Türkiye'de bazı bölgelerde son dönemde etkili olan kar yağışıyla barajlardaki doluluk oranları arttı ancak uzmanlar özellikle tarımsal kuraklıkla ilgili riskin henüz ortadan kalmadığını ifade etti. Özellikle mart ve nisan aylarında yağacak ilkbahar yağmurlarının çok önemli olduğu belirten uzmanlar, tarımsal üretim anlamında riskin büyük oranda devam ettiğine dikkat çekti.
Prof. Dr. Yusuf Demir, kuraklığın meteorolojik, tarımsal ve hidrolojik kuraklık olarak üçe ayrıldığını belirterek, "Türkiye son 10 yıldır değişik dönemlerde farklı kuraklıkları yaşıyor. Son bir yıldır bu üç kuraklığı da farklı evrelerde yaşamış durumda. Özellikle son dönemde büyükşehirlerde en çok tartışılan konuların başında bizim hidrolojik kuraklık dediğimiz barajlarımızda, şehirlerimizde içme suyu seviyelerindeki azalma ve buna bağlı olarak su ile ilgili sıkıntılar çok tartışıldı. Son yağan yağışlarla beraber aslında büyükşehirlerde, barajlarda doluluk oranlarının pek çok yerde yüzde 50' ye ulaşması buna bağlı olarak da büyükşehirlerimizde önümüzdeki 8- 10 aylık süreci kapsayacak su depolanması bir rahatlık meydana getirdi diyebiliriz. Ama sadece içme suyu açısından değerlendirdiğimizde bunu söylemek mümkün. Yoksa bir hafta içerisinde düşen kar yağışı veya yağışın kuraklığı değiştirdiği, küresel iklimde olumlu bir gelişme sağladığını söylemek doğru bir algı olmaz" diye konuştu.
'İLKBAHAR YAĞIŞLARI ÖNEMLİ'
Prof. Dr. Demir, yağışların sürekliliğinin, devamının gelmesinin gerektiğini dile getirerek, "Önümüzdeki süreçte şubat ayı sonu, mart, nisan aylarında ilkbahar yağışlarının düşmesi bizim için çok daha önemli. Bu anlamda özellikle tarımsal kuraklık dediğimiz tarımda meydana gelebilecek ürün kaybı, verim düşüklüğü, üretimdeki sıkıntıların minimuma inebilmesi için bu dönemde düşecek yağışlar çok önemli. Son bir haftadaki kar yağışı tabii ki hepimizi sevindirdi. İnşallah Rabbim bundan sonra bunun devamını verir ve biraz daha riski azaltmış oluruz. Risk tamamen geçti diyemeyiz. Şehirlerimizdeki içme suyu noktasında bir rahatlama sağladı ama sulama anlamında, tarımsal üretim anlamında riskimiz büyük oranda hala devam ediyor. İnşallah bunu da ilkbahar yağışlarıyla telafi ederiz diye umut ediyoruz. Öyle bir beklentimiz var" dedi.
Karadeniz Bölgesi'ndeki fındık üretimi açısından da değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Demir, "Bölgesel bazda söylemek için önümüzdeki günleri görmek lazım. Ama genel anlamda Türkiye'de tarımsal üretimde bir risk olduğunu daha önce de ifade etmiştik. Fındıkta özelikle ocak ayında o sıcak havalarda birdenbire ağaçların yeşerdiğini gördük. Fındık bahçeleri yeşermiş ve onun üzerine kar yağdı, don oldu. Bu fındığa hangi oranda etkili olacak, üretim ve verime ne kadar etkili olacak bunu ayrıca değerlendirmek, incelemek lazım" şeklinde konuştu.