Tarih 28 Şubat 1997. 9 saat süren Milli Güvenlik Kurulu toplantısının ardından 54. Hükümet'in Başbakanı Prof. Necmettin Erbakan'a 18 maddeden oluşan kararlar dayatıldı. Postmodern darbe sürecinin başlangıcı anlamına gelen bu kararların ardından Refahyol Hükümeti yıkıldı. 28 Şubat'ı tüm soğukluğuyla yaşayan Refahyol Hükümeti'nin Kültür Bakanı ve eski TBMM Başkanı İsmail Kahraman ile konuştuk.
REFAHYOL HÜKÜMETİ EKONOMİDE SIÇRAMA GERÇEKLEŞTİRDİ
Gerek bazı askeri çevreler, gerek DYP içerisinde bazı çevreler, gerekse Süleyman Demirel cephesinde Refahyol koalisyonu istenmiyordu. Ama Tansu hanım bu hükümetin kurulmasında katkısı çok oldu. Refahyol Hükümeti'nin istenmemesinin iki sebebi vardı. Birincisi Türkiye'de manevi iklimin gelişmesi. İkincisi ise Türkiye'nin ekonomik olarak kalkınması. Bunlar istenmiyordu. Refahyol Hükümeti Türkiye'de kurulan hükümetler arasında fevkalede öneme sahiptir ve başarılı olmuştur. Dışarıdan kredi almadık. İç borcu 25 milyar dolara indirdik. Hortumcuların önünü kestik. Kaynak paketleri oluşturduk. Hiçbir mala zam yapmadık. Fındık, tütün, çay, üzüm ve buğdayda taban fiyatlarına zam yaptık. Havuz sistemi ile kamu şirketlerini kredi ve faiz sarmalından kurtardık. Bu sistem bankaların önünü kesti.
D8'E İMZA ATAN BÜTÜN LİDERLER DÜŞÜRÜLDÜ
Erbakan Hoca, o dönemde D8'i kurdu. Bangladeş, Pakistan, Endonezya, Malezya, İran, Mısır, Nijerya ve Türkiye'den oluşan bu dev oluşumun merkezi İstanbul'du. 800 milyonluk bir nüfus. D8'in kuruluşun üzerinden bir yıl geçti ve bütün üye ülkeler bir anda karıştırıldı. D8'in altında imzası olan liderlerin hepsi görevden uzaklaştırıldı. Bazıları hapse atıldı.
MÜSLÜM GÜNDÜZ VE FADİME ŞAHİN TAM BİR TİYATROYDU
İrtica senaryoları propagandanın bir parçasıydı. Darbeler önce düşman icat eder, karalar, pasifize eden ve yokeder. Refahyol Hükümeti'nin güzel icraatları devam ediyordu. Memura yüzde 200, Bağkurlu'ya yüzde 300 zam verdik. Herkes çok memnundu. Bir anda irtica senaryoları patlak verdi. Bir anda uzun sopalarıyla Aczimendiler ortaya çıktı. Müslüm Gündüz, Fadime Şahin, Emire Kalkancı, Ali Kalkancı, ortaya çıktı. Bunların hepsi kurguydu. Her akşam "Sürekli aydınlık için bir dakika karanlık" eylemi yapılıyor, TV'ler bunlara çanak tutuyordu.
İŞ DÜNYASINDA "BEŞLİ ÇETE" ORTAYA ÇIKTI
Düşünün Türk-İş ve Disk. İkisi de taban tabana farklı fikriyatta olan işçi örgütü. İşverenler Sendikası, Esnaf ve Sanatkarlar Derneği, Türkiye Odalar Birliği. Bunların hepsi 28 Şubat'ta Refahyol Hükümeti'ne karşı biraraya geldi. Birbirinden farklı dünya görüşlerine sahip bu kuruluşları hangi güç biraraya getirdi. Bunlara daha sonra "Beşli Çete" adı verildi. O süreçte Türkiye'ye tam 390 milyar zarara ettirildi. En az 25 yıl geriye gittik.
KANAAT ÖNDERLERİNE İFTAR YEMEĞİ BAHANE EDİLDİ
Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan, konutunda bir iftar yemeği verdi. Bu yemeğe ilim alanında söz sahibi olan, insanların sevgisini kazanmış, toplumun saygın kanaat önderleri davet edildi. Bir Başbakan'ın böyle insanlarla biraraya gelip iftar yemeği yemesinde ne mahsuru olabilir. Ancak bu malum medyada "Başbakanlık konutunda Tarikat iftarı" diyerek günlerce büyütüldü. Sanatçılara, sporculara, milletvekillerine de vermişti. Ama saygın hocalarımıza verince olay çok büyütüldü. O iftar çok doğru ve yerindeydi.
HORTUMU KESİLEN MEDYA DEVREYE GİRDİ
28 Şubat'ın önemli aktörlerinin başında medya gelir. O dönemde bizi destekleyen medya kuruluşu çok az ve etkisi zayıftı. Hortumu kesilen medya kuruluşları ise 28 Şubat'ın tam içindeydi. Medya patronları darbenin değirmenine su taşıdı. Çok basit olaylar büyütüldü ve 28 Şubat'a doğru ülke sürüklendi. Şimdi toplum daha uyanık. Bazı medya kuruluşları artık eskisi gibi insanları kandırmayı başaramıyor. 15 Temmuz'da halkımızın bu duyarlılığı umarım hepsine ders olmuştur.
BATI ÇALIŞMA GRUBU ADI VERİLEN İLLEGAL ÖRGÜT
28 Şubat'tan bir sene evvel Batı Çalışma Grubu kuruldu. İnsanları fişleyen bu grubu Genelkurmay Başkanı organize ediyordu. Burada İsmail Hakkı Karadayı'nın büyük suçu var. Batı Çalışma Grubu denilen illegal yapıya TSK maaş ödeyemezdi ama takır takır ödendi. İsrail ile askeri bir anlaşma yapılmıştı. Erbakan Hoca " bizim niye haberimiz olmadı" diye soruyor. Genelkurmay Başkanı "benim haberim var" diyor. Ya sen kimsin? Hükümete bağlı bir kurumdur TSK. Ama disiplinsizlik ve şımarıklık hakimdi. Umarım ders alınmıştır.
28 ŞUBAT MGK TOPLANTISI ÇOK GERGİN GEÇTİ
Adım adım Türkiye 28 Şubat 1997 MGK toplantısına getirildi. Tansiyon yüksekti. MGK toplantısı 9 saat sürdü. Orada bir irtica raporu masaya getirildi. 1962 yılında Faik Bulut'un yazdığı bir kitap delil gösteriliyordu. Bir tane Niğde'den gönderilmiş imzasız mektup gündeme getirildi. Kararların altında bir ibare vardı "Ek A'daki tedbirler uygulanacak." O tedbirler görüşülmedi. Erbakan Hoca bunun Hükümete bir müdahale olduğunu söyledi. MGK sadece fikrini söyler, tavsiye eder, uygulama safhasına geçemezdi. Ama askerler 9 saat süren o toplantıda topyekün Erbakan Hoca'ya çok yüklendiler. 28 Şubat'ta senaryo dışarıdan yazılmış, aktörler ise içerden seçilmişti. Bu çok açıktı. 28 Şubat planlanmış ve sonucu alınmış tam bir darbedir.
ERBAKAN HOCA ÇEKİLDİ AMA ÇİLLER'E GÖREV VERİLMEDİ
Koalisyon çalışmalarına katılan 4 kişiden biri bendim. Protokole göre 2 yıl Erbakan, 3 yıl Tansu Çiller Başbakanlık yapacaktı. Tansu Hanım 28 Şubat kararlarından sonra partisini kontrol edemiyordu. "Başbakanlığa geçeyim yoksa partideki çoğunluğu kaybediyorum" dedi. Ve Erbakan Hoca bu teklifi kabul ederek istifasını verdi. Temayüllere göre Hükümeti kurma görevinin Tansu Çiller'e verilmesi gerekiyordu. Ancak Cumhurbaşkanı Demirel hükümeti kurma görevini Mesut Yılmaz'a verdi. Güzelim hükümet gitti ve Türkiye kaybetti. Sonra toplum olarak Refahyol Hükümeti çok arandı ama iş işten geçmişti. Refah Partisi ile Doğru Yol Partisi aslında uyum halindeydi. Türkiye kalkınıyordu ama dünya Türkiye'nin
kalkınmasını istemiyordu.
NAYLON HÜKÜMETLER 28 ŞUBAT KARARLARINI UYGULADI
Refahyol Hükümeti yıkıldıktan sonra naylon hükümetler 28 Şubat kararlarını uyguladı. Yeşil sermaye diye bir kavram üretildi. Muhafazakar insanların iş yapması engellendi. Ülkede bir baskı ortamı oluşturuldu. Ekonomik gelişme durduruldu. 8 yıllık kesintisiz eğitim, katsayı haksızlığı ve başörtüsü zulmü zirve yaptı.
FETÖ 28 ŞUBATÇILARIN UŞAKLIĞINI YAPTI
FETÖ 28 Şubatçıların uşağıdır. Onlarla birlikte hareket etmiştir. Darbeciler ne derse onların emrine uymuştur. Örgütün en güçlendiği dönem olmuştur. Fetullah Gülen "okulları emrinize vereyim" dedi. Okullar ABD ve İsrail'in emrindeydi. 28 Şubat'ta FETÖ'ye dokunulmadı aksine güçlenmesi sağlandı.
BİN YIL SÜRECEK DENDİ, ERDOĞAN 2002'DE BİTİRDİ
Genelkurmay Başkanı Karadayı "28 Şubat kararları bin yıl sürecek" demişti. Bu söz Karadayı'nın halkı tanımayan ne kadar sığ düşüncede bir insan olduğunu gösterir. O süreci tek başına ortadan kaldıran insan ise Recep Tayyip Erdoğan'dır. 28 Şubat mağdurlarına haklarını verdi. Kesintisiz eğitim, katsayı ve başörtüsü zulmünü ortadan kaldırdı. Ordu'yu asli görevine döndürdü. Vesayet gruplarını ortadan kaldırdı. Ekonomik ve siyasi istikrar için Başkanlık sistemini getirdi. Allah ondan razı olsun.