Mustafa Varank, Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) 2020 Yılı Sektör Raporu Lansman Toplantısı'nda video konferans yöntemiyle yaptığı konuşmada, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının dünya ekonomileri ve tedarik zincirlerine etkisini anlattı.
Türkiye'nin uyguladığı politikalarla salgın döneminde pozitif ayrışmayı başaran nadir ülkelerden biri olduğuna dikkati çeken Varank, IMF'nin Türkiye ile ilgili büyüme tahminini yukarı yönlü revize ettiğini, Çin ve Türkiye dışında bu dönemde pozitif büyümeyi başaran büyük ekonomi olmayacağını öngördüğünü anımsattı.
Varank, zor şartlar altında gösterilen bu performansın yabancı yatırımcıların, Türkiye'ye olan ilgisini artırdığını ve ülke için yeni fırsatlara kapı aralayacağını vurgulayarak öncü verilerin 2021'e de güçlü bir başlangıç yapıldığını ortaya koyduğunu söyledi.
Kredi tarafındaki sıkılaşmaya karşın imalat sanayindeki güçlü seyrin yoğun dış talebin varlığına işaret ettiğini dile getiren Varank, dün açıklanan ihracat rakamlarının da bu beklentiyi teyit ettiğinin altını çizdi.
Varank, ekonomi ve hukuk alanındaki reform gündeminin hayata geçmesiyle bu ivmenin hız kazanacağına, 2021'in 2023 hedefleri doğrultusunda bir atılım yılı olacağına inandığını vurguladı.
Kovid-19 salgını sürecinde kısıtlamalar nedeniyle başta turizm ve diğer hizmet sektörleri olmak üzere daralma yaşayan alanlar olduğuna işaret eden Varank, "Hükümet olarak sorun yaşayan firmalarımız ve çalışanlarımız için tüm imkanlarımızı seferber ederek, pandeminin etkilerini minimumda tutmaya gayret ediyoruz." diye konuştu.
"AVRUPA'NIN 1. DÜNYANIN 2. BÜYÜK BEYAZ EŞYA ÜSSÜYÜZ"
Varank, son 18 yıllık dönemde politikaların odağına üretimi, emek yoğun sektörlerden orta-yüksek ve yüksek teknoloji alanlara kaydırmayı ve çeşitlendirmeyi koyduklarını belirterek salgının bunun önemini gösterdiğini, turizm ve hizmet sektöründe yaşanan daralmayı gıda ve imalat sanayisinin yüksek performansının dengelediğini kaydetti.
Burada öne çıkan sektörlerden birinin artan talebi karşılamada büyük gayret gösteren dayanıklı tüketim malları imalat sanayisi olduğunu ifade eden Varank, burada en büyük payın da beyaz eşya imalatçılarında bulunduğunu dile getirdi.
Varank, salgın döneminde sektörün ortaya koyduğu uluslararası pazarlardaki konumunu salgın sonrasında daha da kuvvetlendireceğine inandığını söyledi.
Beyaz eşya sektörünün markalaşma, tasarım, ölçek ekonomisi ve AB standartlarına uyum bakımından örnek ve öncü bir sektör olduğunu anlatan Varank, "Sağladığı nitelikli istihdam ve ihracat geliriyle imalat sanayimizin gelişiminde çok özel bir yere sahip. Avrupa'nın birinci, dünyanın ikinci büyük beyaz eşya üssü konumuna erişmiş durumdayız. Avrupa'da otomasyon seviyesi en yüksek üretim tesislerine sahibiz. Dünyanın en az enerji tüketen ürünlerini üretiyoruz." ifadelerini kullandı.
Varank, sektörün Türk sanayisinin uluslararası pazarlardaki vitrini konumunda olduğunun altını çizerek "Sektörün bu seviyeye ulaşmasında Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerine hükümetimizin desteğiyle yaptığı yatırımların çok büyük rolü var. Bu yatırımların yansımasını patent ve tasarım sayılarında gözlemleyebiliyoruz. Pandemiye rağmen uluslararası patent başvuru sayısının yıllık yüzde 35, tasarım başvuru sayısının da yüzde 65 artması takdire şayan bir başarı." diye konuştu.
"AB'DEKİ GELİŞMELERİ YAKINDAN İZLİYORUZ"
Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı ve beyaz eşyada en büyük ana ihracat pazarı AB'deki gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirterek Varank, AB'nin ekolojik ve dijital dönüşüme yönelik çalışmalarını anlattı.
Varank, yapılan düzenlemelerin salt çevre duyarlılığı değil AB için yeni bir büyüme stratejisi olarak değerlendirildiğini belirterek bu düzenlemelere karşı önlemlerin hayata geçirilmesinin önemine işaret etti.
AB'deki bu gelişmelere ilişkin gerekli hazırlıklar yapılırsa Türkiye'nin bu dönüşümü büyük bir avantaja çevirme potansiyeli olduğunu belirten Varank, şöyle devam etti:
"Bu kapsamda Bakanlığımız bünyesinde oluşturulan Elektrik-Elektronik Sanayi Teknik Komitesi (EL-TEK), mevzuat uyumuna yönelik olarak çalışmalarına devam ediyor. Ülkemizde ve AB'de 1 Mart itibarıyla yürürlüğe girecek 'Yeni Enerji Etiketi Yönetmeliği' kapsamındaki mevzuat uyumu çalışmalarında son aşamaya geldik. Bu ay içerisinde ürünlere yönelik uygulama tebliğlerini yayımlayacağız. Mevzuat değişikliğinin getireceği mali yükün finansmanı konusunda AB, yakın çevresindeki ülkelerin desteklenmesine özellikle önem vereceğini ve yaklaşık 1 trilyon avroluk bir kaynağı sürdürülebilir yatırımların finansmanı için önümüzdeki 10 yıllık süreçte harekete geçireceğini taahhüt ediyor."
Varank, 2021-2027 dönemi için oluşturulan Yatırım AB Programı kapsamındaki finansman mekanizmalarına firmaların azami ölçüde erişebiliyor olmasının önemine işaret ederek, programa ülkenin katılımı ve AB katılım öncesi (IPA) fonlarının sanayinin yeşil dönüşümüne katkı sağlayacak projelerde kullanımı için gerekli çalışmaları yürüttüklerini söyledi.
Beyaz eşyaların çevrim içi olmasıyla siber güvenlik ve verilerin güvenliği konusunun gündeme geldiğini anımsatan Varank, "Sanayi ve Teknoloji Stratejimiz kapsamında ilgili kamu kurumlarıyla birlikte beyaz eşya sektörü için çözümler geliştirmek üzere bir çalışma başlattık. En kısa zamanda, verilerin korunması konusunda beyaz eşya sektörümüze yapıcı bir çerçeve sunmayı hedefliyoruz." dedi.
"ÜNİVERSİTELERİMİZE HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERMEYE DEVAM EDECEĞİZ"
Varank, pazartesi günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dünyanın ilk seri üretim 4. seviye otonom elektrikli otobüsü Atak Electric'i Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde tanıttığını hatırlatarak şunları söyledi:
"Bir teknopark firması olan Adastec ile köklü otomotiv firması Karsan güç birliği yapıp böyle bir ürünü seri üretim bandından indirdiler. ABD ve Romanya'ya da satışını gerçekleştirdiler. Türkiye'nin asıl gündeminin bu olması lazım. Maalesef bu gündemi, ideolojik kavgalarıyla zehirlemek isteyenler de boş durmuyor. Boğaziçi Üniversitesine kanuna ve Anayasa'ya uygun şekilde gerçekleştirilen bir rektör atamasına verilen tepkinin orantısızlığı günden güne artıyor. İşi maalesef kutsal değerlerimize, kıblemiz Kabe'ye yönelik çirkin saldırılara kadar getirdiler."
Bu işi rektör ataması tartışmasından çıkarıp ideolojik kavgaya dönüştürmek isteyenlerin olduğuna dikkati çeken Varank, şunları kaydetti:
"Toplumsal olayların fitilinin ateşlenmesini, provokasyonlara kapı aralanmasını avucunu kaşıyarak bekleyenler var. Boğaziçi'nden yeni bir Gezi çıkarmak isteyenlerin tuzağına gençlerimizi düşürmeyiz. Üniversiteler, ideolojik kavgaların arenası değil bilimin ve araştırmanın merkezleridir. Biz üniversitelerin bu yapısını tahkim etmek için son 19 yılda çok büyük yatırımlar yaptık.
Cumhuriyet tarihinin en öğrenci dostu hükümetleri, AK Parti hükümetleridir. Üniversite yatırımlarından modern yurtlara, kredi ve burslara kadar çok güçlü adımlar attık, atıyoruz. Gençlerimizi, kendi siyasi emellerine dolgu malzemesi olarak görenler, bu ülkeye en büyük kötülüğü yapar. Biz buna müsaade edemeyiz. Öğrencileriyle, akademisyenleriyle, yayınlarıyla, araştırma projeleriyle üniversitelerimizi dünyanın en iyileri arasına sokmak için her türlü desteği vermeye devam edeceğiz."
"SEKTÖRDE 13,2 MİLYAR LİRALIK YATIRIMI TEŞVİK ETTİK"
Bakan Varank, Türkiye'nin geleceğinin katma değerli üretim ve markalaşmada olduğunun altını çizerek Bakanlık olarak işletmelerin Ar-Ge ve teknolojik altyapı yatırımlarını destekleme noktasında önemli teşvikler sunduklarını anımsattı.
Beyaz eşya sektörünün teşvik sisteminde ayrıcalıklı bir konuma sahip olduğunu belirten Varank, 2012'den bu yana sektörde 11 bine yakın ilave istihdam oluşturan 13,2 milyar liralık sabit yatırımı teşvik ettiklerini aktardı.
Varank, TÜBİTAK ve KOSGEB gibi Bakanlığın ilgili kuruluşlarıyla sektöre sağladıkları desteklere değinerek şu bilgileri paylaştı:
"Beyaz eşya sektöründeki 23 Ar-Ge ve 3 tasarım merkezine bugüne kadar 720 milyon lira destek sağladık. Son 2 yılda teknoloji seviyesinin ve yerli üretimin önceliklendirildiği destek programları kapsamında 9 bin 742 KOBİ'ye 889 milyon lira bütçe aktardık. KOBİGEL Programı kapsamında 2020'deki ilan ettiğimiz çağrıyla dijital dönüşüm odaklı 396 projeye 158 milyon lira katkıda bulunduk. TÜBİTAK aracılığıyla son 18 senede beyaz eşya sektörü özelinde faaliyet gösteren sanayi kuruluşları, akademi ve bilim insanlarına yaklaşık 394 milyon lira destek verdik."
Bugün açıklanan enflasyon rakamlarında, harcama gruplarına göre en fazla artışın ev eşyasında olduğunu bildiren Varank, "Sektörden girdi maliyetleriyle ilgili savunmalar gelebilir ama benim sektörden bir ricam var: Bu dönemde kar maksimizasyonunu düşünmeyin, ihracatınız güzel, en azından iç pazarda fiyatlarla ilgili üzerinize düşeni yapın. Burada fahiş fiyat artışlarını görmek istemiyoruz. Girdi maliyetlerinin farkındayız ama buradaki fiyatları dengede tutmada bize yardımcı olmanız gerektiğini de aklınızdan çıkarmayın." değerlendirmesinde bulundu.
"İHRACATIMIZ 20 YILDA 10 KAT ARTTI"
TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkanı Can Dinçer de sektörün 170 ülkeye ihracatı olduğunu belirterek, "İhracatımızın yüzde 70'ini AB'ye ihraç ediyoruz. Son 20 yılda ihracatımız 10 kat artmış durumda." dedi.
Ticaret ve çevre regülasyonuna uyumlu yüksek kaliteli ürün ve teknolojiler geliştirdiklerine ve Türkiye'nin dünya beyaz eşya üretiminin yüzde 7'sini gerçekleştirdiğine dikkati çeken Dinçer, "Büyüyen beyaz eşya pazarından daha fazla pay almak rekabet gücüne de büyük bir katkı sağlayacak. Ar-Ge çalışan sayısı ve Ar-Ge harcamalarıyla lider sektörler arasında yer alıyoruz. En çok patent başvurusu yapan şirketler sıralamasında 2 beyaz eşya firmasıyla yer aldık." diye konuştu.
Dinçer, Türkiye'de yapılan yatırımlarla küresel olarak yukarılara çıkmak istediklerini belirterek ülkedeki bayi ve satış kanallarının dünyada eşi benzeri bulunmadığını, güçlü yan sanayiye sahip olduklarını kaydetti.