Daha önce yazdığı yazılarında ve mahkemelerde yaptığı savunmalarda yasadışı ses kayıtlarının yayınlanmasının suç teşkil ettiğini ifade eden Oda TV avukatı Hüseyin Ersöz, şimdi de ses kayıtlarının suç olmadığı iddia etti.
Oda TV avukatı Hüseyin Ersöz'ün ilkesizliğini gözler önüne seriyoruz.
DÜN SUÇ, BUGÜN İSE SUÇ DEĞİL!
Daha önce yazdığı yazılarında ve mahkemelerde yaptığı savunmalarda yasadışı ses kayıtlarının yayınlanmasının suç teşkil ettiğini ifade eden Oda TV avukatı Hüseyin Ersöz, bugün ise ses kayıtlarının suç olmadığı iddia etti.
Hüseyin Ersöz, sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki resmi hesabından yasadışı ses kayıtlarının yayınlanmasını savundu. Ersöz, "Bazılarınca hala anlaşılmayan konu şu: Gerçek gazeteci yargılanmaktan korkmaz! Aksine yargılanmak haberin doğruluğunu ortaya koymak için bir fırsattır! #.........'deki iddialar ses kaydına dayanıyor. Ses kaydı ortaya çıktığında ve tanıklar dinlendiğinde işler tersine dönebilir" iddiasında bulundu.
Hüseyin Ersöz; Oda TV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan ve Oda TV Sorumlu Haber Müdürü Barış Terkoğlu'nun kitabında yayınlanan yasadışı ses kayıtlarını savundu.
ERSÖZ: "YASADIŞI KAYITLARIN ELDE EDİLMESİ VE YAYINLANMASI TÜRK CEZA KANUNU SUÇ"
Hüseyin Ersöz, daha önceki yazılarında ise birçok defa yasa dışı ses kayıtlarının yayınlanmasının ve mahkemede delil olarak kabul edilmesinin suç teşkil ettiğini savunmuştu.
Ersöz, 18 Ocak 2012 tarihinde Oda TV'de yayınlanan "Yasa dışı ses kayıtları mahkemeler yoluyla mı meşru hale geldi?" başlıklı köşe yazısında ses kayıtlarının medya organlarında yayınlanmasıyla, bu kayıtların mahkemelerde delil olarak kullanılmasının suç olduğunu ifade etti.
Hüseyin Ersöz, şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye'de kritik dönemlerde veya siyasi bir gelişme arifesinde gündemi sarsan bir ses kaydı uluslararası video paylaşım sitelerine servis ediliyor. Bu sitelerde bir şekilde yayınlanan kayıtlara kısa süre içinde ulaşan basın kuruluşları ise bunu önce internet sayfalarına ertesi gün ise yazılı yayınlarına taşıyor. Basının yasa dışı bu ses kayıtlarını yayınlaması ayrı bir tartışma konusu. Bu tarz bir yayıncılığın toplumun ilgisini çektiği bir gerçek ama ne kadar etik yada basın ilkelerine uygun olduğu bu meslek kolunun kendi içinde tartışması gereken bir husus."
"Bu kayıtların elde edilmesi ve yayınlanmasının ise Türk Ceza Kanunu hükümleri çerçevesinde suç oluşturduğunun altını çizmek gerekmektedir. 'Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar' başlığı altında yer alan hükümler, söz konusu ses kayıtlarını kaydeden kişilerin cezai sorumluluğuna gidilebilmesi imkanı tanımaktadır. Ancak bu yasa dışı ses kayıtları ile ilgili çoğu zaman soruşturma dahi başlatılmadığı, devam eden soruşturmalarda ise, söz konusu kayıtlar uluslararası siteler üzerinden yayınlandığından faillere ulaşılamadığı görülmektedir."
"BU KAYITLARIN "YASA DIŞI" OLMASI SEBEBİYLE HİÇBİR MECRADA KULLANILMASI KANIMCA UYGUN DEĞİL"
Hüseyin Ersöz; 6 Mart 2014 tarihinde yayınlanan "Ben bu ses kayıtları oyunundan ayrılıyorum" başlıklı yazısında da ses kayıtlarının yayınlanmasının suç olduğu ifade etti.
Ersöz; "İnternet ortamında neredeyse hemen her gün bir ses kaydı yayınlanıyor. Bu kimi zaman Başbakan'a kimi zaman ise bir bürokrat ya da gazeteciye ait olabiliyor. Düşüncemi en başta söyleyeyim. Bu kayıtların "yasa dışı" olması sebebiyle hiçbir mecrada kullanılması kanımca uygun değil. Mahkemelerde "delil" olarak kabul edilemeyeceği gibi, basının bu kayıtları olduğu gibi yayınlaması da 'suç'" ifadelerini kullandı.
"YASADIŞI BU SES KAYITLARININ MAHKEME DOSYASINA DAHİL EDİLMESİ AÇIKÇA SUÇTUR"
Ergenekon Davası'nda tutuklu Tuncay Özkan ve Levent Göktaş'ın avukatı Hüseyin Ersöz, 8 Mart 2014 tarihinde davaya bakan mahkeme heyeti ile savcıyı HSYK şikayet etti.
Hüseyin Ersöz, şikayet dilekçesinde şu ifadelere yer verildi:
"Şikayet edilen hakimler tarafından yargılama süresince sayısız temel hak ve hürriyetin ihlali sonucunu doğuran karara imza atılmıştır. Bunlardan en önemlilerinden biri olarak görülebilecek olan ise son günlerde kamuoyunun gündemini önemli ölçüde meşgul eden internet ortamında yayınlanan yasadışı ses kayıtlarının şikayet edilen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel tarafından 13 Ocak 2012 tarihli duruşmada dava dosyasına celbi talebidir. Cumhuriyet Savcısının bu talebini değerlendiren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görevli şikayet edilen hakimler tarafından verilen, 13 Ocak 2012 tarih ve 34/a sayılı kararda 'İstanbul Emniyet Müdürlüğüne yazı yazılarak, dava sanıklarına veya yakınlarına ait olduğu iddia edilen bu davaya ilişkin olan internet ortamında veya medyada yer alan ses kayıtlarının temin edilerek, çözümlerinin de yapılarak mahkemeye gönderilmesinin istenilmesine' denilmiştir. Bu karara istinaden İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin müzekkeresine cevap veren İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Nazmi Ardıç, 12 Aralık 2012 tarihli yazıyla bu ses kayıtlarını mahkemeye göndermiştir. Bu kayıtların hukuka aykırı delil olduğu yönündeki itirazlar ise kabul görmemiştir. Yasadışı bu ses kayıtlarının mahkeme dosyasına dahil edilmesi açıkça suçtur. Kovuşturma sürecinde yaşanan yasa dışı uygulamalar, avukatlara yönelik şiddet eylemleri ve hukuka aykırı kararlar şikayet edilen Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese ve üye hakimlerin tarafından hayata geçirilen sistematik ve bilinçli bir tavrın göstergeleridir."
"HUKUKA AYKIRI DELİL NİTELİĞİNDEKİ KAYITLAR SANIKLAR ALEYHİNDE DELİL OLARAK KABUL EDİLMİŞTİR"
"Anayasa Mahkemesi'nin İlker Başbuğ'la ilgili olarak bireysel başvuru dosyasında verdiği 6 Mart 2014 tarihli kararında da tespit ettiği üzere, sanıkların özgürlükleri hürriyeti tahdit suçunu oluşturacak şekilde kısıtlanmış, 4 internette yayınlanan yasadışı ses kayıtları dosyaya dahil edilerek hukuka aykırı delil niteliğindeki kayıtlar sanıklar aleyhine delil olarak kabul edilmiş, duruşma salonunun tavanından sarkıtılan ses toplama cihazları ile avukatların müvekkilleri ile yaptığı görüşmeler yasa dışı olarak kayıt altına alınmıştır. Açıklanan sebeplerle, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hasan Hüseyin Özese ile Üye Hakimler Sedat Sami Haşıloğlu, Hüsnü Çalmuk, Ercan Fırat, Nihat Topal, Mehmet Fatih Uslu ve Mehmet Ali Pekgüzel hakkında soruşturma başlatılmasını arz ve talep ederim."
DANALIOĞLU: "ASIL SORUN İLKESİZLİK"
Avukat Fatih B. Danalıoğlu; Hüseyin Ersöz'ü eleştirerek, "Asıl sorun ilkesizlik. Tam olarak bunu mu yapıyorsun şimdi? Galiba bu illegal ses kaydı sizde. O halde fırsatları değerlendirip, bir avukat olarak dosyaya sunmak da size yakışır. Bekliyoruz" dedi.
İNAL: SİZİN AHLAKSIZLIKLARINIZ, İFTİRALARINIZ ASLA BENİ KORKUTAMAZ"
Avukat Mustafa Doğan İnal; yasadışı ses kayıtlarını yayınlanan Oda TV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Oda TV Sorumlu Haber Müdürü Barış Terkoğlu ve Kırmızı Kedi Yayınevi yetkilileri hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.
Mustafa Doğan İnal; Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu'nun yazdığı kitapta kendisi hakkında iftirada bulunulduğunu açıkladı ve "Sizin ahlaksızlıklarınız, iftiralarınız asla beni korkutamaz. Yargı önünde hesaplaşacağız" dedi.
Mustafa Doğan İnal, sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki resmi hesabından yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"İçinde zerre bir suç unsuru, ahlak dışı bir şey olmayan, FETÖ yöntemleri ile alındığı açık bir ses kaydı ile itibarsızlaştırma sürecini yöneten, iftira atan kişi ve kurumlar ile ilgili tarafımca 12 adet tazminat davası açılmış, 4 tane de suç duyurusunda bulunulmuştur. Hodri meydan!"
"YARGI ÖNÜNDE HESAPLAŞACAĞIZ"
"Sizin ahlaksızlıklarınız, iftiralarınız asla beni korkutamaz. Yargı önünde hesaplaşacağız inşaallah, ses kaydınız yada başkaca ne gibi aşağılık iddianız varsa bekliyorum. İşte size fırsat.. Hiçbir günahım yok. Elhamdulillah bu iddialarınız bağlamında."
DELİDUMAN: "MESLEKTAŞIMIZA YAPILAN İFTİRA NAMUS VE AHLAK KISTASLARINA SIĞMAZ"
Avukat Müşir Deliduman: "Meslektaşımıza (Mustafa Doğan İnal) yapılan iftira namus ve ahlak kıstaslarına sığmaz. Ahlaksız köstebek çetesi FETÖ'nün ladini modele bu karanlık çete sözüm ona FETÖ karşı görüntüsüne karşın istihbari ve yalan bilgileri ortaklaşa kullanıyorlar. Onlarda kötülük adına her şey var ama namus ahlak hamiyet haysiyet yoktur."