Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından HDP'nin kapatılması istemiyle hazırlanan iddianame sonrasında Anayasa Mahkemesi'ndeki dava süreci başladı. AYM Başkanı Zühtü Arslan, iddianamenin incelenmesi için raportör görevlendirildi. 15 günü geçmeyen süre içinde yapılan ilk inceleme sonrasında iddianamenin kabul edilip edilmediği netlik kazanacak.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın HDP'nin kapatılması, 685 kişiye siyasi yasak ve partinin hazine yardımlarının kesilmesi istemleriyle hazırladığı 609 sayfalık iddianame Anayasa Mahkemesi'ne gönderilmişti. Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan tarafından iddianamenin incelenmesi için raportör görevlendirildi.
SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK?
İddianamenin ilk inceleme yapılması için görevlendirilen raportör hazırladığı raporu Anayasa Mahkemesi heyetine sunacak. Davaya ilişkin ilk incelemesini yapacak heyet, iddianamenin kabul edilip edilmediğine karar verecek. Bu süre iddianamenin mahkemeye gönderilmesinden itibaren 15 günü geçemeyecek. Kabul edilmesi halinde iddianame ön savunma için HDP'ye gönderilecek. HDP'nin, Yüksek Mahkemenin tanıdığı süre içinde ön savunmasını yapmasının ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin esas hakkındakini görüşünü sunacak. Bu görüş de HDP'ye gönderilecek.
Daha sonra Anayasa Mahkemesince belirlenecek tarihlerde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin ile HDP parti genel başkanlığı ya da tayin edecekleri vekil sözlü savunma yapacak. Sürecin ardından davaya ilişkin belgeleri toplayacak raportör esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Raporun Anayasa Mahkemesi üyelerine dağıtılmasının ardından Başkan Zühtü Arslan toplantı için gün belirleyecek. Üyeler belirlenen günde bir araya gelerek kapatma istemini esastan görüşmeye başlayacak. HDP hakkındaki kapatma davasını 15 kişiden oluşan Anayasa Mahkemesi heyeti karara bağlayacak. Anayasa'ya göre, partinin kapatılmasına veya dava konusu fiillerin ağırlığına göre devlet yardımından kısmen ya da tamamen yoksun bırakılmasına, toplantıya katılan üyelerin üçte iki oy çokluğuyla yani 15 üyenin 10'unun oyuyla karar verilebilecek. Kapatma davasıyla ilgili karar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ile ilgili siyasi partiye tebliğ edildikten sonra Resmi Gazete'de yayımlanacak.
İDDİANAMEDE NELER VAR?
HDP'nin kapatılmasının istendiği iddianamenin çatısı, 37 kişinin hayatını kaybettiği 6-8 Ekim olaylarıyla ilgili Kobani iddianamesiyle kuruldu. HDP'lilerle ilgili soruşturmalar ve parti binalarında bulunan PKK'ya ilişkin belgeler de iddianamede yer aldı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu Başsavcıvekili Veysel Kaçmaz koordinesinde Selahattin Demirtaş'ın da aralarında bulunduğu 108 şüpheli hakkında hazırlanan 3 bin 500 sayfalık Kobani iddianamesinde HDP'li isimler ve parti yönetimi hakkında şok bilgiler yer almıştı.
Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 7 Ocak'ta kabul edilen iddianame Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Siyasi Partiler Bürosu tarafından 2 Mart'ta istenmişti. Soruşturma sonrasında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, HDP'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne dava açtı.
HDP'nin, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı eylemlerin odağı haline geldiği belirtildiği iddianamede, HDP'nin temelli kapatılmasının hukuksal zorunluluk olduğu kaydedildi. İddianamede yer alan 20 ek klasörde, soruşturma ve kovuşturma bilgileri, İmralı Günlükleri kitabının çıktısı, HDP'nin Diyarbakır'da görev almış üyelerine ilişkin yargı organlarına intikal eden soruşturma-kovuşturma dosyaları ve partiyle ilgili basına yansıyan haberlere yer verildi.
HDP'li milletvekili Hüda Kaya ile milletvekilliği düşürülen Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun, Gara Operasyonu sonrası attıkları mesajlar ve milletvekili Dirayet Dilan Taşdemir'in Gara'da bulunduğuna dair beyanlar da iddianameye delil niteliğinde girdi.
PARTİ DEĞİL PKK KONGRESİ
HDP'nin daha önce kapatılan partiler gibi tamamen PKK'nın güdümünde ve örgütün legal görünümlü bir yan kuruluşu olduğu belirtilen iddianamede, partinin kongreleri ile tüm gösteri ve toplantılarının, yasalara göre kurulmuş bir siyasi parti kongreleri gibi değil, terör örgütünün propagandasının yapıldığı, ölen teröristlere saygı duruşlarında bulunulduğu ve adeta "PKK kongreleri' şeklinde HDP kongresinin yapıldığı belirtildi. Bunun son örneğinin 23 Şubat'ta Ankara'da yapılan 4. Olağan Kongre'de yaşandığı vurgulandı.
"DEMİRTAŞ ÖCALAN'IN PROJESİ"
İddianameden başlıklar şöyle:
HDP, terör örgütü PKK'yı açıkça desteklemekten öteye geçip onun bir organı gibi faaliyette bulundu. HDP ile PKK arasında fark yok.
HDP, PKK'nın talimatları doğrultusunda faaliyet yürüten, halka değil terör örgütüne hesap veren, siyasi görünümlü bir uzantısı.
HDP, PKK'nın partisidir. Pervin Buldan ve Selahattin Demirtaş terör örgütü elebaşı Öcalan'ın projesidir.
HDP, hiçbir milli meselede Türkiye ve milletinin yanında yer almamıştır. Devletin ve milletin karşısında kim varsa onların safında yer aldı.
HDP, siyasi partiden çok, örgüt tarafından yönlendirilen bir oluşumdur.
PKK'ya 'terör örgütü', elemanlarına 'terörist' demedi. Etkisiz hale getirilen teröristlere 'şehit' dedi.
HDP bağımsız bir politika üretememiş, 'Kandil'in' ve 'İmralı'nın' dayattığı politikaları hayata geçirmeyigörev addetmiş ve PKK'nın gölgesi altında siyasi çıkar elde etmeye çalışmıştır.
HDP kendi deyimleri ile sırtlarını PKK'ya dayamış. PKK yöneticilerinden Cemil Bayık'ın 'PKK olmasa HDP yüzde 5 oy alamaz' sözü bunu doğrulamakta.
685 İSME 5 YIL SİYASİ YASAK
İddianamede, HDP'nin mevcut eş başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar'ın da aralarında bulunduğu, Selahattin Demirtaş, Sırrı Süreyya Önder, Sebahat Tuncel, Figen Yüksekdağ Şenoğlu, Sezai Temelli, Ayla Akat Ata, Dirayet Dilan Taşdemir, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Hüda Kaya gibi 685 HDP'li hakkında siyasi yasaklılık istendi.