Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Töre ve namus cinayetlerinin birbirinden ayrı olduğuna vurgu yaparak yeni kriterler belirledi.
Diyarbakır'da ablasına tecavüz ettiği iddiasıyla Muharrem Yıldırım'ı öldüren Mehmet Nuri Polat töre cinayeti işlediği gerekçesiyle müebbet hapisle cezalandırıldı. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, bu kararı bozarak suçun namus cinayeti kapsamında kaldığını ve töre saikiyle işlenmediğini, bu nedenle kasten öldürme suçundan cezalandırılması gerektiğine hükmetti. Bozma kararında töre ve namus kavramlarına da yeni kriterler getirildi. Töre kelimesinin; bir toplulukta benimsenmiş, yerleşmiş davranış, yaşama biçimlerinin, kuralların, gelenek ve göreneklerin ortak alışkanlıkların, tutulan yolların bütünü, topluluktaki ahlaki davranış biçimleri ve adap olarak tanımlandığını belirtti.
Yargıtay, TCK'nın 82. maddesinin 1. fıkrasının k bendinde tanımlanan törenin, belli bir davranış veya yaşam biçimini tercih edenlerin öldürülmesini gerektiren, kötü bir töreyi ifade ettiğinin altını çizdi. Bir davranışın töreden kaynaklandığını söyleyebilmek için, o davranışın bir toplulukta genel olarak benimsenmiş, yerleşmiş yaşam biçimlerinden veya değer yargılarından kaynaklanmasının gerekli olduğunu vurgulandı. Töre saikiyle hareket eden failin cinayeti işlerse toplum tarafından 'Saygınlık' ile ödüllendirileceğini, işlemediği takdirde ise 'Kınanacağını' düşünmesi ve bu eylemi saygınlık kazanmak ya da kınanmamak için işlemesi gerektiği kaydedildi.
TOPLUMUN ÖRDÜRME BEKLENTİSİ VARSA TÖRE OLUR
Töre saikiyle öldürmeden söz etmek için öncelikle mağdurun toplumda genel olarak benimsenmiş olan bir davranış ya da yaşam biçimine aykırı davranmış olması, ikinci olarak bu aykırı davranışın ölümle cezalandırılması gerektiğinin o toplumda yaşayanlar tarafından beklenen bir tepki olduğunun kabul edilebilmesi, üçüncü olarak da cinayetin fail tarafından toplumun öldürme beklentisinin yönlendirmesiyle sırf aykırı davranışın cezalandırılması görevi üstlenilerek işlenmesinin şart olduğunu ifade etti. Yargıtay, töre kavramıyla sık sık karıştırılan namus kavramının ise bir toplum içinde ahlak kurallarına ve toplumsal değerlere bağlılık, iffet, doğruluk, dürüstlük olarak tanımlandığı, bu anlamda, töre ile namusun benzer, ancak farklı kavramlar olduğu, törenin belli koşullarda namusu da içine alan üst bir kavram olduğu kaydedildi.
TOPLUM İSTEMEDİ, DEĞER YARGILARINA AYKIRI DİYE ÖLDÜRDÜ
Kişilerin sırf sübjektif namus anlayışından, kıskançlıktan, cinsel arzu ve isteklere karşılık alamamaktan, kınamaktan, hoşlanmamaktan, tasvip etmemekten ve söz geçirememekten kaynaklanan cinayetlerin "Töre cinayeti" olarak nitelendirilemeyeceği belirtildi. Aynı şekilde, toplumun tasvip etmediği veya kınadığı davranışları ve yaşam biçimini tercih edenlerin öldürülmesi de toplumdaki öldürme beklentisi açıkça ortaya konulmadan, sırf bu nedenle töre saikiyle öldürme olarak değerlendirilemeyeceğine işaret eden Yargıtay töre ile namus cinayetlerinin ayrı kavramlar olduğunu belirtti. Ablasıyla gönül ilişkisi yaşayan Muharrem Yıldırım'ı öldüren sanığın, kendi sübjektif değer yargılarına aykırı hareket ettiğini düşündüğü Muharrem'i toplumsal bir istek olmaksızın kasten öldürdüğü için töre saikiyle verilen mahkûmiyet hükmünün usul ve yasaya aykırı olduğuna oy birliğiyle karar verdi.