MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un açıklamalarını gaflet olarak değerlendirirken darbe heveslilerine sert çıktı. Bahçeli'nin yazılı açıklaması şöyle: (CHP'li Fikri Sağlar'ın açıklamaları) Adaleti kıyafette arayan, ahlakı şekilde araştıran, üstelik insani haslet ve imani haysiyetle açıktan çatışan zorbaların başörtüsü nefretleri ilkel ve ilkesiz bir anlayışın göstergesidir. (Sözcü Gazetesi manşeti) Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin açılmasını 2020 yılının felaket ve gözyaşı olaylarından birisi olarak lanse etmek, kaygı ve utanç verici bir alçalmadır.
BAŞBUĞ'UN AÇIKLAMALARI GAFLETTİR (Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un açıklaması) Sayın İlker Başbuğ'un açıklamaları her zaviyeden sakıncalı, her cepheden sorunludur. Sayın İlker Başbuğ, erken seçim kararı almış bir hükümete karşı yapılan darbeyi gayri meşru, erken seçim kararı almamış bir hükümete yapılan darbeyi de zımnen makul ve meşru kabul etmektedir. Bu ifadeler normal karşılanacak ve sineye çekilecek bir durum sayılamayacağı gibi vesayetçi ve antidemokratik bir açmazdır. CHP'nin başını çektiği zillet ittifakının erken seçim dayatması ve zorlamasıyla Sayın Başbuğ'un sözleri üst üste koyulduğunda, muhtemel gelişmelerle ilgili tuhaf ve düşündürücü bir illiyet bağının kurulması, abartılı ve afaki bir değerlendirme olmayacaktır. Demokrasiye ve millet iradesine silah doğrultmak, buna heves etmek, bunu aklından geçirmek büyük bir suçtur. Darbe cinayettir, melanettir, ihanettir. Darbeler arasında mukayese yapmak ya bilgisizliğin ya da bilip de asıl hedefi perdeleyen mahzurlu bir mizacın eseridir.
KİMSE SOKAKLARDAN İSTİKBAL BEKLEMESİN (Gazeteci Can Ataklı'nın açıklamaları) Tam da bu esnada, bir gazeteci müsveddesinin, aklı ve kalemi kiralanmış bir şahsın, Sayın Erdoğan'ın gitmesi için büyük bir halk öfkesi ya da doğal afet lazım demesi, demokrasi ve millet iradesi düşmanlığına esaslı bir örnektir. Hiç kimse sokakların karanlığından ikbal ve istikbal beklememelidir. (Boğaziçi Üniversitesi'ndeki olaylar) Bir süredir Boğaziçi Üniversitesi'ne atanan rektörle ilgili suni itiraz ve organize tepkiler gündemdedir. Kanuna uygun bir atamaya terör yöntemleriyle karşı çıkmak, bu vesileyle Boğaziçi Üniversitesi'nden bir Gezi Parkı kalkışması çıkarmaya niyetlenmek başı ezilmesi gereken bir komplodur. CHP'nin, İP'in, HDP'nin provoke ettiği, PKK, MLKP, DHKP-C'nin alevlendirdiği protestoları bir sokak hareketine dönüştürme ısrarları ateşle oynamaktır. Boğaziçi Üniversitesi'ne yasal yollardan rektör atanmış ve konu kapanmıştır. ANKARA