Türkiye, CHP'nin birçok il ve ilçe teşkilatında patlak veren taciz ve tecavüz skandalını konuşuyor. Parti teşkilatı bu skandalların üzerini kapatmaya çalışırken, CHP lideri Kılıçdaroğlu olayların üzerine gitmek yerine, olayları gün yüzüne çıkararak habercilik görevini yerine getiren Sabah gazetesini hedef aldı. Bu konuda yıllardır çalışmalar yapan Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Eski Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Doç. Dr. Sare Aydın ile CHP'deki taciz ve tecavüz skandallarının perde arkasını konuştuk.
EĞİTİM DÜZEYİ YÜKSEK ÇEVRELERDE SAKLANIYOR
-Hocam kadınlara yönelik taciz ve tecavüz bilinenin aksine eğitim ve gelir düzeyi yüksek çevrelerde de yaşandığına şahit oluyoruz. Siz de araştırmalarınızda buna şahit oldunuz mu?
Kadına yönelik şiddetin, istismarın ekonomik durum, eğitim seviyesi, kişinin içinde bulunduğu sosyal konum ile hiç bir ilişkisi yok. Kadına yönelik şiddet, tüm dünyanın uğraştığı küresel bir sorun. Bugün dünyanın neresine giderseniz gidin, her mahallede, evde, iş yerinde, dışarda sadece fiziksel de değil, psikolojik bir şiddetin de olduğunu görüyorsunuz. Eğitim düzeyi yüksek kesimlerde şiddet, eskiden daha iyi saklanıyordu, fakat vardı. Artık sosyal medyanın etkisi kadınlarımızın ve toplumumuzun bilinçlenmesi, şiddet gördüğünde nereye gideceğini bilmesi ile eskisinden çok daha gün yüzüne çıktığını düşünüyorum.
SOSYAL MEDYA BÜYÜK GÜÇ
-Son dönemde bunların birer birer ortaya çıkmasını neye bağlıyorsunuz?
Bu noktada sosyal medya çok büyük bir güç. Sosyal medyanın ikili yüzü diyebiliriz. Bir yandan şiddeti beslerken, bir yandan da kadına yönelik şiddetle alakalı toplumda bir hareket oluşmasında itici güç oluyor. Diğer bir açıdan, bizim toplumumuzun taciz tecavüz olayından önce olayı mağdur üzerinden değerlendirmek gibi bir yaklaşımı vardır. Modern yaşama da göç ile geçen bir toplum olmamız sebebiyle kendi kapalı toplum yapımızı da modern yaşam diye tanımladığımız şehir hayatına taşımış bulunuyoruz. Maalesef yine mağdur üzerinden kadının giyimi kuşamı yaşam şekli üzerinden yapılan değerlendirmeler, iş hayatına dahil olan kadının kariyerine ilişkin kaygısı ve mobbing ile karşı karşıya kalması modern yapıda da taciz ve tecavüz olaylarının ortaya çıkmasına engel olmaktadır. Ayrıca taciz ve tecavüz gibi çirkin olaylarda ispat ve maalesef iddia da bulunmak kadın için çok yıpratıcı bir süreç haline gelmiştir.
KADINLAR HALA KORKUYOR
-KADEM Başkanlığı yaptığınız dönemde bu konuda deneyimleriniz oldu mu? İnsanlar neden susuyor? Taciz ve tecavüz konuları nasıl kapatılıyor?
Kadem olarak yaptığımız çalışmaları iki alanda değerlendirmek mümkün olabilir. Birincisi yargıya yansıtılmış süreçte müdahil olduğumuz süreçler. Birde kendi içerisinde çözüm üretilmeye çalışılmış aile içinde kalması yada kadının bu çirkin saldırı karşısında kendisini suçladığı bir travma ile dile getirmediği durumlar söz konusu olabiliyor. Yine şehir hayatına daha çok dahil olan ve hayatın her alanında karşı cins ile iletişim kurmak ve beraber mekan paylaşımı oluşan kadın hal ve hareketlerine dikkat etmeli sanki tacize tecavüze sebep vermemeli ancak erkek içinde kadın müsaade etmiştir gibi bir yaklaşım ile karşı karşıya kalmak mümkün olmaktadır. Açıkçası, kadın korkuyor.
CHP Maltepe İlçe Teşkilatı yöneticisi Umut K.'nin bir restoranda genç bir kıza taciz ettiği anın görüntüleri ortaya çıkmıştı.
KADINLARIN KONUŞMASINA İZİN VERMİYORLAR
-Yasalar bunu engelleyemiyor mu?
Bakın, kadın şiddet gördüğünü söylüyor, gidiyor uzaklaştırma kararı çıkartıyor, boşanmış artık hukuki hiç bir bağı kalmayan adam gidip karısını evladının gözleri önünde öldürüyor, katlediyor. Birincisi tehdit yoluyla kadının susturulması var. Taciz ve tecavüz noktasında ise, maalesef bunu çok üzülerek dile getiriyorum, kadın bu noktada tacize uğradığını dile getirse bile, ki bu durum bir kadın ruhunda çok ciddi yaralar açmaktadır, söylediği taraf bu meselede kadını suçlayabiliyor, inanmıyor, adeta kadını havasız camsız karanlık bir odaya tıkıyor.
HDP DE KADINA TECAVÜZE GÖZLERİNİ KAPADI
-Kadın hakları konusunda en çok sesi çıkan partilerden HDP'nin kadın yöneticileri Tuma Çelik'in tecavüzü konusunda sessiz kaldı. Bu çifte standardı nasıl okumak gerekir?
Çünkü HDP kadın meselesini sadece ve sadece mevcut iktidarı eleştirmek, vurmak, karalamak için siyasi bir malzeme haline getirmiştir. Bakın zaten HDP'nin bu zamana kadar kadına yönelik şiddetle mücadele söz konusu olduğunda yapıcı, sorunu aşmaya yönelik bir tutumu olduğunu gördünüz mü? Kadın meselesi tüm insanlığın, Tüm Türkiye'nin, tüm siyasi partilerin meselesi. Ortaklaşacağımız konuların en başında kadına yönelik şiddet var. Fakat HDP'nin kadına yönelik şiddete olan tutumu ile ortaklaşmak mümkün değil. Nasıl olabilir? Tacize gözlerini kapatmaları, içlerindeki şiddeti, cinsel istismarı görmezden gelmeleri, susmaları, fakat bir yandan sürekli iktidarı eleştirmeleri, yaptığımız kanunları, yönetmelikleri, uygulamaları görmezden gelmeleri ile artık bu konuda hududu aşmışlardır, bu konu da samimiyetlerini kaybetmişlerdir.
PKK'NIN TECAVÜZLERİNİ DE GÖRMEDİLER
-HDP sadece siyasette değil terör örgütü PKK içinde ayyuka çıkan kadın istismarına da sessiz kalıyor…
Evet, meselenin bir adım ötesine gittiğiniz de HDP'nin bu konudaki samimiyetine zaten inanmanız mümkün değil. Terör örgütünün içinde yıllardır, çok büyük bir kadın istismarı var. okul çağında kız çocuklarının dağa kaçırılıp, orada türlü türlü istismara uğradıklarını, yeri geldiğinde ilk gözden çıkarılan kesimin kadınlar olduğunu, tecavüze uğradıkları, çok ciddi bir psikolojik şiddete maruz kaldıklarını biliyoruz. Kamuoyuna yansımayan kadınların terör örgütü tarafından nasıl istismar edildiğini düşünmek bile istemiyorum. Görüyoruz ki, ağızlarından çıkan bir tek kelime yok. PKK tarafından öldürülen siviller hakkında tek bir kelimeleri yok. Çünkü bu meselede asla samimi değiller, tek düşündükleri iktidarı yalan ithamlarla karalamak. Fakat kadına yönelik şiddet böylesine bir malzeme getirilecek bir mesele değildir, buna da hangi partiden olursa olsun kadına yönelik şiddette samimi olan hiç bir kadın milletvekilinin izin vereceğini düşünmüyorum ve hatta inanmak istemiyorum.
KADINLARIN ÇIĞLIKLARINI DUYMAYAN BİR GENEL BAŞKAN
-CHP üst üste gelen taciz ve tecavüz iddiaları ile çalkalanırken İl Başkanı Kaftancıoğlu ve Genel Başkan Kılıçdaroğlu bu skandalların üzerini örtmeye çalışıyor. Ana muhalefetteki bu duyarsızlık hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ortada bir taciz meselesi var ve bağlı olduğunuz partinin Genel Başkanı, İl Başkanı böylesine derin böylesine acı bir olayın üstünü kapatmaya çalışıyor, kulaklarını tıkıyor, görmezden geliyor. Açıkçası bu çığlıkları duymayan bir Genel Başkanları'nın olması çok acı. Böyle bir çirkinliğe sessiz kalmak gerekeni yapmamak ona ortak olmak değildir de nedir? Hatta tehdit ile çıkan sesleri susturmaya çalışmak nasıl izah edilebilir? Tek bir şekilde ifade edilebilir, HDP'de olduğu gibi CHP içinde kadına yönelik şiddet bir araçtır maalesef. Şayet olmasaydı, sessiz kalmaz, üstünü örtmeye çalışmazlardı. Şiddet üstünden iktidarı vurmak muhalefetin bir konfor alanı olmuş, ama şiddet meselesi kimsenin konfor alanı değildir.
SERA KADIGİL TECAVÜZÜ NORMALLEŞTİRMEYE ÇALIŞIYOR
-CHP'li Sera Kadıgil "CHP içinde taciz ve tecavüz tabi ki oldu mu oldu, tabi ki olacak" diyerek hem bir itirafta bulundu hem de cinsiyet eşitsizliğine vurgu yaptı. CHP'li vekilin "özrü kabahatinden büyük" şeklinde yorumlanabilecek bu itirafı hakkında ne söylemek istersiniz?
Her şeyden önce bu cevap gerçekten çok yanlış bir algı yaratıyor. Bu meseleyi normalleştirmeye mı çalışıyorsunuz? Tacizi ve tecavüz küçümsenecek, alttan alınacak, üstü kapatılacak bir konu değildir. bu cümle yıllardır verdiğimiz kadına yönelik şiddetle mücadeleye ihanet eder ve etmiştir. Bir kadın milletvekilinin şiddet kimden gelirse gelsin, karşısında sağlam, net bir tavırla durup, mağdurun yanında durmasını beklerim. Tecavüz tecavüzdür taciz tacizdir ve faili kim ise cezalandırılmalı kınanmalı gerekli her türlü yaptırım uygulanmalı ve mağdur olanında yanında olunmalıdır. Kadına yönelik şiddette samimi iseniz, bu mücadeleyi içselleştirdiyseniz, özellikle bir kadın milletvekili iseniz dağa çıkarılan acımasızca her türlü şiddete maruza kalan kızların haklarını arayacak, hesap soracak, hem de CHP teşkilatlarında dönen ahlaksızlıklara ses çıkaracaksınız. Bu mücadele ancak böyle olur.
KILIÇDAROĞLU MEDYAYI HEDEF ALIYOR
-CHP lideri Kılıçdaroğlu, partisindeki taciz ve tecavüz skandalları konularında açıklama yapmak yerine bu skandalları ortaya çıkaran medyayı hedef aldı. Bu tavrı nasıl yorumlamak gerekir?
CHP ve Sayın Kılıçdaroğlu meseleyi başından beri çeşitli oyunlar oynayarak suçluluk psikoloji ile yönetiyorlar. Kendilerinin medyayı hedef almaları başka türlü açıklanamaz. İlk başta İstanbul Belediye Başkanı'na yönelik suikast girişimi yalanını ortaya çıkarttılar. Yalan haberlerle meselenin üstünü kapamaya çalıştılar. Medyayı hedef alarak suçu bastırmaya çalıştılar. Medya, ve tüm kamuoyu Kılıçdaroğlu'na neden sessiz kaldığını sordu? Muhalefetin taciz ve tecavüz olaylarına karşı fail bizdense üç maymunu oynayalım değilse topyekün hepsini tecavüzcü ilan edelim gibi bir yaklaşımı bırakması gerekiyor. Bu tavır inanın kadını koruyan, kadın dostu bir tavır değildir aksine kadın meselesini kör bir kuyu içine atmaktır.