Türkiye'nin savunma sanayisinde attığı adımlar ses getirmeye devam ediyor. Bu noktadaki başarının altında imzası olan isimlerden BAYKAR Savunma Teknik Müdürü Selçuk Bayraktar AKINCI TİHA hakkındaki son gelişmeleri tüm detaylarıyla anlattı. Bayraktar, "AKINCI TİHA, ülkemizin her bir noktasında hava-hava devriyesi yaparak hava savunması yapabilecek kabiliyete sahiptir" ifadelerini kullandı.
AKINCI TİHA HAVA SAVUNMASI YAPABİLECEK KAPASİTEYE SAHİP
Bayraktar AKINCI TİHA'nın kabiliyetleri anlatan BAYKAR Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar, AKINCI TİHA'nın hava savunması yapabileceğini ve 6 adet Bayraktar AKINCI TİHA'nın güvenlik güçlerimize teslim edileceğini vurguladı.
"HAVA SAVUNMASININ ÖNEMİNİ İFADE ETMEK YANLIŞ OLMAZ"
Hemen yanında hala çatışmaların eksik olmadığı ve ülkemize terörist girişlerinin en yoğun olduğu Irak, doğu sınırımızda ise yoğun biçimde silahlanmaya devam eden İran bulunuyor. Öte yandan kuzeydoğuda Azerbaycan-Ermenistan gerilimleri nedeniyle de hala sorunlar yaşıyoruz.
Özellikle sondaj faaliyetleri sebebiyle Doğu Akdeniz'de ve Ege'de sorunlar yaşanan, deniz yetki alanları ve hava sahası konusunda aramızda çıkar çatışmaları mevcut olan Yunanistan'ın olduğunu düşündüğümüzde hava sahamızı korumanın ne kadar büyük bir önem arz ettiğini ifade etmek pek de yanlış olmaz.
Hava Kuvvetlerimiz özellikle Suriye Devleti tarafından RF-4E tipi keşif uçağımızın düşürülüp pilotlarımızın şehit edilmesinin ardından Suriye sınırında CAP adı verilen devriye uçuşlarını yoğun bir şekilde gerçekleştirmeye başladı.
"HAVA KUVVETLERİNİN ELİNİ RAHATLATACAK"
Peki, bu ne demek oluyor derseniz, günün hemen her saatinde gökyüzünde hava sahamızı koruyan F-16 savaş uçaklarımızın olduğu anlamına geliyor diyebilirim. Hem bakım ve idame maliyetlerinin çok yüksek olması, gerek havada kalış sürelerinin düşük olması gerekse insan faktörünün büyük bir etken olması sebebiyle insansız hava araçlarının bu devriye görevlerini gerçekleştirerek Hava Kuvvetlerimizin elini rahatlatacağını söyleyebilirim.
F-16 savaş uçaklarının manevra kabiliyetlerine sahip olmasa da insansız hava araçları uzun süreler havada kalabilmeleri sebebiyle bu devriye görevleri için biçilmiş kaftan diyebiliriz. Tabii ki hava-hava görevleri icra eden filoların yerini alabilir diyemeyiz. Bayraktar AKINCI TİHA, ASELSAN tarafından geliştirilen AESA radarı ve TÜBİTAK SAGE tarafından geliştirilen Gökdoğan ve Bozdoğan füzeleri ile uzun süreli devriye uçuşları yaparak Hava Kuvvetlerimize güç katacak ve büyük destek sağlayacaktır.
Tabii ki yine bu görevin icra edilmesi son kullanıcının yani Türk Silahlı Kuvvetlerimizin isteklerine göre gerçekleşecektir. Silahlı Kuvvetlerimizin böyle bir planlama yapması halinde Bayraktar AKINCI TİHA, ülkemizin her bir noktasında hava-hava devriyesi yaparak hava savunması yapabilecek kabiliyete sahiptir.
İLK ETAPTA 6 ADET THA GÜVENLİK GÜÇLERİNE TESLİM EDİLECEK
Halihazırda teslimat uçaklarımızın entegrasyon süreçleri devam ediyor. Entegrasyonlarının tamamlanmasının ardından, planladığımız test takvimine göre gerekli testleri gerçekleştirecek ve en kısa sürede atış testlerini de yapacağız. İlk etapta 6 adet Bayraktar AKINCI TİHA'yı güvenlik güçlerimize teslim edeceğiz.
Bayraktar AKINCI, 1350 kilogram faydalı yük taşıma kapasitesine sahip bir insansız hava aracı. Barındıracağı faydalı yükler ise tamamen son kullanıcının tercihine bağlı bir husus.
Bu noktada eğer ki deniz karakol görevleri icra etmesi beklenen bir Bayraktar AKINCI TİHA isteniyorsa, buna uygun olarak gerekli faydalı yük entegrasyonları gerçekleştirilebilir ve bu amaçlarla da kullanılabilir. Bildiğiniz üzere hali hazırda Bayraktar TB2 İHA'larımız Doğu Akdeniz'de ve Ege'de sismik araştırma gemileri ve sondaj gemilerimize koruma görevleri icra ediyor.
YERLİ VE MİLLİ ÜRETİME DİKKAT ÇEKTİ
Deniz üstü hedeflere karşı kullanılan büyük ölçekli silah sistemleri ve tespit sistemleri kullanmasa da keşif gözetleme faaliyetleri kapsamında bu gemilerimizi koruyor. AKINCI ise son kullanıcının isteğine bağlı olarak söz konusu faydalı yükleri taşıyarak deniz üstü hedeflere taarruz gerçekleştirebilir.
Burada en önemli husus, son kullanıcının bu platformu hangi amaçlarla kullanmak istediğidir. Tamamen yerli ve milli ürün üretmenin en büyük avantajlarından birisi de geliştirdiğimiz platformun görev alanı konusundaki esnekliktir.
Son kullanıcının istekleri doğrultusunda platformlarımız üzerinde hem geliştirmeler yapabiliyor hem de istenilen konfigürasyonlara uygun faydalı yük entegrasyonları yaparak söz konusu isteklere hızlı bir şekilde cevap verebiliyoruz."