Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Başhekimi ve Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Murat Gündüz, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşısını yaptırmanın hem kişisel hem de toplumsal bir görev olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Gündüz, Kovid-19'a yönelik tedbirler ve kısıtlamalarla virüsün yayılımının azaldığını ifade etti. Hastalığı önlemek için aşının en önemli unsur olduğunu belirten Gündüz, bununla insanlar hastalanmadan önce koruma sağlanabildiğini dile getirdi.
Gündüz, normal hayata geçilebilmesi için toplumun büyük çoğunluğunun aşıyı yaptırması gerektiğini vurgulayarak "Bu virüs böyle devam ettiği, mutasyona uğrayıp yok olmadığı ya da daha az zarar verici hale gelmediği sürece biz maske, mesafe ve temizlik kuralına yıllarca devam etmek zorunda kalacağız. Kısıtlamalar yine devam edecek, dolayısıyla da salgının önünü alamayacağız. Normal hayata geçebilmemiz açısından toplumun önemli bir kısmının mutlaka bağışıklık kazanması gerekiyor ki biz maske, mesafe ve temizlik kuralına yıllarca devam etmeyelim, normalleşelim." diye konuştu.
Aşılanma sonrasında toplumun bağışıklık kazanmasının doğrudan verilere yansıyacağını belirten Gündüz, şöyle devam etti:
"Günlük veriler düzenli bir şekilde Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanıyor zaten. Dolayısıyla bu salgının gidişatı birtakım bilimsel veriler üzerine konarak pikin yani tepe noktasının düşüşü ve artık kabul edilebilir noktaya gelmesi günlük olarak takip ediliyor. İnanıyorum ki toplumun önemli bir kısmı bağışıklık kazandıktan sonra verilerimize yansıyacak bu. Verilerimiz gerçekten belirli bir eşik düzeyinin altına düştüğünde, 'Tamam toplumumuz bağışıklık kazandı ve bu maskeden ve diğer tedbirlerden kurtulup normal eskisi gibi yaşamımıza dönebileceğiz.' diyeceğiz. O nedenle verilerin ortaya çıkması ve yakından takip edilmesi gerekiyor. Aşıdan sonra da buna devam edeceğiz çünkü toplumun tümünün değilse bile önemli kısmının bağışıklık kazanması verilere doğrudan yansıyacaktır."
"AŞI YAPTIRMAK AYNI ZAMANDA TOPLUMSAL BİR GÖREV"
Gündüz, hastalığın önüne geçilebilmesi adına aşının öneminden bahsederek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aşı, kişisel koruyucu bir tedbir olmasına rağmen aynı zamanda aşı yaptırmak toplumsal da bir görev. Aşılanarak hasta olmuyoruz, aynı zamanda başkalarına da bunu bulaştırma riskimiz azalıyor. Dolayısıyla bunu hem kişisel koruyucu görev hem de toplumsal bir görev olarak kabul etmemiz gerekiyor. Bir de tabii salgın önlense bile aşıyla virüs ortadan kalkmıyor. Aynı diğer virüslerde olduğu gibi ortamda olacak. Aşılanmayan kişiler salgın döneminde olduğu kadar çok büyük oranda olmasa da yine risk altında olacaklar. Bu hastalıkla karşı karşıya kalabilecekler, çok ağır bir duruma girebilecekler. O nedenle aşılanmayan kişilerin özelikle bu altını çizdiğim noktalara dikkat etmesi ve tekrar düşünmelerini öneriyorum çünkü salgın bitse de virüs kalacak, bu aşı virüsü öldürmüyor. Virüs yine ortamda olacak ve bir süre daha devam edecek."
"KORUNMA BE AŞI TEDBİRLERİNE UYMAK EN MANTIKLISI"
Aşıdan kaynaklı birtakım kas ya da hafif ateş bulgularının ortaya çıkabileceğini aktaran Gündüz, bunun canlı virüsün hastaya verildiği anlamına gelmediğini ve doğal olduğunu belirtti.
Gündüz, aşının, virüsü vücudun bağışıklık sistemine ve hücrelerine tanıtmak üzere verildiğini anlatarak şunları kaydetti:
"Vücudumuzda, bağışıklık sistemimiz bu virüsü tanırsa karşılaştığında hızlıca tedbir alıp bu virüsü çoğalmadan milyonlarca sayıya ulaşmadan yok edip hasta olmanızı önlüyor. Neticede hasta olduktan sonra gerçekten işler çok zorlaşıyor. Önemli olan Kovid-19'la hasta olunca mücadele etmek değil, hasta olmadan hem korunma hem aşı tedbirini birlikte uygulamak en mantıklısı, en doğru seçim."