15 Temmuz şehitlerinin aileleri ve 15 Temmuz gazileri, Akıncı Üssü Davası'nda verilen cezalarla ilgili duygularını SABAH'a anlattı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde, F-16'dan atılan bombalarla şehit olan Mustafa Solak'ın engelli oğlu Emre Solak, "Mahkemede karar okunurken babam gözümün önüne geldi. Ben babama sarılamıyorum, onu koklayamıyorum. Aldıkları ağır müebbetler biraz da olsa yüreğimize su serpti ama o hainlerin idam edilmesini isterdim. Cezaevinde devletin ekmeğini yiyip suyunu içmesinler. Çünkü hak etmiyorlar" dedi.
'HAİNLERE ASLA FIRSAT VERMEYECEĞİZ'
Genelkurmay Başkanlığı önünde, 281 mermi sıkıp 8 tankı durduran ve hainlerle 2,5 saat çatıştıktan sonra şehit olan polis memuru Fırat Bulut'un (30) Konya'nın Ereğli ilçesinde yaşayan babası Şinasi Bulut, "Elhamdülillah başımız dik. Onurumuz ve şerefimiz büyük. Ben şehit babasıyım. Bu şeref bize yeter. Onlar ise şerefsiz. Vatan haini. Biz hayatta olduğumuz müddetçe de onlara fırsat vermeyeceğiz. Bu vatan bizim. Vatanı olmayanın namusu olmaz. Bunların ne vatanı, ne imanı, ne de bayrağı var. Halka kurşun sıkıp, Cumhurbaşkanını öldürmeye kalktılar. Meclisi bombaladılar. Benim helal vergimle onlara bir lokma ekmek bile vermesinler." diye konuştu.
'ACIMIZ BİR NEBZE DE OLSA DİNDİ'
Genelkurmay Başkanlığı'na yönelik saldırıda bacağından vurulan gazi Halit Şener (37), "Bu hainler bizi uzun namlulu silahlarla vurdu. Sol bacağımda halen izi kaldı. Ölünceye kadar da kalacak. Tedavim sürüyor ama gazi olmak gurur verici. Hainlerin yaptıkları yanlarına kâr kalmadı. Karardan memnunum. Acımız bir nebze de olsa dindi" dedi. İstanbul AKOM önünde kalbinden vurulan Gazi Musa İlhan ise "Demokrasimizin sembolü Meclis'imizi bombaladılar. Külliyemizi bombaladılar, amaçlar camiyi vurmakmış ama başaramadılar. Beni kalbimden vuran bile mahkemede, 'abdest aldım, namazımı kıldım, geldim ateş ettim, kelime-i tevhid getirdim' diyor. Beyinleri yıkanmış. Şehitlerimizin kanı yerde kalmadı" diye konuştu.
Genelkurmay Başkanlığı önünde gazi olan Muhsin Türkmen (67) ise duygulalarını "Devletimiz, o hainlere verilebilecek en ağır cezayı verdi. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize sağlık diliyorum. Bu olaya bu süreçten sonra hâlâ tiyatro diyenler varsa onların içindeki vatan sevgisinden şüphe ederim" sözleriyle anlattı.
'HAKİMİ TEHDİT ETTİLER'
Çengelköy'de hainlerin sıktığı kurşun omuriliğine isabet edince yürüyemez hale gelen gazi Mustafa Uygun (47), "Bu hainler 251 kişiyi şehit etti. Kimini öksüz, kimini yetim bıraktı. Bizim hayatımızı da zehir etti. Utanmadan davada bir de 'son gülen iyi gülecek' diye hakimi tehdit ediyorlar. Allah son nefeslerine kadar onları cezaevinden çıkarmasın. Yurtdışına kaçanlara da bir daha bu toprakların yüzünü göstermesin. Hainler, hak ettiği cezayı buldu" dedi.
'BUNLAR GEÇİCİ KURTULUŞLARI'
15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde omuriliğinden yaralanan gazi Ahmet Kahraman (31) da "Bu geçici kurtuluşları. Öbür dünyada yakalarına yapışacağız. Kurtuluşları olmayacak" dedi.
'AHİRETTE DE İKİ ELİMİZ YAKALARINDA OLACAK'
Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığı'nda şehit olan ikiz polis memurları Ahmet ve Mehmet Oruç'un babası Ali Oruç: Ben
aslan gibi iki yavrumu bu vatana
şehit verdim. Torunlarım
babasız kaldı. Ama o hainler
hâlâ yaşıyorlar. Rezil,
kepaze oldular. Cezalarını
çekecekler.
Oradan çıkamayacaklar.
Gün yüzü göremeyecekler. Ahirette
de iki elim onların yakasında olacak.
Ankara'da, hainlere direnirken şehit düşen Trabzonlu Sedat Kaplan'ın (31) annesi Ören Kaplan: Müebbet onlara az. Vatan hainleri
idam edilmeli. Onlar nefes
aldıkça benim yüreğim daha
çok yanıyor. Onlarla mahşerde
görüşeceğiz. Allah'ın
huzurunda nasıl cevap
verecekler.
NASIL ADIL BIR YARGILAMA YAPILDIĞINI TÜM DÜNYAYA GÖSTERDİK
15 Temmuz Şehitler Derneği Başkanı İsmail Hakkı Turunç: Biz dernek olarak tüm davalara müdahil sıfatıyla
katıldık. Yargılama sürecinde hainlerin hal ve tavırları
hiç değişmedi. Hakimleri bile tehdit ettiler. Bu örgüt, takiyeci
ve yalancı. Hakim, 'Bu bombayı atan sen değil misin'
diyor. 'Ben değilim' diyor. 'Bu senin eşin değil mi' diyor.
'Hayır değil' diyor. Akıncı iddianamesi, tüm FETÖ davalarında
hazırlanan iddianamelerin örneği sayılır. Emsal
bir iddianame. Bu bile Türk hukuk sisteminin nasıl adil
bir sistem olduğunu gösteriyor. Bu hainler, bu kadar adil
ve şeffaf yargılamayı istemiyordu. Çünkü dünyaya 'Türkiye'de
düşünce hürriyeti yok, diktatörlük var' diyeceklerdi.
Tam bir adil yargılama yapıldı. Hukuk sistemimizin nasıl
adil bir şekilde işlediğini tüm dünyaya gösterdik.
Halit TURAN- Dilhan DUMANOĞLU-Tolga YANIK-Murat KARAMAN-Gül KREKLO-Yunus Emre KAVAK-Özgür ÖZDEMİR /SABAH