Darbeler ve darbe girişimleri karşısındaki darbe yanlısı tutumu ile eleştirilen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 28 Şubat'ı adeta yok saydı. Türkiye'nin demokrasisine kara bir leke olarak geçen ve milyonlarca vatandaşın hayatını karartan 28 Şubat darbesinin yıl dönümünde sessizliğe bürünen Kılıçdaroğlu ne bir yazılı açıklama ne de sosyal medya üzerinden bir paylaşım yapmadı.
Aynı Kılıçdaroğlu bir gün önce vefat yıldönümü olan merhum Başbakan Necmettin Erbakan'ın anma programında boy göstermiş sağ seçmene selam çakmıştı.
BİR GÜN ÖNCE ERBAKAN PROGRAMINDA BOY GÖSTERDİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 28 Şubat darbesi ile milletin verdiği oylar hiçe sayılarak Başbakanlık koltuğundan indirilen Refah Partisi Genel Başkanı, Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan için vefat yıldönümü olan 27 Şubat'ta organize edilen anma programına katılarak sağ seçmene barış, sevgi mesajları gönderdi.
28 ŞUBAT'TA KARANLIĞA GÖMÜLDÜ!
Ancak asıl demokrasi sınavını bir gün sonra veren Kılıçdaroğlu bir kez daha darbelere karşı sessiz kalma tavrını sürdürdü. 28 Şubat postmodern darbesinin yıl dönümüne dair en ufak bir kınama ya da açıklama yapmayan CHP lideri sosyal medya hesaplarında da adeta karanlığa gömüldü.
"KILIÇDAROĞLU HEP YAPTIĞINI YAPTI"
Konuyu tüm siyasi partileri olduğu gibi CHP'yi de yakından takip eden usta gazeteci ve SABAH yazarı Mahmut Övür ile konuştuk. Övür Sabah.com.tr'ye yaptığı değerlendirmede Kılıçdaroğlu'nun siyasi geçmişi ve 15 Temmuz'dan hafızalara kazınan görüntüleri ile kendi çizgisine uygun bir davranış sergilediğini, asıl garip olanın bir gün önceki anma programına kendisinin çağırılmasının olarak görülmesi gerektiğini ifade etti.
MAHMUT ÖVÜR: ŞAŞIRTAN KILIÇDAROĞLU DEĞİL, ONU ÇAĞIRANLAR
İşte Mahmut Övür'ün değerlendirmesi;
Bir defa CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 28 Şubat darbesinden bir gün önce o toplantıya çağırılıyor olması çağıranlar açısından daha garip diye düşünüyorum.
DARBELER KONUSUNDA SAHİCİ VE SAMİMİ TEK BİR ÖZELEŞTİRİSİ YOK
Bugüne kadar ne darbeler ya da darbe girişimleri, ne de muhtıralar konusunda sahici ve samimi tek bir özeleştiri yapmış değil.
Mahmut Övür: Sayın Erbakan'ın vefatının 28 Şubat'ın bir gün öncesine denk gelmesi de enteresan bir tesadüf, kaderin bir cilvesi belki de ve bize üzerine düşünmemiz için bir mesaj veriyor diye düşünüyorum.
GÖZLERİMİZİN ÖNÜNDE YAŞANAN 15 TEMMUZ'A "KONTROLLÜ DARBE" DEDİ
Bir de şöyle geriye doğru baktığımızda sayın Kılıçdaroğlu'nun sadece 28 Şubat değil 27 Mayıs, 12 Eylül ve hatta 15 Temmuz'a bile karşı çıkmayı bir kenara bırakın darbeciler gözümüzün önünde kan akıtıp ülkemizi bombalarken "kontrollü darbe" diyen bir aktör olduğu tüm kamuoyunun malumu.
ŞAŞIRTABİLMESİ İÇİN ÖNCE BİR SAMİMİ ÖZELEŞTİRİ DUYMALIYIZ
O nedenle kendisi beni şaşırtmamıştır. Şaşırtabilmesi için öncelikle darbelerle ilgili samimi bir özeleştiri yapması gerekir. O nedenle darbeyle alakalı tek kelime etmemesi değil merhum Erbakan'ın toplantısında boy göstermesi daha dikkat çekici bir gelişme oldu benim açımdan.
"BUNDAN DAHA BÜYÜK BİR ÇELİŞKİ OLAMAZ"
Prof. Dr. Erbakan'ın vesayet tarafından nasıl itibarsızlaştırıldığını gözardı ediyor. Ama kalkıp onu anma programına çağırılıyor ve katılıyor. Ayrıca sayın Erbakan bildiğiniz gibi 1960'larda geliyor Türkiye'ye ve geldiği andan itibaren "Milli" bir çizgi benimsiyor. Adına da Milli Görüş dediği ve ekonomide, üretimde, tarımda milli bir politika benimsedi ve onun hareketinin içinden var olan AK Parti iktidarı da milli ve yerli bir çizgi izliyor. Kalkıp bu anlamdaki her adımına da düşmanlık ediyorsun. Sonra Milli görüş liderini anmaya gidiyorsun. Bundan daha büyük bir tezat bir çelişki olamaz diye düşünüyorum.