İstanbul 30. Ağır ceza Mahkemesinde görülen davada 29 Aralık'ta sanıkların son sözleri alınmış ve mahkeme heyeti kararını açıklamak üzere duruşmayı 11 Ocak'a ertelemişti.
Karar günü beklenirken davada ilginç bir gelişme yaşandı. Tutuklu sanıklardan Mert Sucu, cezaevinden mahkeme heyetine gönderdiği dilekçede, savunmalarında olduğu gibi "örgüt" değil de "arkadaş grubu" olduklarına vurgu yaptı. 3 Ocak tarihli dilekçede Sucu, "Arkadaş grubu sanıklar tarafından hakkımda polis ajanı olduğuma dair kanaat ve inanış var. Herhalde beni darp eden polisleri şikayet etmediğimden dolayı olsa gerek. Üzerime atılı bu mesnetsiz iddianın açıklığa kavuşturulması için değerli heyetinizden Allah rızası için İçişleri Bakanlığından ve Emniyet Genel Müdürlüğünden veya gerekli kuruluşlardan ismimin sordurulmasını ve bu hayali düşüncenin açıklığa kavuşturulması için değerli heyetinizden gerekli yerlere müzekkere yazılmasını arz ve talep ediyorum" dedi.
İşte o mektup:
Mert Sucu
CEVAP HAKKI İSTEDİ
Örgüt arkadaşlarının "polis ajanı" suçlamasına ilişkin kısa ve sözlü beyanda bulunmak için karar duruşmasının yapılacağı 11 Ocak'ta kendisine bir dakikalık söz hakkı verilmesini talep eden Mert Sucu dilekçesini şöyle tamamladı: "Şunu da belirtmek istiyorum, polislik mesleği son derece onurlu ve şerefli bir meslektir. Eğer polis olsaydım şeref duyardım. Sadece gerçeğin ortaya çıkması açısından değerli heyetinizden bunu talep ediyorum."
POLİSLERE ATEŞ ETMİŞTİ
Mert Sucu, 2018'de yapılan operasyonda örgütün "Dragos" (Ejder) diye tabir etiği Kandilli'deki malikanesine yapılan baskında iki özel harekat polisine ateş etmişti. Polislere bir şarjör dolusu mermi sıkan Sucu'nun tabancasından çıkan bir kurşun, polislerden birinin çelik yeleğine isabet etmişti. Savcılık, Mert Sucu'nun "silahlı suç örgütü üyeliği" ve "cinsel suçların" yanısıra özel harekat polislerine yönelik eylemlerinden dolayı da "adam öldürmeye teşebbüs" suçundan cezalandırılmasını talep ediyor.
OKTAR'IN YAKIN KORUMALARINDAN
Savcılığın mütalaasında Sucu'nun Oktar örgütünün imam kardeşler grubundan ve elebaşı Adnan Oktar'ın yakın korumalarından olduğu belirtiliyor. Sucu'nun örgütte bacılar grubu üyelerinin isteklerini yerine getirdiği, şoförlüğünü yaptığı ve örgüt evlerinden dışarıya çıkmaları halinde refakatta bulunduğu, Oktar'ın talimatıyla örgüt üyelerinden Yeliz Sucu ile aile birlikteliği içermeyen örgütsel amaçlar doğrultusunda evlilik yaptığı kaydediliyor.