca mütevazı kişiliği, şahsiyeti ve Osmanlı iktisat tarihine verdiği emekle tarihi sevenlerin sevgisini kazanmıştır. Osmanlı iktisat tarihine büyük bir mesafe aldırmıştır. İlginç olan nokta, gönlü tatmin olmadığı için, araştırmayı devamlı dini belgeleri görme arzusundan dolayı resmen doktorasını bitirmemiştir. Sonra üniversite ona fahri doktora vermiştir. Bu nokta da önemli, yani bir makam, bir unvan için çalışmamış ama ilim için çalışmıştır. Gerçekten iktisat tarihi için büyük bir kayıptır."