İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Evrensel Mevlana Âşıkları Vakfı'nın (EMAV), Mevlana'nın 747. vuslat yıldönümünde Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde düzenlediği Şeb-i Arus töreninde Kuran-ı Kerim, teşrik tekbiri ve Naat-ı Şerif'in Türkçe okunması ve kadınlarla erkeklerin birlikte sema yapmasına yönelik tepkiler devam ediyor.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Kuran-ı Kerim'in Türkçe okunmasına yönelik tepkisini Twitter'dan yayımladığı mesajla dile getirdi. Altun "Hazreti Mevlana'nın vuslat gecesinde, ne yazık ki bizlere geçmişin kötü hatıralarını yeniden hatırlatacak kahredici bir olay vuku bulmuş, Kur'an-ı Azim'e ve Hz. Mevlana'ya büyük bir saygısızlık yapılmıştır. Despotik, baskıcı, yasakçı ve her türlü değerin silindiği karanlık geçmişlerini özleyenlere açıkça söylüyoruz, Türkiye ne pahasına olursa olsun özlemini çektiğiniz o karanlık günlere hiçbir zaman dönmeyecektir" dedi.
İBB AK Parti Grup Başkanvekili M. Tevfik Göksu da skandala sert tepki gösterdi. Göksu "CHP'nin köhnemiş zihniyetinin İstanbul'da yeniden hortlamasına aziz milletimiz müsaade etmeyecektir" dedi.
İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Muslu da, yapılanın usule uygun bir uygulama olmadığını dile getirerek, "Bu bir erkandır. Asırlardır aslına uygun şekilde uygulanırken, farklı şekilde, farklı mecraya çekmek doğru değildir. Ümit ederim ki bu hatadan dönülür, bir daha yapılmaz" dedi.
BU PROVOKASYONDUR
Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölümü Tasavvuf Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Sezai Küçük ise genel anlamda gelenekte böyle bir uygulamanın olmadığını belirterek, şöyle devam etti: "Konya'da Mevlana Dergâhı'nda usul ne ise, nasıl yapılıyorsa ki zaten 17 Aralık'ta yapılan odur. Konya Mevlana Dergâhı'nda yüzyıllar boyunca nasıl yapılmışsa hep öyle devam edegelmiştir. Bunu farklılaştırmak ne işe yarar? Sadece gelenek tahrip edilmiş olur. Onun için çok hoş bir şey değil. Bu mukabelenin Hazreti Mevlana'dan sonra devam eden bir geleneği var. Buna uymak ve öyle devam etmek lazım."
Doç. Dr. Küçük, kadınların sema etmesine ilişkin ise "Mevleviliğin geleneğinde hanımlar kendi arasında sema edebilir ama hiçbir zaman hiçbir şekilde hiçbir mevlevihanede hanımlar, erkekler ile sema etmemişlerdir" diye konuştu.
Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Öğretim Üyesi Ahmet Özhan da "Bunlar örselenecek şeyler değil. Mevlevi ayin-i şerifi başlı başına formattır. Bu provokasyondur. Dinde böyle bir şey yoktur. Mevlevi adabında böyle bir şey yoktur. Bu işi kotaranların en başta İBB olmak üzere zihniyet itibarıyla bu meseleye nasıl baktığının göstergesidir" diye
konuştu.