8 yıldır NASA'da çalışan Dr. Umut Yıldız:
MARS'TA CANLI YAŞAMIN İZLERİNİ BULMAYI UMUT EDİYORUZ
8 YILDIR NASA'DAYIM
8 yıldır NASA'da çalışan Dr.Umut Yıldız ile Mars'a ulaşan Perseverance roveri hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik. Hollanda'da doktorasını astrofizik üzerine yapan ve sonra o projenin devamını doktora sonrası olarak NASA'da devam eden Yıldız, Perseverance uzay aracı yapım aşamasında da bulunmuş. İşte açıklamalarından başlıklar.
SUYU BULDUK ŞİMDİ SIRA CANLI YAŞAMI BULMAKTA
Perseverance, Mars'a iniş yapan dokuzuncu kondu ve yüzeyde gezen beşinci rover aracımız. Yüzeyde gezen roverların ilki olan Sojourner, bir mikrodalga fırın büyüklüğündeydi. 1997'de Mars'a inen araç, Mars'ta tekerlekli bir araç yürütebilir miyiz diye sorusunu cevaplandırmak istiyordu. Bu başarıldı. İkinci aşamada Mars'ta su arama faaliyetleri başladı. Uydu fotoğrafları suyu gösterse de yüzeye inip suyu aramak gerekiyordu. Bunun için 2004'te Spirit ve Opportunity isminde ikiz robotlar gönderdik. Bunlar da Mars'ın geçmişinde suya dair kesin kanıtlar buldular. Bulundukları bölgede, akarsulardan kaynaklanan tortul kayalara rastladı. Daha sonra 2012'de gönderilen Curiosity robotunun amacı Mars'ta yaşam olabilirliğini bulmaktı. Şimdi de Türkçesi "Azim" olan aracın amacı da şu: Mars'ta su bulundu, yaşam olma ihtimali de bulundu. Acaba Mars'ta yaşam var mı ya da geçmişte var mıydı sorusuna cevap arıyoruz.
NASA'DA HEYECAN DORUKTAYDI
Bu araç benim çalıştığım bölümde yapıldı. Ben de bu aracın iletişimi için frekans tahsisi yapan birimde çalışıyorum. Burada heyecan doruktaydı. Bu sıradan bir iniş değil, çünkü Mars'ın atmosferi Dünya'nın atmosferinden 100 kat daha ince. Dolayısıyla sürtünme ve paraşütle yavaşlama yeterli gelmiyor. O nedenle inişe son kilometrelerde jet motorlu uzay vinci kullanıldı. NASA dışında hiçbir ülke Mars'a böyle bir uzay aracı indiremedi. NASA açısından büyük bir başarı bu. O yüzden Dünya çapında geniş yankı buldu. Avrupa Uzay Ajansı, Ruslar, İngilizler de denedi ama hiçbiri başaramadı. Buradaki iniş teknolojileri çok yeni bir teknoloji. Aracın büyüklüğü ve ağırlığı ne kadar büyürse risk o kadar artıyor.
TÜM SORULARIN CEVABINA ÇOK YAKINIZ
Bu sorunun cevabını henüz bilmiyoruz ama varsa cevaba çok yakınız. Su olduğundan dolayı Mars'ta yaşam olabilme ihtimali var. İniş yaptığımız Jezero kraterine uzaydan baktığımızda bu bölgenin 3,5 milyar yıl önce göl olduğunu anlıyoruz. Çünkü bu kratere bağlanan iki nehir yatağı izi görüyoruz ve geçmişte bu göle bağlanmış. Nehrin göl ile birleştiği yerde de çok belirgin alüvyon deltası var. İşte Dünya'da bereketli olan böyle topraklarda, Mars'ta da aynı şekilde yaşam olma ihtimali olduğunu düşünüyoruz.
GELİŞMİŞ CANLILAR BÜYÜK SÜRPRİZ OLACAK
Evet mikroskobik canlılar. Olur da çok hücreli veya az da olsa gelişmiş canlılar görebilirsek bizim için çok büyük sürpriz olur. Perseverance ile burada eskiden bir yaşam olduysa onu bulabileceğimizi ümit ediyoruz. Keşke gerçekten var olsa ve onu bulabilsek.
MARS'TA KOLONİ KURMAYA BİZİM ÖMRÜMÜZ YETMEZ
Şu an itibariyle teknik olarak denenmediği için insanlı yolculuk için henüz bir tarih vermek doğru olmayabilir. Uzaya sürekli astronotlar gönderiyoruz ama Dünya ile Mars arasındaki gibi 6 aylık bir uzay yolculuğunu bugüne kadar kimse yapmadı. Fiziksel ve psikolojik birçok tehlike var. Örneğin, yüksek enerjili güneş fırtınaları ve kozmik ışınlar var. 6 ay içerisinde astronotların başına birçok sorun gelebilir. Tabii öngördüklerimiz var, bir de hiç tahmin bile edemeyeceğimiz sorunlar. Elbette bugün bile insan gider mi, gider. Robot nasıl gidiyorsa insan da gider. Ama sağ salim oraya ulaştırma konusunda şimdiki teknolojimiz adına emin olamıyoruz. Mars'ta koloni kurmak, uzun dönemli insanların yaşadığını görmek için bizim ömrümüz yetmeyebilir.
UZAY'DA YAŞAM VARSA NASA GİZLEMEZ
Uzay'da yaşam var mı sorusunun cevabını henüz bilmiyoruz. Kimsenin de bildiğini düşünmüyorum. Uzaylıları gördüklerini iddia edenler genelde hayal güçleri yüksek insanlar. NASA'nın bilip de saklaması gibi bir şey söz konusu olamaz. Örneğin sadece Mars'ta yaşam bulmak için bu araçla beraber 2,4 milyar dolar harcanmış. Mars'ta mikroskobik de olsa bir canlı izi bulmak için bütün imkanlar seferber ediliyor. NASA evrende bir yaşam izine rastlasa bunu anında büyük bir törenle bütün dünyaya duyurur. Bilse de saklaması diye bir şey olamaz çünkü siz saklarsınız yarın örneğin Çin'liler bulur. Bilip de saklasa Dünya'nın en büyük sorusuna ABD değil de sonra başka bir ülke cevap verirse ABD için büyük bir travma olur.
MARS'TAKİ SİNYAL DÜNYAYA 11 DK SONRA GELİYOR
Dünya ile Mars, Güneş'in çevresinde dolandığı ve dolanma hızı aynı olmadığı için aralarındaki mesafede sürekli değişiyor. Mesela 20 Şubat itibariyle aramızdaki mesafeden kaynaklanan sinyalin gecikme süresi 11,5 dakika. Yani oradan sinyal bize 11,5 dakika sonra geliyor. Farklı zamanlarda bu süre daha da uzar ya da kısalır. Mars'taki bir uzay aracını da sürekli Dünya'daki antenlerimizle kumanda ediyoruz. Öncesinde gideceği yolun planı yapılır, ertesi günü yapay zekâ ile kendisini de koruyarak hareket eder.
UZAY SAVAŞLARI EVRENİ KİRLETİR
Herkes savunma teknolojisi geliştiriyor. Ülkeler birbiri ile bu konuda bir yarış halinde. Ülkelerin uzaydan birbirlerini gözetlemeleri artık olağan hale geldi. Gelecekte güçlü ülkelerin bir savaşı olursa, birbirlerinin uzay araçlarını yok etme gibi bir çatışmaya da gidebilir. Bu da uzayı aşırı derecede kirletir.
TÜRKİYE UZAY AJANSI'NIN ÇALIŞMALARI ÇOK ÖNEMLİ
Uzayda olan bir ülke olmak çok geniş alanda size avantaj sağlar. Örneğin uzayda olmazsanız, iletişim aracını kullanamazsınız ya da GPS uyduları olmasa yönümüz dahil birçok araç çalışmaz. Günümüzde birçok şey uzaydan yönetiliyor ve bu bağımlılık önümüzdeki dönemde daha da artacak. Türkiye Uzay Ajansı'nın çizdiği plan çok önemli. İlk etapta Ay'a sert inişin ve sonrasında Ay'a bir Rover göndermenin çok olası olduğunu düşünüyorum. Umarım her şey yolunda gider.
***
TÜBİTAK Uzay Enstitüsü Başkanı Doç. Dr. Mesut Gökten:
MARS'TA KOLONİ HAYALLERİ KURMAK İÇİN HENÜZ ERKEN
CANLI YAŞAMIN İZLERİ ARANIYOR
Perseverance aracının Mars'a asıl gidiş amacı hayatın ya da canlıların izlerini aramak. Canlıların kendilerini değil izlerini arıyorlar. Mars'ın şu an canlılar için elverişli bir çevre sunmuyor ama belki çok uzun zaman önce şartların daha uygun olduğu dönemlerde burada canlılar yaşamış olma ihtimali var buna herhangi bir delil bulmak da bu aracın görevi.
ŞU AN BİR CANLI İLE KARŞILAŞMAK DÜŞÜK İHTİMAL
Çok çok düşük bir ihtimal olarak görüyorum. Tabiki buradaki yaşamdan kastımız bakteriler ve virüsler gibi çok basit yaşam formları, gelişmiş hayvanların veya bitkilerin olduğu bir ortam hayal edilmiyor.
İNSANLARIN SÜREKLİ YAŞAYACAĞI TESİS MÜMKÜN
Tabiki mümkün, oraya insanların gitmesi yakın zamanda mümkün olacak. Biraz yüksek maliyetlerle de olsa Mars'ta insanların sürekli yaşayacağı tesisler kurmak mümkün. Burada kritik soru sürdürülebilir ve kendi kendine yetebilir koloniler kurulabilir mi? Bu aşamaya gelmek için daha çok zamana ihtiyaç var.
İNSANLIK BİR GÜN UZAYDA ÇATIŞACAK
Uzay Tabiki çok riskli bir alan, ticari olarak başarı kazanmanın çok zor ve riskli olduğu bilinen bir gerçek. Uzay'da silahlanma konusunu kısa/orta vadede düşük bir risk olarak görüyorum ama uzun vadede bu sorun mutlaka ortaya çıkacaktır. Sonuçta insanın tabiatı bu, bir gün muhakkak çatışmaya girecektir.
EVRENDE HAYAT VARSA DA BULMAMIZ ÇOK ZOR
Ben evrende yalnız olduğumuza inanıyorum. Ayrıca, başka gezegenlerde hayatın olması pratik olarak yalnız olduğumuz gerçeğini değiştirmez. Şöyle bir varsayımda bulunalım: 100 bin ışık yılı uzaktaki bir gezegende hayat olsun. Biz bu gezegene bir telsiz sinyali ile mesaj yollarsak bu mesajın hedefine ulaşması bile 100 bin yıl sürecektir. Onlar da bu mesajı algılayacak düzeyde bir teknolojiye sahipseler ve bize cevap verseler cevaplarının gelmesi de aynı şekilde 100 bin yıl sürecektir. Yani "Merhaba" desek cevabı 200 bin yılda alıyoruz. Pratik olarak pek sürdürülebilir bir ilişki değil.
TÜRKİYE OLARAK UZAYDA OLMAMIZ KAÇINILMAZ
Uzayda olmak her ülke için önemli ve gerekli. Uzay'ın bize sunduğu imkanları kullanmak zorundayız. Örneğin haberleşme uydularına, gözlem uydularına ve seyrüsefer uydularına ihtiyacımız var. Bunları satın almak veya kiralamak mümkün ama maalesef bu her zaman mümkün olamıyor. Bundan dolayı bu konuda başka ülkelere veya şirketlere bağlı olmadan kendi imkanlarımızı, yeteneklerimizi geliştirmemiz şart.