54. HÜKÜMET NEDEN ABD'NİN HEDEFİ OLDU
Nazif Karaman, dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın da o dönem varlığından bahsettiği belgeyi açıkladı. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Ankara Büyük Elçisine geçtiği kripto belgeyi yayınladı. Karaman, "Ekim 1996 tarihli bu belgenin, 54. Hükümüte yönelik yıpratma sürecinin başlattığını görüyoruz. Belge, 28 Şubat süreci talimatının ABD'den verildiği yönünde. ABD'nin başlatıldığı yönünde ciddi bir şüphe uyandıran bir belge" dedi. İlginç bilgilerin yer aldığını kaydeden Karaman, "Belgede 'Türk Hükümeti'nin, Necmettin Erbakan'ın ideolojisinden ilham alarak Türk dış politikasını Batıdan ayırıp Arap ve Müslüman dünyasına yönlendirdi' deniliyor. Bu bizim (ABD'nin) milli menfaatlerimize aykırı.' deniliyor. Bir sonraki maddede hükümet ortağı DYP'ye vurgu yapılıyor. 'DYP hükümetten çekilir, hükümet düşer. Ama sonuç kesin olmamakla birlikte RP'ye yarar' deniliyor. RP'nin daha güçlü bir şekilde iktidara gelebileceği vurgulanıyor" dedi.
28 Şubat darbesinde neler yaşandı? | İşte "post modern darbe" sürecinde ABD'nin rolü .
ASKERİ DARBEYE ZORLUYORLAR
Nazif Karaman belgenin içeriğinde açıkça 'ABD Dışişleri olarak bunun üzerine biz ne yapmalıyız. Biz askeri harekete geçirmeliyiz" dendiğini açıkladı. Karaman, "Burada açık açık yazıyor. Belgede 'Türk askeriyesi bu sonucu elde etmeye doğru daha bir çaba sarf etmeye için harekete geçmeye zorlanmalıdır.' deniliyor. Yani askeri darbe yapmaya zorluyorlar" diye konuştu.
DARBE KRİPTOSU
Programda yayımlanan ve büyük ses getiren belgede dönemin ABD Dışişleri Bakanı Warren Cristopher'in imzası var. Ankara büyükelçiliğine gönderilmiş. Bilgi olarak Atina, Beyrut, Moskova, Sofya elçilikleri ile Geneva, NATO ve BM Amerikan misyonlarına da ulaştırılmış.
Refahyol hükümetiyle ilgili değerlendirme ve iktidardan düşürme yöntemine yer verilen belgede, ilk yorum koalisyonun büyük ortağı RP ile ilgili olarak yapılıyor:
- Türk hükümetinin milli eğilimlerinden ve Başbakan Erbakan'ın ideolojisinden ilham alarak dış politikayı batıdan ayırıp Arap ve Müslüman dünyasına doğru yeniden yönlendirilmesinden dolayı derin endişe içerisindedir. Kanaatimizce Türkiye'nin İran, Irak, Libya, Nijerya ve Sudan ile bağlarını kuvvetlendirmek konusundaki mevcut tutumu, bizim milli menfaatlerimize aykırıdır, düşmancadır.
DYP, Erbakan'ın radikal İslami söylemlerini ılımlaştırmada başarılı olamadığına göre, kendisinin RP ile koalisyonu verimsiz görünmektedir. Biz inanıyoruz ki, Tansu Çiller'in koalisyondan çekilmesi Erbakan'ı düşürür ve ülkeyi genel seçimlere götürür. Sonuç kesin olmamakla birlikte RP büyük ihtimalle seçimlerden eskisinden daha güçlü olarak çıkacaktır. Türkiye, birleşik devletlerin anahtar stratejik ortağı olarak kalmak mecburiyetindedir ve onun bu pozisyonunu gerçekleştirip sürdürmedeki başarımız, bizim milli menfaatlerimizi doğrudan etkileyecektir. Türk askeriyesi, bu sonucu elde etmeye doğru daha büyük çaba sarf etmesi için harekete geçmeye zorlanmalıdır. Bu konudaki aksiyon planlarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum.