Son dakika haberi: Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, koronavriüs pandemisine karşı yılbaşında hareketliliği azaltmak için perşembe gününe denk gelen 31 Aralık'tan itibaren hafta sonu ile birlikte 4 günlük sokağa çıkma kısıtlaması söz konusu olabileceğini söyledi. İşte İlhan'ın önümüzdeki günlerde gelebilecek yeni kısıtlamaya ilişkin önemli tespit ve açıklamaları;
SON DAKİKA YILBAŞINDA 4 GÜNLÜK YASAK GELEBİLİR
Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, yılbaşı ile ilgili Bilim Kurulu'nun gündeme getirebileceği önlemlere ilişkin çok önemli açıklamalar yaptı. İlhan tarihleri de aktardığı öngörüsünde yılbaşında koronavirüs bulaş riskinin yüksek olduğunu ve buna karşı önlemlerin alınma ihtimalinin yüksek olduğunu bildirdi.
HAREKETLİLİĞİN AZALTILMASI GEREKİYOR
İlhan son dakika açıklamalarını şöyle sürdürdü "Böylece yılbaşı nedeniyle toplumda insanların hareketliliği de azalmış olur, dışarıda bir araya gelme engellenmiş olur, ev içinde bir araya gelme engellenmiş olur. Bilindiği gibi Ramazan Bayramı'nda da aynı kısıtlamayı yapmıştık. Şimdi 4 gün daha bir kısıtlama ile koronavirüs enfeksiyonunın önü alınmaya çalışılabilir" dedi.
RAMAZAN BAYRAMINDA DA UYGULANDI
Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. İlhan'ın dikkat çektiği yasakla ilgili koronavirüsün ilk pik yaptığı döneme denk gelen birçok önemli günde değerlendirildiği biliniyor. Son olarak Ramazan bayramında Bakanlar Kurulu tarafından alınan son dakika kararıyla 4 günlük sokağa çıkma yasağı uygulanmıştı.
AYRICA PROF. DR. İLHAN'DAN KORONAVİRÜSTEN KORUNMA YÖNTEMİYLE İLGİLİ KRİTİK SON DAKİKA AÇIKLAMALARI GELDİ
Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, covid-19 hastalarında tat ve koku kaybının son dönemde sık görülen bulgulardan birisi olduğunu kaydetti. Prof. Dr. İlhan, "Yapılan araştırma çalışmalar şunu bize gösteriyor; koronavirüste kişi virüsü kaptığı zaman solunum yollarında bir dolgunluk söz konusu oluyor. Virüs dokularda şişme yapıyor, tat ve koku ile ilgili sinirin üzerine baskı yapıyor.
BASKI TAT VE KOKUYU ENGELLİYOR
Baskıdan dolayı tat ve koku kaybı azalıyor. Genel olarak baktığımızda yüzde 30 ile yüzde 90 arasında tat ve koku kaybının görüldüğünü gözlemliyoruz. Yani koronavirüs hastalarının üçte birinde bazı çalışmalarda da yüzde 90'a kadar tat ve koku kaybı gözüküyor" diye konuştu.
"EĞER BU DURUM 3 HAFTADA GEÇMEZSE…"
Tat ve koku kaybının çok ani geliştiğini, kişi koronavirüs hastası olur olmaz hemen tat ve koku kaybının ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. İlhan bu vatandaşlara kritik son dakika uyarılarında bulunmayı da ihmal etmedi. İlhan "Diğer solunum yolu enfeksiyonlarından farklı olarak burun tıkanıklığı olmadan tat ve koku kaybı ortaya çıkıyor. Kabaca baktığımızda da 1 ile 3 hafta arasında tanı aldıktan sonra iyileşiyor. Ama vatandaşlarımız eğer 3 haftadan sonra hala tat ve koku alamama durumu geçmediyse en azından azalma eğiliminde değilse mutlaka bir kulak burun boğaz hekime başvurmaları gerekiyor ki acaba koronavirüsün altında başka bir neden mi var tat ve kokuya neden olan ya da başka şeyler koronavirüsten dolayı etkilenmiş mi diye. Vatandaşlar tat ve koku kaybı bozukluğu nedeniyle günlük yaşam aktivitelerinde ya da sosyal aktivitelerinde daha geri düştükleri için depresyon ve anksiyete ihtimali de yüksek. Hastalar 'hocam ekşi ile tatlıyı ayıramıyorum' şeklinde tanımlıyorlar, bu oldukça sert bir tat ve koku kaybı" değerlendirmesinde bulundu.
'DOĞUŞTAN HASTALIĞI VARSA, DAHA AĞIR GEÇİREBİLİR'
Son dakika: Prof. Dr. İlhan, koronavirüste bulaşma ya da hastalığı ağır geçirmede genetik faktörlerin etkisiyle ilgili değerlendirmelerde de bulundu. Prof. Dr. İlhan, "Kişinin doğuştan gelen akciğerle ilgili bir sorunu varsa, pıhtılaşma bozukluğuyla ilgili bir sorunu varsa ya da vücudunda genetik olarak örneğin Tip 1 diyabet gibi doğuştan gelen sorunlar varsa hastalığı daha ağır geçebilir.
Yalnızca koronavirüse bağlı değil diğer hastalıkların da ağır geçtiğini biliyoruz. Ama özellikle akciğerdeki çeşitli eksiklikler varsa fonksiyon bozuklukları varsa hastalık daha ağır geçiyor. İkinci faktör koronavirüste eğer virüs yükü çok fazlaysa ki özellikle aile içi bulaşta biz bunu görüyoruz. Aile içinde sürekli biri pozitif oluyor kısır döngüyle birbirlerine bulaştırırlar.
Hatta aynı ailede ikinci üçüncü kez hasta olanları gözlüyoruz. Doğuştan gelen hastalıkları olanlarda daha ağır seyredebileceği; ama virüs yükünün ve davranışlara bağlı virüsün bulaşması ile ilgili faktörlerin bunlardan çok daha etkili olduğunu söylemek gerekiyor" dedi.