İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde eski kamu görevlilerinin yargılandığı davada 115'inci duruşma yapıldı. Cinayetin işlendiği tarihte Trabzon Emniyet İstihbarat Şube Müdürü olan ve "görevi kötüye kullanma" suçundan 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası istenen Engin Dinç, "17 Şubat 2006'da yazdığımız 'ses getirici eylem' notunu İstihbarat Daire Başkanlığına gönderdik. Dolayısıyla görevimi yaptım. Böyle bir zorunluluk olmamasına karşın çalışma arkadaşlarıma notu İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne de göndermesini söyledim. O dönemin yetkililerini de telefonla bilgilendirdim. Yasin Hayal hakkında genel bilgileri rapora aktardım. Yazıda Hayal'in nasıl birisi olduğunu, daha önce neler yaptığını anlattık. Devamında İstanbul'da eylem planladığını söyledik. Bütünsel olarak olay aktarıldı. 'Ses getirici eylem' tabiri istihbaratta genel bir jargondur. Diğer yandan yazının bütünü dikkate alındığında bombalı eyleme karışan birinin sıradan bir eylem yapmayacağı anlaşılır" dedi.
IŞIK EVLERİNDEN TSK'YA...
Cinayetin işlendiği tarihte İstanbul İl Jandarma Komutanlığı'nda astsubay başçavuş rütbesiyle İstihbarat Şube Müdürlüğü Aşırı Sağ Faaliyetler Unsur Komutanı olarak görev yapan Mikdat Özbek, FETÖ üyeliği ile suçlandığını ancak halen görevde olduğunu dile getirdi. İstanbul'da görev yaptığı dönemde FETÖ'nün Işık Evlerinde yetişmiş bazı kişilerin TSK'ya yerleştirildiği yönünde duyum üzerine çalışma yaptıklarını öne süren Özbek, bir ailenin talebi üzerine örgüt evinde yaşayan çocuklarla temas kurulduğunu ve raporlama yapıldığını söyledi.
Duruşmada ayrıca İstanbul Jandarma Komutanlığı görevlileri Eyüp Temel ve Musa Yıldırım, Trabzon Jandarma Komutanlığı görevlileri Hacı Ömer Ünalır, Hüseyin Yılmaz, Trabzon Emniyet görevlisi Hasan Durmuşoğlu, Samsun Jandarma görevlisi Murat Bayrak'ın da son savunmaları alındı.
FİRAR İSTİHBARATI BATUM'DAN GELDİ
Duruşmaya görüntülü olarak bağlanan eski jandarma tuğgeneral Hamza Celepoğlu, şubat ayında son savunmasını yapmak istediğini bildirdi. Mahkeme başkanı Akın Gürlek ise Celepoğlu'na ocak ayında savunmasını yapması gerektiğini söyledi.
Mahkeme başkanı Akın Gürlek ayrıca, sanıklardan Emre Cingöz'ün kaçma girişimiyle ilgili hakkında Emniyetten yazı geldiğini bildirdi. Gürlek, kaçma girişimi konusunda Batum'dan gelen bir yazı ile İstanbul Emniyetinin uyarıldığını iletti. Cinayet tarihinde astsubay rütbesiyle İstanbul Jandarma İstihbarat Komutanlığı görevlisi olan sanık Cingöz ise kaçma girişiminde bulunmadığını iddia etti. Mahkeme heyeti, kaçma ihtimaline karşı Cingöz'ün İstanbul'u terk etmemesi, dönemin Trabzon Jandarma Komutanı Ali Öz ile uzman çavuş Ecevit Emir hakkında da ev hapsi kararı verdi. Duruşma 6 Ocak'a ertelendi.
CİNAYETE İŞTİRAK ETTİLER
Cumhuriyet savcısının esasa ilişkin mütalaasında, FETÖ'cü eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek ve eski tuğgeneral Hamza Celepoğlu'nun aralarında olduğu sanıkların, Dink cinayetine iştirak ettiklerini belirterek, ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırılmalarını isteniyor. Mütalaada bu sanıkların, FETÖ'nün amaçları doğrultusunda önceden öldürüleceğini bildiği Hrant Dink'in hayatını korumak için görevini yerine getirmedikleri, bu nedenle sanıkların eylemlerinin bir kişiyi tasarlayarak kasten öldürmeye iştirak suçunu oluşturduğu belirtiliyor.
Mütalaada 11 sanığın beraatleri yönünde görüş bildirilirken, diğer sanıkların da benzer suçlardan çeşitli oranlarda hapis cezalarına çarptırılmaları öngörülüyor.