Sanatçı İbrahim Tatlıses'in ağır yaralandığı 14 Mart 2011'deki silahlı saldırıda, asistanı ve şoförüne de ateş edilmesine ilişkin yeniden görülen davada mütalaa açıklandı.
İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, başka suçtan tutuklu sanık Abdullah Uçmak katılırken, yine başka suçtan tutuklu sanık Ersin Altun'a bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanıldı.
İbrahim Tatlıses'in o dönem asistanlığını yapan Buket Çakıcı ve şoförü Hakan Çalışkan'ın avukatları ile sanık avukatları da duruşmada hazır bulundu.
Duruşmada, cumhuriyet savcısı celse arasında sunduğu esasa ilişkin mütalaayı tekrar ettiğini söyledi.
Mütalaada, sanık Emin Birdal'ın, silahlı terör örgütü mensubu "Rojglav" kod adlı kişi tarafından sansasyonel eylemlerde kullanılmak üzere sanık Abdulvahip İş aracılığıyla gönderilen patlayıcı maddeleri alıp sanıklardan Nihat Şimşek'e ulaştırarak örgüte silah sağlama suçunu işlediği kaydedildi.
Mütalaada, silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olup almadığı belirlenemeyen sanık Emin Birdal'ın "örgüt faaliyetinde kullanılması maksadıyla silah sağlama" suçundan 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
Sanıklar Abdullah Uçmak, Ersin Altun ve Yunus Ayık'ın eylem öncesinde olay mahallinde keşif yaptıkları bildirilen mütalaada, suçta kullanılan silahın özellikleri, olay yeri ve zamanı, olay mahallinden elde edilen kovan sayısı ile tüm dosya kapsamına göre sanıkların önceden verdikleri karar ve yaptıkları plan gereğince İbrahim Tatlıses'in televizyon programının bitmesini bekledikleri anlatıldı.
Mütalaada, Tatlıses'in bina dışına çıkmasıyla birlikte sanık Abdullah Uçmak'ın azmettirdiği sanıklardan Ersin Altun'un, diğer sanık Yunus Ayık'ın kullandığı araçla harekete geçerek, sürücüsü Hakan Çalışkan ile Tatlıses'in asistanı Buket Çakıcı'nın da içinde bulunduğu araca yaklaştıkları kaydedildi.
Sanık Ersin Altun'un kalaşnikof marka silahla, İbrahim Tatlıses'in oturması beklenen arka koltuklar ile ön sağ koltuk istikametine doğru ateş ettiği belirtilen mütalaada, sanığın eylemin zorunlu ve kaçınılmaz sonuçlarını bilerek ve isteyerek öldürme kastıyla ateş etmesi sonucu aracın arka koltuğundaki Buket Çakıcı'nın hayati tehlike geçirecek ve basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralandığı ifade edildi.
Mütalaada, Abdullah Uçmak'ın, Hakan Çalışkan ve Buket Çakıcı'ya karşı "tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüse azmettirme" suçundan, sanıklar Ersin Altun ve Yunus Ayık'ın ise "tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 26 yıldan 40'ar yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi.
Mütalaanın ardından söyleyeceği olup olmadığı sorulan sanık Abdullah Uçmak, yargılandığı mahkemelerde yazdığı dilekçelerin hiçbirinin dikkate alınmadığını ileri sürerek, Buket Çakıcı'ya yönelik hakkındaki iddialar nedeniyle savunma yapmak için duruşmaya geldiğini söyledi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün, kendisini aşağılamak için elinden geleni yaptığını, şu anda da bir kadının vurulmasıyla ilgili yargılandığını belirten Uçmak, "Benim hiçbir zaman bir kadına veya çocuğa ateş etmeyeceğimi en iyi bilen o türkücüdür. Bir kadının vurulmasıyla ilgili savunma yapmak bile benim için aşağılayıcı bir şey. Bu olayla bir ilgim olmadığını defalarca söyledim. Arkamızda siyasetçi yok diye, güçlü avukatlarımız yok diye, paramız yok diye yeniden yargılama talebimiz kabul edilmiyor." ifadelerini kullandı.
Sanık Uçmak, davasına bakan cumhuriyet savcısı, mahkeme başkanı ve üyeleri hakkında FETÖ iltisakı nedeniyle işlem yapıldığını dile getirerek, "Beni sürekli duruşma salonundan attırdılar, konuşturmadılar. 10 senedir yatıyorum, niye yattığımı bilmiyorum." dedi.
Mahkemenin ve medyanın Tatlıses'ten yana tavır sergilediğini öne süren Uçmak, "Biz sürekli anlattık ama her şeyi aleyhimize yazdılar. Ben bunu hak etmiyorum. FETÖ'nün verdiği karar neden benim sırtımda?" diye konuştu.
İbrahim Tatlıses ile 1990'lı yılların sonu 2000'li yılların başında husumetli olduğunu kaydeden Uçmak, bulunduğu bir ortamda Tatlıses'in yakınlarını gördüğü zaman, aralarındaki husumetten dolayı korkmamaları için o ortamı terk ettiğini söyledi.
Uçmak, "Allah var onun (İbrahim Tatlıses) vurulduğuna çok sevindim." ifadesini kullandı.
Şikayetçiler Çalışkan ve Çakıcı'nın avukatı Ahmet Küçük sanığın savunmasının dedikodu mahiyetinde olduğunu belirterek, mütalaaya katıldığını, tüm sanıkların cezalandırılmasını istediklerini söyledi.
Duruşma, diğer sanık avukatlarının esas hakkındaki savunmalarını hazırlamaları için ertelendi.
İbrahim Tatlıses, 14 Mart 2011'de "İbo Show" programının çekimlerine katıldıktan sonra asistanı Buket Çakıcı ile İstanbul Maslak'taki Nurol Plaza'dan çıktığı sırada beş kişinin silahlı saldırısına uğramış ve uzun namlulu silahlarla başının sağ tarafından vurularak ağır yaralanmıştı. Saldırıda Tatlıses'in asistanı Çakıcı da yaralanmış, şoförü Hakan Çalışkan ise olaydan yara almadan kurtulmuştu.
Tatlıses'e saldırı davasına bakan İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık Abdullah Uçmak'ın da aralarında bulunduğu 12 sanığa 3 yılla 36 yıl arasında değişen hapis cezaları vermişti.
Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Ceza Dairesi, sanık Abdullah Uçmak'a, "suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak ve yönetmek", sanatçı İbrahim Tatlıses'e yönelik "nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs etmek", mağdur Ahmet Taşçı'ya yönelik "nitelikli tehdit", "6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet etmek" suçlarından verilen hapis cezalarını onamıştı.
Daire, sanıklar Abdullah Uçmak, Ersin Altun, Yunus Ayık ve Emin Birdal hakkındaki Tatlıses'in asistanı Buket Çakıcı ve şoförü Hakan Çalışkan'a yönelik eylemleri nedeniyle verilen hapis cezalarını az bularak bozmuştu.