TSK ve MİT 'in koordinasyonunda Kuzey Irak'ın kandil ve örgütün ikinci kandil yapmak istediği Sincar bölgesinde nokta operasyonlarla örgütün sözde elebaşlarının etkisiz hale getirilmesinden dolayı Örgüt elebaşları '' Sıra hangimizde'' korkusu yaşamaya başladı.
Yaşadıkları öldürülme korkusuyla saklandıkları inlerinden daha çıkamayan İçişleri bakanlığının en çok aranan azılı teröristler listesinde 10 milyon ödülle kırımızı katagoride aranan elbaşlardan Cemal kod adlı Murat Karayılan saklandığı ininden örğütün yayaın organına itiraflarda bulundu.
İşte Örgüt elebaşısının terör örgütünün Avrupa'da yayın yapan radyosuna yaptığı itiraf:
NİTELİKLİ AĞIR KAYIPLAR VERDİK
''2020, yılında gerilla Önemli kayıplar verdi. Kasım Engin, Yılmaz Dersim, Egîd Civyan ve Amara Ronahî yoldaşlar gibi.
Heftanîn'den Dersim'e (Tunceli) ye kadar gerilla büyük bir kıskaca alındık. Türk askerinin operasyonunda sayısal olarak fazla kayıp vermedik ancak nitelik olarak ağır kayıplar verdik. Özellikle de Botan ve Dersim saha komutanlarımızı koruyamadık. Bu bizim için büyük bir eksikliktir. Halen tarzda zayıflıklarımızın olduğunu da göstermektedir. Şüphesiz gerillada da savaşın gerektirdiği kural ve kaidelerin uygulanmasında yetmezlikler çıkmaktadır. Bu tür durumlar yaşandığında düşman da bu açıklardan istifade edebilmektedir ve hak etmediğimiz kayıplar yaşanabilmektedir.'' Dedi.
HDP'LİLERİ KENDİ AKLINCA KORUMAYA ÇALIŞTI
Karayılan itiraf dolu konuşmaları içinde kendi aklınca HDP' lileri de korumaya çalışıp Hendek olaylarında kendilerine destek vermediklerini söyledi.
Karayılan kendince HDP'lileri şöyle korumaya çalıştı ''O koşullarda HDP dahil olmak üzere o dönemin demokratik kurumları bu sürece katılmadılar. Hatta katılmamakla da kalmadılar, 'acaba doğru mu değil mi; zamanı mı değil mi; Önderliğe göre mi değil mi' diyerek halkın içerisinde tereddüt yaydılar ve bunun için o mahallelerde direnen gençlerin yanında bir tek mahallenin halkı kaldı. Dışarıdan kitlesel sahip çıkışlar ve genel bir katılım olmadı. Eğer olsaydı bugün HDP yönetimi ve HDP eşbaşkanları bu şekilde zindanda olmazlardı. Şimdi Türk devleti onları 'hendek kazmakla ve destek olmakla' suçluyor. Öyle değildir. Tersine, eğer onlar destek olsaydılar Türk devleti bugün onları tutuklayamazdı, çünkü tutuklama koşulları olmazdı. Onlar, o zaman tereddüt yaşadı, katılmadı, mesafeli yaklaştı''