Son dakika: Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) sözcülüğü tırmanışta olan ve halen dünyanın birçok ülkesinde çoklu pik dönemi geçiren Koronavirüs'te (Kovid-19) aşılarının güvenliği ve etkinliğine ilişkin SABAH'ın sorularını cevaplandırdı. DSÖ, "Aşıyla ilgili bugünlerde bazı yanlış bilgiler yayılıyor ve bu da aşıların alımını etkileyebilir" ifadelerini kullandı. Kasım'da alınan sonuçları da SABAH ile paylaşan DSÖ sözcülüğü verilerin incelendiğini ve acil kullanım yetkisinin birçok düzenleyici kurumdan alındığını belirtti.
DSÖ'nün SABAH'a yaptığı açıklamalar şöyle:
"DÜNYADA 210 AŞI ÇALIŞMASI VAR; KASIM'DA SONUÇ ALDIK"
Dünyada 210'dan fazla aşı geliştirme aşamasında ve bunlardan 13'ü 3. faz denemelerinde bulunuyor. Ne kadar çok aşı geliştirirsek o kadar çok başarı için fırsatımız olur. Güvenli ve etkili bir Kovid- 19 aşısının geliştirilmesi için güçlü bir sisteme sahibiz. Bazı aşıların son aşamadaki denemelerinde kasımda ilk sonuçları görmeye başladık.
"ACİL KULLANIM YETKİSİ VERİLDİ"
Düzenleyici kurumlar verileri dikkate almaya başladı ve acil kullanım yetkisi verdi. Haberler cesaret verici ancak yine de etkinlik ve güvenlik verilerini toplamaya devam etmemiz gerekiyor.
"SÜRECİN HIZI ENDİŞELENDİRİYOR"
Aşıyla ilgili bugünlerde bazı yanlış bilgiler yayılıyor ve bu da aşıların alımını etkileyebilir.
AŞI SÜRECİ HALKIN GÜVENİNE BAĞLI
Aşılara genel olarak karşı çıkanlar için aşının kabul edilmesi veya reddedilmesi aşının algılandığı güvenlik ölçütüne bağlı. Aşılara karşı çıkanların fikrini değiştirmesi zor ama bu pandeminin nasıl gelişeceğine de bağlı. Herhangi bir Kovid aşısının başarısı, halkın güvenine bağlı olacaktır.
"AŞIYA YAKIN ZAMANDA SICAK BAKACAKLAR"
Bazı insanlar sürecin hızı nedeniyle aşının güvenliği ve etkinliği konusunda endişeli. İnsanların aşıyı kabul etmeye isteksiz veya motive olmadıklarını anlamak için devletlerle çalışıyoruz. Güvenli ve etkili bir aşı konusunda ve özellikle de bu aşı normal hayata geri dönülebileceği anlamına gelirse aşılanmaya insanların sıcak bakacağını düşünüyoruz. - SABAH
BAKAN KOCA'DAN ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR;
Öte yandan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, salgının dünyada görüldüğü ilk günden beri tüm gelişmelerin açık şekilde paylaşıldığını belirterek, ilk günden beri de salgın hastalıkla birlikte mücadele edilmesi gerektiğini, toplumun hiçbir ferdinin kendisini bu mücadelenin dışında tutmaması gerektiğini ifade ettiklerini belirtti. Bakan Koca, yaptığı açıklamanın devamında "Üzülerek görüyorum ki, bazı siyasilerimiz, gazetecilerimiz, sivil toplum örgütlerinde görevli arkadaşlarımız eleştiri adı altında mücadelemizi sekteye uğratabilecek değerlendirmeler yapmaktadır. Eleştiri adı altında toplumu yanlış yönlendirecek, zihinlerini bulandıracak ve mücadele gücümüzü sekteye uğratabilecek bazı asılsız iddialarla mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Kimsenin kendisini bu mücadelenin dışında görerek toplumun umutlarını tüketecek ve karamsarlığa itecek yorumlar yapmaya hakkı yoktur. Mücadeleyi birlikte yürütmeye kararlıyız. Hiç kimsenin bu mücadeleyi kişiselleştirmeye, siyasallaştırmaya hakkı yoktur" dedi.
"BİLGİ SAHİBİ OLMADAN YORUM YAPMIŞLAR"
Bakan Koca, bir gazetede çıkan haberle ilgili, ölümlerin hesaplaşma aracı olmaması gerektiğini belirterek, "Dün bir gazetemizde okur mektubu adı altında bir ölüm belgesi yayımlanarak bilgi sahibi olmadan fikir sahibi yorumlar yapılmıştır. Defalarca ölümlerin hiçbir şekilde hesaplaşma aracı olarak kullanılmaması gerektiğini ifade etsek de, siyasilerin bir rant aracı haline getirmemesini istesek de, açıkça mantık hatalarını ortaya koysak da halen yanlışta ısrar eden değerlendirmeler yapılmaktadır. Bunlar kötü niyetli değillerse ki olmadıklarını önden kabul ediyoruz, bilgi sahibi olmadan yapılan yorumlardan ibarettir" açıklamasında bulundu.
ABD HALEN SINIRDA
Sağlık Bakanı Koca, salgınla ilgili son gelinen noktayı değerlendirerek, "Salgının ilk dönemlerinde vakaların ölüm oranı tüm dünyada yüzde 1 civarında idi. ABD'de halen bu sınırlardadır. Son bir ay içinde Hollanda ve Danimarka'da vefat oranı yüzde 0,3-0,4 seviyesindedir. İlk dönemde örnek verilen Almanya'da ölüm oranı 0,8-0,9' a karşılık geliyordu. Şimdi salgının üzerinden 9 ay zaman geçti.
HASTALIĞI İYİ TANIDIK
Hastalığı daha iyi tanıdık. Tedavide etkisi olabilecek yeni tecrübeler edindik. Ancak örnek verilen Almanya'da son bir ayda vakaların yaklaşık yüzde 6'sı vefat etmeye başladı. Bu durumda açıklanamayan Türkiye'nin durumu mu yoksa Almanya'nınki midir? 'Bizde hastalık çok, onlarda ölüm çok' demek bir şey ifade etmiyor. Bu tespit durumu açıklamaya yetmiyor.
Biz hasta sayısını vaka sayısından bağımsız olarak açıklıyoruz. Oysa ki birçok ülke açıklamıyor. Dolayısıyla hangi ülkenin hastası daha çok bilmiyoruz. Biz kendi alt yapımızın kendi hastamızın yükünü karşıladığını biliyor ve bunu yönetiyoruz. Genç nüfus ile durumu açıklamaya çalışmıyoruz. Gençler de hasta oluyor. Gençlerden de kayıplarımız oluyor. Türklerin genetik olarak dayanıklılığını gösteren somut bir veri de yok" ifadelerini kaydetti.