Son dakika açıklamalarında bulunan MHP lideri Devlet Bahçeli sosyal medya üzerinden kritik mesajlar verdi. Bahçeli İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in nefret nöbetine girdiğini söyledi.
Bahçeli'nin açıklamaları şu şekilde; Türk siyasetinin denge ve istikrara kavuşması, aynı zamanda ahlaki ve milli duyarlılıklar taşıması Türkiye'nin stratejik gücüne güç katacaktır. Siyaset nezaket ister, zarafet bekler, saygı ve sevginin kökleşmesini hedefler. İradesi olmayanların ikmal kaynağı ise iftiradır.
Büyük İslam filozofu İbni Rüşd demiş ki: "Dünyanın yarısı söyleyecek bir şeyi olup da söyleyemeyen, öteki yarısı da söyleyecek bir şeyi olmadan konuşan insanlardan oluşur." Ne dediğini bilmeyenin söyleyecek bir sözü yoktur. Bu tiplerde değer ve dirayet de yoktur.
Siyasi geçmişi kıvrım kıvrım akan bir nehir gibi olanların, zigzaglı ve ziyan içinde bir hayatın içinden gelenlerin yalan ve dedikodu tek sığınaklarıdır. Çünkü şahsiyetleri çürük, dilleri güdük, siyasetleri ise düdük gibidir. Önüne gelen öttürür, ardına düşen savrulur.
NEFRET NÖBETİNE GİRMİŞTİR
Bugün İP'in Başkanı, talimatlı ve tembihli bir konuşmayla nefret nöbetine girmiştir. Bir kadının bu denli ayıplı bir dil kullanması esasen rezilliktir. Pervasızlığından ve pişkinliğinden biz hicap duyduk, ama o duymadı. Çirkin üslubundan biz utandık, o utanmadı, gocunmadı.
MHP'de yıllarca görev alan veya aramızda bulunan değerli arkadaşlarımı İP'in yönetiminden istisna tutuyor, malum ve mezkur ağır ve acınası suçlamaları vicdanlarında tartmalarını diliyorum. Söylenenler reva mıdır? Hakkaniyete sığmakta mıdır?
Bir insanın dünü bugününe kefil, bugünü geleceğine keşif kolu olmalıdır. İP'in Başkanı dün ne söylemişse bugün çiğnemiş, muhtemelen de bugün söylediklerini yarınlarda inkar edecektir. Zira yaptığı hep budur. İP'i, MHP'ye dolamak isteyenlerin ayakları birbirine dolanmıştır.
İtibarını kaybetmiş proje partilerinin karanlık bir maksatla kurulduğu, milletimize en küçük bir hayrının dokunmayacağı tecrübelerle sabittir. Girdiği her kapıya ihanet edenler İYİ değil, kötülük markasıdır. Zarfa değil mazrufa, surata değil sirete bakalım, görülecek budur.
"PKK'NIN DÜMEN SUYUNA KAPILMIŞ..."
PKK'nın dümen suyuna kapılmış, HDP'nin kanlı eşiğine yatmış, CHP'nin ufak kopyası haline gelmiş, belediyelere haram şantiyesi kurmuş bir zihniyetin İYİ olması, balığın kanat takıp uçması kadar absürt ve ahmakça bir beklentidir. İP'in yönetimi, Türk siyasetindeki kokuşmadır.
İP'in Başkanı projedir, figürandır, kripto damarın ta kendisidir. MHP'nin içindeyken gizli amaçlarını özenle saklayarak uygun zaman ve zemin kollamış, bu esnada da şahsıma ve dava arkadaşlarıma abartılı da olsa nice övgüler yağdırmıştır. Bugün ise terbiyesizce sövmektedir.
Türklük davamızdan caydığımızı söylemek, partimizi İmralı canisiyle ilişkilendirmek, esir olduğumuzu iddia etmek şerefsiz bir bühtandır. Bu bühtan İP'in fikirsiz ve şahsiyetsiz başına yapışıp kalmıştır. Koltuk için Pensilvanya'ya köle olanların bize çamur atması beyhudedir.
FETÖ'NÜN SEKİZ AYAĞI OLDUĞU BİLİNMEKTEDİR
Asıl üzerinde durulması gereken konu şudur: FETÖ'nün sekiz ayağı olduğu bilinmektedir. Yargıdan bürokrasiye, eğitimden medyaya, TSK'dan emniyete, medyadan iş dünyasına kadar bu ayaklarla kararlılıkla mücadele edilmiş, buna da devam edilmektedir.
HDP, PKK'nın siyasetteki kanser hücresidir. 24 Haziran 2018 seçimlerinde aldığı oy yaklaşık 5 milyon 800 bin civarındadır. İP'in kuruluşu 25 Ekim 2017'dir. Bir yılını bile doldurmadan korsan milletvekili transferiyle girdiği seçimde yaklaşık 4 milyon 900 bin oy almıştır.
Mesela Hakan Bayrakçı, Murat Gezici, İbrahim Uslu gibi icazetli kamuoyu araştırma şirket sahipleri acaba bu oyun kaynağını araştırma lüzumu duymuşlar mıdır? Ayrıca FETÖ'nün siyasi ayağını hiç hesap etmişler midir?
PENSİLVANYA'NIN DESTEĞİ KİME YÖNELMİŞTİR?
Pensilvanya'nın desteği kime yönelmiştir? FETÖ'cüler kime destek vermiştir? Sanıyorum bu sorunun cevabı araştırıldığında İP'in oy tabanının mahiyeti, bu kumandalı partinin kimlerin taşeronluğunu yaptığı, ezcümle FETÖ'nün siyasi ayağı deşifre edilmiş olacaktır.
Papa'nın Irak'ın kuzeyini ziyareti hatırına basılan pulda, sözde Kürdistan haritasının resmedilmesi üzerinden hiç kimse bize parmak sallayamaz. O zelil harita zaten ayaklarımızın altındadır. Bölücülerle ve teröristlerle aynı kareye giren ve ittifak kuranlar ise zillettir.
5 Mart-8 Mart arasında Papa'nın Irak ziyaretini adım adım takip eden, gerekli notlarımızı alan bir partiyiz. Dinler arası diyalog çabalarının tekrar ısıtılması karşısında, bu küresel projenin ilk halkasında hain Gülen'in yer aldığını bilmesi İP'in Başkanı'na tavsiyemdir.
Kimin kimlerle yürüdüğü bellidir. Kaldı ki biz Türk milletiyle yürüyoruz, İP'sizi sapsızı, CHP'si HDP'si de Türkiye düşmanlarıyla düşüp kalkıyor. Unutulmasın ki, İP'in Başkanı Türklük konusunda söz söylemeye ne cüreti ne de yüreği yetecek en son kişi bile değildir.
Milliyetçi Hareket Partisi dostunu da bilir hasmını da bilir. Ülküsü de bellidir, ilkeleri de berraktır. CHP'nin kafesinde yemlenip kendi boğazına İP dolayanların bizimle aşık atması, davamızı ve arkadaşlarımızı karalaması alçak bir oyundur. Ve bu oyun bozulacaktır.