Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca 11 Aralık'ta sağlık çalışanları öncelikli olmak üzere aşı çalışmalarına başlanacağını müjdeledi. Bu haberle birlikte sosyal medya üzerinden aşı karşıtı bir kampanya başlatıldı. Peki bu iddialar gerçekleri ne kadar yansıtıyor. Yaklaşık 3 ay önce Çin merkezli Sinovac firmasının ürettiği Covid-19 aşısının 3 faz çalışması kapsamında gönüllü aşı olan Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektör Yardımcısı Mustafa Gerek ile akıllara takılan tüm sorulara cevap aradık.
-Hocam Çin'de üretilen Sinovac aşısının faz 3 çalışmasına Türkiye'de bir grup sağlık çalışanı gönüllü olarak katıldı. Bu isimlerden biri de sizsiniz. Bu süreç hakkında biraz bilgi verir misiniz?
Çin Sinovac firmasının ürettiği aşı çalışmasına Türkiye de dahil olmuştu. Faz 3 çalışmasına, yaklaşık 3 ay önce, Sağlık Bakanlığı'nın izniyle Türkiye'deki belirli hastanelerde sağlık çalışanları öncelikli olmak üzere denekler başvuruda bulundular.
HİÇ TEREDDÜT ETMEDİM
-Hocam bu gönüllülerden biri de sizsiniz. Bir tereddüt yaşadınız mı?
Dünyada aşı çalışmaları başladığı zaman, enfeksiyon uzmanı arkadaşlarla yaptığımız değerlendirmede hangi aşı gelirse gelsin biz bu çalışmalarda gönüllü olacağımızı ifade etmiştik. Çin'de gelen Sinovac firmasının ürettiği bu aşının faz 3 çalışması başladığında, hiçbir tereddüt yaşamadan katıldım.
AŞI BENİ KORUDU
-Aşı uygulanmadan önce nasıl bir süreçten geçildi?
Aşı uygulanmadan önce bazı testler yapıldı. Daha önce bir enfeksiyonla karşılaşmadığımız ve vücudumuzda bir antikor oluşmadığı görüldü. Bu testlerin ardından aşının birinci dozu uygulandı. Bize bir takip çizelgesi verildi. Telefonla aranarak herhangi bir hastalık belirtisi olup olmadığı sık sık soruldu. 15 gün sonra ikinci doz yapıldı. Birinci ayın sonunda ilk antikor düzeyinin yükseldiği görüldü. İki hafta sonra yeniden bakıldığında antikorlar iki kat daha yükselmişti. Artık yeterli düzeyde bir antikora sahip olmuştum.
ARKADAŞLARIM HASTALANDI BEN SAĞLIKLIYIM
-Yani Çin Sinovac aşısı sizde işe yaradığını ve vücudunuzun Covid-19 virüsüne karşı yeterli antikoru ürettiğini söyleyebilir miyiz?
Evet bunu da şöyle biraz daha destekleyebiliriz. Benimle birlikte çalışan meslektaşlarım, arkadaşlarımın neredeyse hepsi Covid-19'a yakalandılar. Ben yakalanmadım. Çin Sinovac aşısının beni koruduğunu rahatlıkla ifade edebilirim.
-Hocam peki bu aşı sayesinde vücudunuzun ürettiği antikor sizi ne kadar bu hastalıktan koruyacak?
Bu konuda bir çalışma yapılmış değil. Çünkü bu hastalık ve üretilen aşılar çok yeni. Önümüzdeki dönemde milyonlarca kişiye bu aşı yapılacak. Şu an için aşılar başarılı ve koruyor. Yenide aşı olmaya gerek var mı? Bunun periyodu ne olmalı. Bunu zaman içerisinde öğrenebileceğiz.
YAN TESİRİNİ GÖRMEDİM
-Aşının hiçbir yan etkisini yaşamadınız mı?
Aşının iğne yeri dahil olmak üzere, hiçbir yan tesir yaşamadım. Bazı arkaşlarımızda baş ağrısı, kas ağrısı, halsizlik gibi bir iki günlük yan etkisi görülmüş. Ancak bende bu yan etkilerin hiçbiri görülmedi.
-Üretim teknolojileri de çok tartışıldı. Biraz bu konudan bahseder misiniz?
İki tür üretim teknolojisi var. Bir tanesi Çin aşının kullandığı ve maliyeti biraz yüksek. Ama eski aşı çalışmalarında da kullanıldığı için yakın olarak biliyoruz. Diğeri ise Alman firması ve diğerlerinin kullandığı aşılar. Bunların üretim maliyeti daha düşük. Ancak yeni teknolojik aşılar. Etkinlik olarak ise eski teknoloji ve yeni teknoloji olsun hepsinin kabul edilebilir olduğunu ve başarı oranlarının birbirine yakın olduğunu söyleyebiliriz.
BAŞARI YÜZDE DOKSANIN ÜZERİNDE
-Hocam Çin aşısının başarı oranı ile ilgili bir yayın yapıldı mı?
Dünyadaki aşı çalışmalarının hiçbiri ile ilgili bir makale yayınlanmadı. Moderna ve Pfizer firmalarından yapılan açıklamalarda aşıların başarı oranının yüzde 92-95 aralığında olduğunu ifade ettiler. Çin'in ürettiği aşı hakkında 5-10 gün içerisinde bir açıklama yapılacaktır. Ancak faz 2 aşamasında yapılan açıklamalarda başarı oranlarının diğer aşılardan çok farklı olmadığını söyleyebiliriz. Alman, Rus, ABD ve Çin aşılarının hepsinin başarı oranlarının yüzde 90'ın üzerinde olduğunu biliyoruz. Aşıların etkinliği konusunda bir endişemiz yok.
ANTİKOR OLUŞTUYSA AŞI OLMANIZA GEREK YOK
-Hastalığı atlatanların aşı olmasına gerek var mı?
Vücudu gerekli antikoru oluşturduysa aşı olmasına gerek yok. Bunun süresi ile ilgili olarak mutlaka çalışmalar yapılacak ve açıklamalarda bulunulacaktır. Herhangi bir semptom yaşamadan bu hastalığı atlatanlara, farkında olmadan bu hastalığı geçirenlere de aşı yapılması gerekecektir.
-Aşı oldum vücudum gerekli antikoru üretti. Artık tedbiri elden bırakabilir miyim?
Hayır, aşı da olsanız bir süre daha tedbirlere devam etmeniz gerekecek. Bu enfeksiyonun yayılımı tamamen durmadan tedbirlere devam edeceğiz. Ben aşı olmadan önce nasıl maske ve mesafe dahil nasıl tedbirler alıyorsam şu anda ayın yaşıntımı sürdürüyorum.
AŞI İLE KİMSEYE ÇİP TAKMIYORLAR!
-Hocam sosyal medyada sizde rastlıyorsunuzdur. Covid-19 aşıları kısırlık yapıyor, gen haritamızı ele geçirecekler, bize çip takıyorlar gibi iddialar var. Bu iddialar hakkında ne söylemek istersiniz?
Ben bilim adamı olarak bilimin dışındaki hiçbir şeyi doğru bulmam. Aşıların insan nüfusunu kontrol altına almak, insanlara çip takarak takip altına almak gibi bir fonksiyonu yoktur. Aşıların tek amacı virüse yönelik insan vücuduna direnç kazandırmaktır.
-Şöyle bir iddia da var. "Bakın Çin labaratuvar ortamında üretti, hastalığı sıfıra indirdi, şimdi dünyaya aşı satıyor" diyenler de var. Bu konuda ne söylersiniz?
Bilimsel olarak altı doldurulamamış iddialar bunlar. Hastalığın dünyaya yayılması ile birlikte sık sık dile getiriliyor. Ben hiçbir ülkenin, dünya ekonomisini durduran, milyonlarca insanın ölümüne neden olarak bir virüsü üretip, bunu kimyasal bir saldırı olarak kullanabileceğini düşünmüyorum. Bu çok ağır bir iddia olur.
FARKLI BİR AŞI DA OLABİLİRSİNİZ
-Çin aşısı olduktan sonra Alman aşısını ya da yerli aşıyı olmanın bir zararı var mı?
Aşının korunma özelliği ortadan kalktıysa hiçbir mahsuru yok. Vücudunuzda antikor konusunda bir sorun yaşanıyorsa yeni bir aşıya geçmenizde bir mahsur yok. Vücudunuzda gerekli antikor varsa yeni bir aşıya gerek yok.
AŞI OLMAMAK BİR HALK SAĞLIĞI SORUNU
-Aşı olan ve başarılı sonuç alan bir sağlık çalışanı olarak çeşitli endişelerle aşı olmak istemeyenlere ne söylemek istersiniz?
Türkiye'de çiçek aşısı dışında yasal bir zorunluluk yok. Bazı ülkeler bu konuda zorunlulukla ilgili yasal çalışmalar yapılıyor. Türkiye'de aşı kabul oranı yüzde 50'yi aşmayacağı söyleniyor. Bu çok riskli bir durum. Aşı olmak istemeyenler sadece kendilerini değil çevresi için de risk taşıyacaktır. Biz normal hayatımıza dönmek istiyorsak aşı konusunda bir tereddüt yaşamamamız gerekir. Bir de aşı olmayan vücudü antikor oluşturmayan vatandaşlar belki uçağa binemeyecek ya da belli hizmetlerden yararlanamayacak. Çünkü bu bir güvenlik konusu. Siz aşıya karşı olabilirsiniz. Ama virüs taşıyorsanız bu toplumu ilgilendiren bir halk sağlığı problemidir. Bir sağlık çalışanı olarak aşıya güven duyulmasını bekliyorum.
HAZİRAN'A KADAR TAM NORMALLEŞİRİZ
-Maskeden ve kısıtlamalardan artık sıkıldık. Ne zaman eski hayatımıza dönebiliriz?
Her şey yolunda giderse Haziran ayında hayatımız normale döner diye düşünüyorum. Kurallara uyarak ve aşı çalışmalarına gerekli katkıda bulunarak hızlı bir şekilde normalleşmemiz gerekiyor. Çünkü bu kısıtlamaların ekonomik ve sosyal ağır bedelleri var. Aşıysa aşı, tedbirse tedbir ne gerekiyorsa yapalım bu salgından kurtulalım.