Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre Z Kuşağı, yani 1997 sonrası doğanlar şu anda ülkemizde 7 milyonluk bir seçmen kitlesini oluşturuyor. Ve bu kuşağın seçmen sayısı, nesil büyüdüğü için doğal olarak zaman geçtikçe artıyor. Öyle ki 2025 yılında Z Kuşağı'ndan seçmen sayısı 15 milyona erişecek. Y Kuşağı'nın (1980-1997 arasında doğanlar) günümüz itibarıyla 25 milyonluk bir seçmen kitlesini oluşturduğu hesaba katılırsa 2025'te Y ve Z Kuşağı'nın oylarını alan parti iktidara gelebilecek. Çünkü bu ikisinin toplam oyu 40 milyonu bulacak. Y Kuşağı 'bugün' ise Z Kuşağı da 'yarın' olarak tasnif ediliyor. Yarınları şimdiden bilmek istiyorsak, Z Kuşağı üyelerinin hayata bakış açısını, sosyal ve politik taleplerini bilmek gerekiyor.
Y KUŞAĞI MİSAFİR, Z KUŞAĞI EV SAHİBİ
Bu değerlendirmeleri; politikacı, akademisyen Zeki Çetin'in Arel Üniversitesi'nde Z Kuşağı ile ilgili olarak hazırladığı akademik araştırma ışığında yapabiliyoruz. Zira söz konusu çalışma, denek seçimi ve anketle yapılmış kapsamlı saha araştırmasını da içeriyor.
Bilmeyenler için; 1980-1996 yılları arasında doğanlar Y Kuşağı, sonrasında doğanlar ise Z Kuşağı olarak adlandırılıyor. Y Kuşağı'nın üyeleri teknolojinin ve internetin yeni doğduğu dönemde doğup büyüdüler. Ama Z Kuşağı, deyim yerindeyse teknoloji ve internetin 'içine doğdu'.
Zeki Çetin'in tezine göre Y Kuşağı'ndan farklı olarak Z Kuşağı internetin misafiri değil, 'ev sahibi'. Dolayısıyla Z Kuşağı'na hitap etmek isteyen bir siyasi akımın ya da partinin sosyal medya ve interneti çok etkin biçimde kullanması şart. Ayrıca Z Kuşağı içinde de sosyal medya kullanım düzeyine göre politikaya olan ilgi artıp azabiliyor. Araştırma bulgularına göre Z Kuşağı'nın ülke içi sorunlara karşı oldukça hassas olduğu görülüyor. Ancak veriler, politikaya yeterli düzeyde ilgi duymadıklarını gösteriyor. Politikaya ilgi duyanlar seçimlerde sandığa gidiyor, duymayanlarsa gitmiyor. Mesela geçtiğimiz seçimlere Z Kuşağı'nın seçme hakkına sahip üyelerinin yüzde 21'i katılmamış.
POTANSİYEL POLİTİK MÜŞTERİ
Partiler, Z Kuşağı'nı potansiyel politik müşteri olarak görüyorlar. Bu yüzden ekonomide sıklıkla kullanılan piyasa kavramını politik alana da uyarlamak mümkün.
Reklamcılıkta basit, şaşmaz bir ilke vardır: Pazarlamada her şey arz- talep dengesinde üzerinde ilerler. Ancak iyi pazarlamacılar bu dengeyi o kadar stratejik hassasiyetle oluştururlar ki talep eden bile bunun farkına varmaz. Pazarlama ustası Philip Kotler şöyle der:
"Pazarlama, ürettiğinizi elden çıkarmanın zekice yollarını bulma sanatı değildir. Pazarlama; gerçek müşteri değeri yaratma sanatıdır. Müşterilerinizin daha iyi duruma gelmelerine yardımcı olma sanatıdır.''
Zeki Çetin'in araştırması da politik pazarda müşteri oluşturmanın yollarını tartışıyor.
'SIKILMADAN VERİMLİ OLMAK' İSTİYORLAR
Yeni milenyumla birlikte internetin, teknolojinin, dijitalleşmenin hayatımıza ayrılmamacasına dâhil olduğu bir döneme girdik. Z Kuşağı başta olmak üzere neredeyse bütün kuşaklar artık her işi, telefon ve tabletlerle görüyor. İnterneti en çok kullanansa Y ve Z Kuşağı. Z Kuşağı'nın en yaşlı üyesi bile şu anda 23 yaşında, yani yasal olarak seçme hakkı var. Y Kuşağı'nın ise hem seçme hem seçilme hakkı var.
2025'te erişilecek toplam 40 milyonluk seçmen sayısının reklamcılık deyimiyle tüm arz-talep dengelerini değiştirebileceği aşikâr. Bu kitlenin taleplerine karşılık verebilmek için onları tanımak, anlamak şart. Malum, hız çağındayız, bu dönemde dünyaya gelenler de her konuda hızlı, girişken ve öz güvenli.
Hayattan temel beklentileri de sıkılmamak ve verimli olabilmek. Araştırmaya göre Z Kuşağı mensupları çalışma saatleri açısından esnek, bol kazançlı, yeteneklerini sergileyebilecekleri ve saygı duyulan bir meslek icra etmek istiyorlar. Değişkenliğe açık olan ve bağımlılığı olmayan bu gençler hem siyasette hem de hayatın her alanında 'holigan ruhlu' değiller. Yani körü körüne savundukları bir ideolojileri yok. 'Network'te kalma sürelerine bakılınca da bilgiye ne kadar hızlı eriştiklerine hayret etmemek gerek.
HAYVAN HAKLARI KONUSUNDA HASSASLAR
Daha kırılgan olan bu nesil hayvanlara, doğaya karşı da oldukça hassas. Bu nedenle Z Kuşağı'na yönelik politika üreten partilerin, hayvan haklarıyla ilgili bir projesinin olması bu kuşağın üyelerinin öncelikli beklentilerinden biri.
Geçmiş nesillerin sokaklarda saklambaç oynayınca, balkonlardan annelerin sarkıttığı sepetlerden ekmek arası yiyecek yiyince ya da geçtiğimiz günlerde ölen Diego Maradona'nın maçlarını izleyince duydukları memnuniyet neyse yalnızca Z Kuşağı da değil, Y Kuşağı dâhil genç nesillerde, hayvanlara ve doğaya özen gösterilmesinin yarattığı memnuniyet de o.
Zeki Çetin'in akademik araştırması gösteriyor ki, şefkat ve anlayışla ellerinden tutulan, önleri açılan gençler; hem politikada hem de sosyal hayatta sağlam zeminler inşa edilebilirler. Talepleri anlaşılsın istenen bu gençlere siyasette de yer vermek oldukça yararlı sonuçlar doğuracaktır.
Burada tecrübeli nesillerle genç nesillerinin güçlerinin harmanlanması ihtiyacı devreye giriyor. Vakit geçmişin geleneksel ruhu ile geleceğin ışığını harmanlama vakti... Yeni akademik araştırmalar ışığında farklı kuşakların güçlerini; sevgi, anlayış ve sinerjiyle harmanlayarak milenyumun politik masalını yazmak mümkün.