İstanbul 30. Ağır ceza Mahkemesinde görülen 78'i tutuklu 236 sanığın yargılandığı davaya bugün Silivri Cezaevi girişindeki duruşma binasında devam ediliyor. 16 Kasım'da yapılan bir önceki duruşmada Cumhuriyet savcısı, davanın esasına ilişkin mütalaasını açıklayıp, sanıklar hakkındaki ceza istemlerini bildirmişti. Bugünkü duruşmada ise savcının mütalaasına karşı sanıkların savunmalarının alınmasına başlandı. Örgüt üyeliği suçlamasıyla yargılanan Arzu Leman Şeref Orcan savunmalarını yaptı. En son örgüt elebaşı Adnan Oktar'ın savunmasının alınması bekleniyor. 236 sanığın son savunmaları tek tek alındıktan sonra davada karar aşamasına geçilecek.
SAVCININ MÜTALAASI
Cumhuriyet savcısının mütalaasında Adnan Oktar'ın, 150 yıldan bin 365 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor. 7'si çocuk 27 kişiye karşı cinsel istismarla suçlanan Oktar, örgüt yönetici olması nedeniyle diğer örgüt üyelerinin mağdurlara yönelik tüm cinsel eylemlerinden sorumlu tutuluyor. Örgüt yöneticisi konumundaki 8'i kadın 13 sanığın da 5'er yıldan 12'şer yıla kadar hapisleri ve örgüt faaliyetleri kapsamında işlenen tüm suçlardan cezalandırılmaları talep ediliyor.
Mütalaada, Adnan Oktar organize suç örgütünün çok sayıda "cinsel saldırı" ve "çocuğun cinsel istismarı" suçlarının yanı sıra "tehdit", "şantaj", "kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi", "kişiyi hürriyetinden mahrum kılma, "kişinin eğitim hakkını engellenmesi", "suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama", "Ateşli Silahlar ve Bıçaklar Hakkında Kanununa muhalefet", "siyasal ve askeri casusluğa teşebbüs", "FETÖ'ye yardım" gibi birçok suçtan cezalandırılması öngörülüyor.
Mütalaada, ayrıca içlerinde 7 zırhlı süper lüks aracın ve ciplerin bulunduğu 70 araç, 20 kadar yüzme havuzlu villa ve daire köşkler, 80 şirket ve içindeki nakit ve taşınmazların tamamı, A9 kanalına ait tüm teknik ekipmanlar, 230 sanığa ait kişisel mücevherat ve saat dahil olmak üzere çok sayıda kıymetli eşya olmak üzere toplamda 1 milyar TL'ye yakın taşınmaz, araç, ziynet eşyası ve nakit paranın müsadere (el koyma) edilerek satılması ve suçtan elde edilen bu malların devletin kasasına girmesi isteniyor.