Tersine seyreden bir kaderdi onlarınki… Alevin muma yaptığı gibi yaktılar birbirlerini. Büyük bir aşktı ama hakkıyla yaşanamadı. Vuslatın peşinde, bir mum gibi eridiler. Artık tek bir ihtimal vardı; o da ölmek..!
SEN BİR ÖMRE BEDELSİN
Sultan 2. Abdülhamid'in hükmettiği Mutlakiyet günleriydi. Babası o daha doğmadan ailesini terk eden ve annesi Nevbahar Hanım tarafından büyütülen Ahmet Rasim, Nadire'yle Nedim'in aşkını, daha 26 yaşındayken "İlk Sevgi" adlı ilk kısa romanında kaleme aldı. Darüşşafaka'yı birincilikle bitirmiş, Fransızca, edebiyat ve müzik eğitimi görmüş, memuriyet ve öğretmenlikten sonra gazeteciliğe başlamış biri için bu eser, edebiyat dünyasına heyecan veren cesur bir adımdı. Bugün VakıfBank Kültür Yayınları'nca "Ahmet Rasim Kitaplığı 1" ile yayınlanmaya başlayan 30 ciltlik külliyat, o adımlarla dolu 50 yıllık yazım hayatını günümüze taşıyor. O yazar ki çok sevdiği ve kendisine 6 çocuk veren eşi Sadberk Hanım'ı kaybedince sarsılıyor; bestekar torunu Osman Nihat Akın'ın "Bir İhtimal Daha Var" şarkısındaki gibi "Vuslatın başka alem / Sen bir ömre bedelsin" türü bir yakarış halindeyken kalemiyle güç topluyor.
YASAK AŞK ACI KADER
Yarattığı ilk roman kahramanları, aşktan ölüme sürüklenen Nadire ve Nedim ise yazgıları karşısında çaresiz. Romanda Nadire ve Nedim birbirlerini seven iki genç. Evlilikle taçlanmayan bir ilişkileri oluyor. Nedim okula gidiyor ve okulda 4 yıl kalıyor. Bu sürede Nadire'yi hiç aramıyor. Nadire de kendisini çok seven bir adamla evleniyor. Bir oğlu oluyor. Nedim ise mezuniyet sonrası hala baskısıyla evleniyor. Kızı oluyor, ardından da eşini kaybediyor. O zor günlerde tesadüfen Nadire'ye rastlıyor. Nadire'nin evli olduğunu öğreniyor.
O an ağzından dökülen söz çok dokunaklı. "Beni unutmayacağına yemin etmiştin" diyor. Yüreği o kadar kavruluyor ki dayanamıyor. Bir bohçacıyla mektup gönderiyor. Mektupta "Bir gencin hayatına kıymakla senin eline ne geçti?" diye soruyor.
Nedim'in duyguları karşısında Nadire'nin aklı karışıyor. Sonraki günlerde bohçacı kadının "O seni seviyor sen de onu seviyorsun" sözlerinden etkilenen Nadire, oğlunu da alarak Nedim'e kaçıyor. Kocası ise durumu öğrenince intihar ediyor.
O gece Nadire'nin eşyalarını almak için gizlice eve giren Nedim, cesetten korkuyor ve kaçarken bacağını kırıyor. Nadire de Nedim de tutuklanıyor. Nadire'nin oğlunu babaannesi büyütüyor. Çıkınca gidecek bir yeri olmayan Nadire'yi bohçacı kadın kötü yola düşürüyor. Hayatı kararan Nadire, oğlunun alnına leke sürülmesin diye "Ben senin annenim" bile diyemiyor. Uzun zaman sonra Nedim de cezaevinden çıkıyor. 'Zavallı Nadire'nin "Fahişe" olduğunu öğreniyor, kadını bulup yüzünü bıçaklıyor.
Zaman geçiyor. Hayatları daha da ağırlaşıyor. Sefalete düşen Nadire de Nedim de sokakta dilenmeye başlıyor. Ve bir gün Nadire, Nedim'le karşılaşıyor. Başında uzun uzun bekleyen kadını fark eden Nedim "Sen kimsin?" diye soruyor. Nadire "Aldattığınız, kıskandığınız, yaraladığınız, 20 seneden beri perişan halde bıraktığınız Nadire" diyor. Nedim, maksadını soruyor. Nadire "Beni vururken senin maksadın neydi?" diyor. Ardından intikamını almak için Nedim'i öldürüyor. Ama peşinden de intihar ediyor.
Prof. Dr. Yılmaz Daşcıoğlu'nun başkanlığında gerçekleştirilen araştırma çalışmalarında 800'ü aşkın süreli yayın ve 117 bin nüsha incelendi. 30 cilt olarak okurla buluşturulacak eserlerde Nedim ve Nadire gibi daha nice kahraman var. Bekleyin...