GOOGLE YAYINCILARA TELİF ÖDEMEK ZORUNDA
Bilindiği üzere Google, dünya genelinde en çok tercih edilen arama motoru durumundadır. Google yayıncıların, medya kuruluşlarının içeriklerine yer vermekte ve vitrinine koymaktadır. Görseller, haberler, içerikler yasal olarak korunduğu için bu gibi içeriklere yer verilmesi halinde telif ödenmesi zorunludur. Hatırlanacağı üzere Google, geçtiğimiz yıl Fransız medyası ile telif konusunda anlaşma sağlamıştı. Fransa Rekabet Kurumu, Google'ın mevcut içerikleri kullanabilmesi için Fransız haber ajansları ve yayıncılık kuruluşlarına ödeme yapmak zorunda olduğuna karar vermişti. Hali hazırda Türkiye'de de, yerli medya kuruluşlarının Fikri ve Sınai Mülkiyet Haklarını korumak için Avrupa Birliği'nin yasal düzenlemesini emsal alması tartışılmaktadır.
MURDOCH'A TELİF VAR TÜRKİYE'YE YOK!
Yine Google, Rupert Murdoch'a ait küresel yayın platformlarından gelen haberleri arama motorunda göstermek için ödeme yapacağını ifade etti. The Wall Street Journal, The Times, Fox News ve The Sun gazetesi gibi pek çok yayın kuruluşuna dair haberler, Google'ın yeni video haber platformu "News Showcase" bölümünde yer alacak. Avustralya'da parlamentonun onayına sunulan "Haber Medyası Pazarlık Yasası" ile teknoloji devlerinin kullandığı içerikler için medya kuruluşlarına ödeme yapması amaçlanmaktadır. Türkiye'deki dijital yayın yapan medya kuruluşlarının içeriklerini kullanan Google, mutlaka ülkemizde de telif ödemelidir.
TÜRKİYE GOOGLE'A CEZA VERDİ
Rekabet Kurumu, 2019 Mart ayı başında Google hakkında "yerel arama hizmetini rakiplerini dışlayacak şekilde öne çıkardığı" iddiasıyla soruşturma başlatmıştı. Google, Türkiye ile geçmişte de birçok alanda sorun yaşamıştır. Rekabet Kurumu, internet ortamının en büyük arama motoru ve reklam veren kuruluşu olan Google'a 98 milyon 354 bin liralık para cezası verilmesine karar vermişti. Türkiye'de Google'ın çok fazla kullanılmasına rağmen ödeme yapmak istememesi ve geçmişte Amerika ile yaşanan krizler bu tutumun ortaya çıkmasına sebep olmaktadır.
FACEBOOK'A PARA ÖDEMEZSENİZ SİZİ KISITLIYOR
Facebook zaten kullanıcıların, yayıncıların içerikleriyle büyüyen bir sosyal paylaşım ağıdır. Ancak üzülerek söylemek gerekir ki bu içerikleri daha fazla kitleye ulaştırmak adına ek ücret talep edilmesi tam da haksız rekabet olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır. İçerikten ziyade ücret ödeyenlerin içeriklerinin ön plana çıkması ve bunların daha geniş kitlelerce okunması, izlenmesi sosyal ağlardaki özgürlük ve eşitlik adına son derece yanlıştır.
FACEBOOK'TAN MAHKEME KARARI OLMADAN SANSÜR!
Facebook gibi küresel ölçekli sosyal paylaşım ağlarının birtakım içeriklere, haberlere müdahil olarak mahkeme kararı olmadan kısıtlama getirmesi kullanıcılar arasında huzursuzluklar ortaya koymaktadır. Kendilerini özgür platformlar olarak tanımlayan küresel ölçekli sosyal paylaşım ağlarının sansür ve kısıtlamalara karşı taraf olmamaları son derece önemlidir. Türkiye aleyhine çıkan kara propaganda ya da karalayıcı haberlerde de aynı tutumun sergilenmemesi sosyal ağlara olan güvenin zedelenmesine sebep olabilmektedir.
TWİTTER SİYASİ TARAF TUTUYOR
ABD seçimleri sosyal medyada oldukça hararetli geçmiştir. Hatırlanacağı üzere Donald Trump'ın yaptığı paylaşımların yarısı Facebook ve Twitter tarafından sansürlenmiş, ancak Joe Biden'ın hiçbir paylaşımının sansürlenmemesi artık sosyal ağların politize olduğunu gözler önüne sermiştir. Düşünce ve ifade özgürlüğüne saygı duyduğunu ifade eden sosyal paylaşım ağlarının bu denli politik kararlar vermesi ve seçim süreçlerine müdahil olması hiçbir şekilde kabul edilir bir durum değildir. Zira bugün Amerika'da yaşanan bir olay, yarın başka bir ülkede de kendisini gösterebilmektedir. Sosyal ağların kamuoyu oluşturma gücü göz önünde bulundurulduğunda taraf olmanın sosyal ağların doğasına zarar vereceğini söyleyebilmek mümkündür.
SOSYAL AĞLAR ADIM ADIM SİZİ TAKİP EDİYOR
Sosyal ağ sitelerinizdeki gizlilik ve güvenlik ayarları hakkında bilgi edinin ve bunları kullanın. Reklamlarla ilgili verdiğiniz izinleri ayarlardan kontrol edebilme şansınız mümkündür. Kişisel güvenlik adına, doğum tarihini ve yerini, ev adresini veya telefon numarasını asla açıklamamalı, çünkü bu onları kimlik hırsızlığı ve dolandırıcılık açısından ciddi risk altına sokabilir. Ek olarak, bir kişinin herhangi bir ağ sitesinde kredi kartı numaralarını, banka bilgilerini, şifrelerini veya sosyal güvenlik numarasını asla ifşa etmemesi son derece önemlidir. Bu tür bilgiler paylaşılırsa, takipten kimlik hırsızlığına kadar çeşitli suçların kurbanı olmak çok kolay olacaktır. Dolayısıyla, sosyal medya şirketlerine ne kadar bilgi verdiğimizi kontrol etmek nihayetinde bize yani kullanıcıya düşüyor.
WHATSAPP'IN 15 MAYIS SÖZLEŞMESİNİ İMZALAMAYIN
Sözleşmeyi hatırlayacak olursak; bu sözleşme WhatsApp'ın hizmetleri ve şirketin kullanıcı verilerini nasıl işlediği hakkında bilgiler içeriyor. Ayrıca, WhatsApp'ın platformda sohbetleri depolamak ve yönetmek için Facebook'ta barındırılan hizmetleri nasıl kullandığına da ışık tutuyor. Ancak güncellemenin en büyük tehdidi, WhatsApp'ın artık kullanıcı verilerini Facebook ve içerik önerileri ve reklamlar için hizmetleriyle entegre olan diğer üçüncü taraf hizmetlerle paylaşacak olmasıdır. Ben bu sözleşmenin imzalanmasının uygun olacağını düşünmüyorum.
CLUBHOUSE VERİLEMİZİ KORUMUYOR
2020'de kurulan Clubhouse, insanların buluşması, konuşması ve fikirlerini paylaşması için muazzam bir ortam olarak gittikçe yaygınlaşmaya başladı. Clubhouse, daha sonra büyük bir konferans görüşmesinde başkalarıyla sohbet edebileceğiniz "odalar" oluşturmanıza ve bunlara katılmanıza olanak tanımaktadır. Özellikle Avrupa'da artan popülaritesi ile Clubhouse, veri koruma açısından büyük eleştirilere maruz kalmıştır. Veri koruma açısından bakıldığında, veri sahiplerinin onayı alınmadan ve ideal olarak belgelendirilmedikçe, Clubhouse uygulamasına bu verilere erişim izni verilmemesi tavsiye edilir. Şu anda bu veriler, söz konusu adres defterlerindeki veri sahiplerinin izni olmadan ABD sunucularına aktarılmaktadır. Ayrıca, ABD'de üçüncü şahısların toplanan iletişim ve hesap bilgilerinin hangi biçimde ve hangi amaçlarla işlediği açık değildir.Clubouse'un Hizmet Koşulları uyarınca ve birçok durumda çeşitli ulusal yasalara göre, kullanıcıların ilgili tüm tarafların izni olmadan konuşmaları kaydetmesi veya başka bir şekilde saklaması yasaktır. Ancak kapsamı ve amacının açık olmadığı ve muğlak bir şekilde formüle edildiği göz önüne alındığında, bu konuda şüpheler ortaya çıkmaktadır.
DİJİTAL BAĞIMLILIĞA KARŞI DİJİTAL DETOKS
Türkiye'de 54 milyon sosyal medya kullanıcısı bulunmaktadır. Nüfusun %64ünün sosyal ağlarla haşır neşir olması oldukça ciddi bir orandır. Sosyal medya bağımlısı olan kullanıcı sayısı her geçen gün artmaktadır. Sosyal medyayı hayatın merkezine konumlandırmak son derece yanlıştır. Bağımlılık tedavi gerektirmektedir. Bu nedenle doğru yolda olduğumuzu söylemek pek doğru değildir. Dijital detoksa özellikle pandemi döneminde oldukça ihtiyacımız vardır.