Mısır'ın hidrokarbon arama ihalesinde belirttiği koordinatlar Yunanistan'da paniğe neden oldu. Yunan medyası, Mısır'ın ülkeleri ile yaptığı Münhasır Ekonomik Bölge sınırlarına değil, Türkiye'nin Münhasır Ekonomik Bölgesi sınırlarına uyarak hareket etmesini, 'Mısır, Türkiye ile anlaşıyor' şeklinde yorumladı. Doğu Akdeniz'in en uzun kıyı şeridine sahip iki ülkesi olan Türkiye ve Mısır'ın olası anlaşması ile bölgede dengelerin nasıl değişeceğini, Yunanistan'ın Ege ve Doğu Akdeniz'deki tutumunu Emekli Tümamiral Deniz Kutluk ile konuştuk. Kutluk, olası anlaşma için, 'Dengeleri esas şekilde değiştirir' derken, bu zamana kadar anlaşılamamasının, hak iddia edemeyecek olan tali faktörlere bile fırsatlar doğurduğunu söyledi. Kutluk, Yunanistan'ın, TCG Çeşme'ye yönelik 22 Şubat'taki tahrik girişimine de değindi, "Komşunun sırça köşküne taş atarsan sonuçları ağır olur" dedi. İşte Kutluk'un sabah.com.tr'ye özel açıklamaları...
"ABD'NİN KOLUNU BÜKMESİ İLE ANLAŞTILAR! TÜRKİYE'YE 'BİZ MUTLU DEĞİLİZ, GELİN GÖRÜŞELİM' MESAJI GÖNDERDİLER"
Süreci kısa bir şekilde özetleyerek değerlendirmesine başlayan Emekli Tümamiral Deniz Kutluk şöyle konuştu:
Mısır, Yunanistan ile yaptığı anlaşmada, Türkiye ile Yunanistan'ın itirazları ile aynı noktada buluşmuş, hatırlarsanız Yunanistan ile Mısır 9-10 senedir görüşmesine rağmen bu uzlaşmazlık sürüyordu. Anlaşmazlığın özü neydi? Yunanistan'ın Doğu Akdeniz'e sınırı yok. Sınırı olmayınca denizlerde yetki sahası oluşamıyor. Deniz yetkileri, karalardan alıyor. Bu karalar da adalar değil, kıtalar olması gerekiyor. Mısır'ın 4 itirazından en temel olanı buydu. Bu temel sebep ABD'nin Mısır Dışişleri Bakanı'nın kolunu bükmesi ile bir anlaşmaya ulaştılar. Ama o sırada Türkiye'ye de haber ulaştırdılar, 'Biz bundan mutlu değiliz, gelin görüşelim' diye.
"BASİRETLİ VE ULUSLARARASI HUKUKA UYGUNDUR"
Kutluk, Mısır'ın hidrokarbon faaliyetine Türkiye'nin sınırlarına uyarak başlayacak olmasının önemli olduğunu ifade etti, şunları söyledi:
Bu görüşmenin nasıl devam ettiğini bilmiyoruz, sonuçta bu gizli diplomasi. Mısır'ın, bu durumda Yunanistan'ın değil, Türkiye'nin öngördüğü sınırlar içinde kalması hem basiretli, hem uluslararası hukuka uygundur. Hem de açık konuşmak gerekirse Mısır, şu anda gaz ve petrol bolluğu dönemine girdi. Bütün yataklar orada çıkıyor. Böyle bir adım atması Mısır'ın ekonomik çıkarlarına da uygun.
"TÜRKİYE VE MISIR ARASINDA HAKÇA VE ADİL SINIR ANLAŞMASI ÇİZİLECEKTİR"
Yunanistan'ın kendi kendine gelin güvey olmasına gelince, ortada Yunanistan'ın Doğu Akdeniz'de hak iddia edeceği bir alan olmadığı için Yunanistan'ın yorumları iç kamuoyunda siyasi köşe kapmacalar yapıyorlar, onlar üzerinde etki eder. Bu konu uluslarası bir merciiye gidildiğinde kimse onlara pay vermez. Zaten AB içinde Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Fransa'dan başka, 'Yunanistan haklıdır' diye dikilen biri yok. Almanya başta olmak üzere diğer ülkeler kapalı kapılar ardında, 'Sizin burada karanız yok ki, nereden geliyor bu hak.' diye söylüyorlar.
Mısır'ın adımı doğru ve basiretlidir. Türkiye - Mısır ilişkileri eninde sonunda düzelme yoluna doğru girmektedir. Bunun neticesinde hakça ve adil bir sınır anlaşması Türkiye ile Mısır arasında çizilebilecektir.
"DENGELER ÇOK ESASLI ŞEKİLDE DEĞİŞİR"
Kutluk, Türkiye ile Mısır'ın olası bir anlaşması sonrası Doğu Akdeniz'de dengelerin nasıl değişeceğini de değerlendirdi. Kutluk, şu ifadeleri kullandı:
Çok esaslı şekilde değişir. Doğu Akdeniz'de deniz yetki alanları kıyılara göre paylaşılacaktır. İki uzun kıyısı olan ülke Türkiye ve Mısır'dır. Üstelik karşılıklıdır. Dolayısıyla bu ikisinin sınırı çizildikten sonra diğerleri pay kalırsa ince dilimler halinde alacaklardır. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi kendi başına çıkıyor 'Buralar benimdir' falan diye anlaşma yapıyor. GKRY bir yönetimdir, devlet statüsü bile yoktur. İki devletli çözüm hayata geçirildiğinde, fiili durum resmiyet kazandığında zaten Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti gibi bir isim bulacaktır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile oturup anlaşacaktır. Bir çok konuda ve deniz yetki alanlarında anlaşma olacaktır diye beklemek zorundayız. O noktaya doğru gidiyor iş.
"FIRSAT VAR GÖZÜKÜYOR"
Bu iyi bir niyet kapısının açık olduğunu ilişkilerin olgunlaşmasına tarafların hazır olduğunu gösterir. Burada arka kapı diplomasisi, normal diplomasi, kademe kademe büyükelçilik seviyesinde yürütülmesi ve yarlanmış ilişkilerin onarılması sürecinin içine girilmesinin fırsatı var gözüküyor.
"ORTADA BÜYÜK BİR PASTA VARSA İKİ BÜYÜK DİLİM TÜRKİYE VE MISIR'INDIR"
Sadece Türkiye ve Mısır için değil diğer ülkeler için de nefes alma şansı getirecektir. İki tane temel parametre oynakken, diğer tali parametreler hali ile hızlı yer değiştirir. Deniz yetki alanları, Münhasır Ekonomik Bölge, kıta sahanlığı ve bitişik bölge denizden kaynaklanan haklar değil, karadan kaynaklanan haklardır. Karaların da kıyılarından kaynaklanan haklardır. Kıyıların uzunluğu da burada önemli faktördür. Dolayısıyla Türkiye ve Mısır, iki uzun kıyılı Doğu Akdeniz ülkesiyken, sınırlarını netleştirmemiş olması, diğer tali faktörlerin fırsat kapma, köşe kapma oyunu oynar gibi işin içinde olmalarına yol açıyor. Büyük pasta varsa pastanın iki büyük dilimi Türkiye ve Mısır'ındır. Diğer birkaç dilimi de diğer tali faktörlerin hak iddia edebileceği alanlardır.
"TİCARİ OLUŞUMLAR VE ŞİRKETLER ARASINDA GAZ ARAMA, KEŞFETME VE ÇIKARMA İŞBİRLİĞİ YAPILABİLİR"
Kutluk, iki uzun sahil şeridine sahip ülkenin Doğu Akdeniz'de hakça ve adil bir anlaşmaya imza atmasının diğer ülkeler üzerinde de etkili olacağını belirtti
Kutluk açıklamalarını şöyle sürdürdü:
Büyük oyuncuların anlaşması, Doğu Akdeniz'de hem yatıştırıcı hem kalıcı hem de sürdürelebilir bir çözüm alanı getirecektir. Elbetteki işbirliği alanlarına da fırsat yaratacaktır. Türkiye'nin elinde petrol ve gaz arama, keşfetme ve çıkarma imkanı oluştu. Bu gemilerden Mısır'da faydalanabilir. Tabi bunlar ticari oluşumlar, bu şirketler arasında işbirliği yapılabilir.
"YARATICI BİR FİKİRDİR"
Doğu Akdeniz'de ihraç edilmeyi bekleyen gazları ihraç edecek parkur bulunamıyor. Mısır üzerinden karadan geçirilen bir hat var, Libya üzerinden giderek, Girit'e geçirecek şekilde. Mısır Türkiye, Libya kıta sahanlığını etkilemeyecek bir harita medyaya düştü. Bu da bir çözümdür mesela, yaratıcı bir fikirdir. İyileştirici bir durumdur. Çok pahalı hatlardan ise, daha uygun maliyetli, karadan çekilecek hatla daha kısa deniz geçişi ile Girit'e ulaşabilecek. Bu aklın öne çıktığını göstermektedir.
"YUNANİSTAN DOĞU AKDENİZ'DE BİR SİLAHLI ÇATIŞMAYA KARŞI KOYAMAZ"
Yunanistan'ın Türkiye'yi Doğu Akdeniz ve son zamanlarda Ege'de tahrik etmesine değinen Kutluk, şu değerlendirmeyi yaptı:
Yunanistan'ın Doğu Akdeniz'deki iddiası tamamen siyasi bir iddia, arkasında hukuk yok. Bir anlaşmazlık vuku bulduğunda, bir siyasi gerginliğin en üst seviyeye çıkması ve silahlı bir çatışmaya dönüşmesine Yunanistan Doğu Akdeniz'de karşı koyamaz.
"ZAYIF BİR KARTLA BÜYÜK OYUNUN İÇİNDE OLDUKLARINI BİLİYORLAR"
Yunanistan, Doğu Akdeniz'de zayıf bir kartla büyük bir oyunun içinde olduğunu biliyor. O bakımdan Doğu Akdeniz iddiaları sönümlenmek zorunda. Yunanistan'da Türk düşmanlığı prim yapan bir şey. Okullarında çocuklarına Türk düşmanlığı aşılıyorlar. Siyaseten seçilebilmek için de Türk düşmanlığı yapıyorlar. Çünkü bu prim yapıyor. Böyle yetiştirilmiş bir Yunan kamuoyu, Doğu Akdeniz olmaz ise 'Ege'den verelim bir düşmanlık' diye yaklaşıyorlar.
"KOMŞUNUN SIRÇA KÖŞKÜNE TAŞ ATARSAN SONUÇLARI AĞIR OLUR"
Kutluk, Yunanistan'ın TCG Çeşme'ye 22 Şubat tarihinde gerçekleştirdiği tahrik girişimine vurgu yaptı, son olarak şunları söyledi:
TCG Çeşme gemisinin, silahsız bir HAARP gemisinin uluslararası haklarına tecavüz ettikleri bir dönem yaşadık, 22 Şubat günü... Aynı dönemde kendilerinin benzer 3 gemisi açık denizlerde aynı çalışmayı yapıyordu. Komşunun sırça köşküne taş atarsan sonuçları fena olur. Siz Ege açık denizlerini birbirinize kullandırmama noktasına gelmişseniz, tahriklerinizin bulunduğu yer itibarıyla kaybedecek daha fazla şeyiniz olur. Türkiye her zaman daha üstün güçler çıkarabilir, varlığını sürdürebilir. Ama Yunanistan ne yapacak?
"SAVAŞ NEDENİDİR"
Şimdi Yunanistan, Ege'de Türkiye'yi meşgul etmeye çalışıyor. Bunu neden yapıyor? Bu haklı olduğu için yapmıyor. Açık denizde HAARP gemilerine hiçbir ülkenin müdahale etme şansı yok. HAARP gemileri açık denizlerde sadece kendi ülkelerinin sorumluluğundadır. Bir müdahale edersenz bu savaş nedenidir. Yunanistan 3 gün sonra açıklama yapıyor. Diyor ki, 'Hayır, biz böyle bir şey yapmadık'.
"ODAK NOKTASI EGE'DİR"
O pilotun yaptığı düştü uçağın envanterine. Gidin bakın, yapmış mı, yapmamış mı? Siz gençlerinizi ve genç pilotlarınızı öyle hırslı öyle düşmanlıkla yetiştiriyorsunuz ki, Türkiye'ye hasmane bir şey yapmaları gurur olarak kabul ediliyor. Siz de sırtlarını sıvazlıyorsunuz.
Türk-Yunan ilişkilerinin odak noktası Ege'dir. Türkiye'nin odak noktası 70 yıldır orada.