İzmir'de 30 Ekim günü saat 14:51'de 6.6 şiddetinde bir deprem meydana geldi. Depremde bazı binalar tamamen yıkılırken bazılarında ise ağır hasarlar oluştu. Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Yapı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilge Doran SABAH'a depreme dayanıklı yapıların nasıl olması gerektiğine ilişkin önemli son dakika uyarıları yaptı.
SON DAKİKA İNSANLARIMIZI DEPREM DEĞİL KAĞIT ÜZERİ MÜHENDİSLİK ÖLDÜRÜYOR
Prof. Doran şunları söyledi: "Deprem gibi doğal afetlerin can kaybına doğrudan yol açmasının küçük bir olasılıktan ibaret olduğunu belirtmem gerekir. Ne yazık ki can kaybına neden olan, mühendislik hizmeti görmemiş veya sadece kağıt üzerinde görmüş yapı stoklarıdır. Ülkemizde her deprem afetinden sonra masaya yatırılan bu konu, acıdır ki bir süre sonra unutulup gitmektedir.
"TAŞIMA GÜCÜNÜ YİTİRİR"
Deprem açısından geçerli olan yüksek risk düşünüldüğünde, binanın yükünü alan ve zemine ileten kısmı yani taşıyıcı sistemi, daha yüksek süneklik ve dayanıklılığa gereksinim duymaktadır. Süneklik, yapının taşıma gücünde önemli azalmalar olmadan deprem kuvvetleri etkisinde büyük şekil değiştirmeler yapabilme yeteneği olarak tanımlanabilir. Binaların projelendirilme aşamasında, deprem sırasında açığa çıkacak enerjiyi en iyi şekilde tüketmesi beklenen kolon-kiriş birleşim bölgeleri, yeterince sünek davranacak şekilde tasarlanmaktadır. Ancak tasarım ile yapım aşaması (uygulama) eğer farklılık gösterecek olursa, yapıda bu tür bir yeteneğin kaybolacağı ve taşıyıcı sistemin deprem etkisinde gerekli şekil değiştirmeleri yapamayarak taşıma gücünü yitireceği rahatlıkla söylenebilir.
"KABUL EDİLEBİLİR BİR ŞEY DEĞİL"
Kolon-kiriş birleşim noktaları, bağ kirişleri/temel plağı ile kolon gibi temel taşıyıcı elemanlardan tesisat geçirilmesi ise kabul edilebilir bir şey değildir. Ne yazık ki ruhsat aşamasına kadar gerçekleştirilen denetimler sonlandıktan sonra bu gibi uygulamalar ile sık karşılaşmaktayız.
Hatta, bodrum katlarında, kiriş elemanlarda örtü betonu sıyrılarak eğilme donatıları açığa çıkartılmakta ve tesisat, artık işlevini yitirmiş veya hava ile temas edeceği için zamanla korozyon hasarı nedeniyle işlevini yitirecek olan bu ana donatılara asılmaktadır.
Prof. Dr. Doran'dan son dakika açıklamalar: Deprem değil kağıt üzerinde yapılan mühendislik hizmetleri öldürüyor.
Bu gibi hasarlı elemanlar (özellikle deprem sırasında) tasarımda öngörülen kapasite değerlerine ulaşamadan mafsallaşabilecektir; çok daha erken mekanizma durumuna geçebilecektir.
"DENETİMLER DEVAM ETMELİ"
Kaldı ki deprem sırasında özellikle kolon-kiriş birleşim bölgeleri ile düşey taşıyıcı elemanlarda (kolon-perde) oluşan böylesi bir mekanizma çeşitli faktörler ile birleşerek binanın kısmen ya da tamamen göçmesine neden olabilecektir. Bu gibi uygulamaların önüne geçebilmek adına, bina ruhsata bağlanmış olsa bile bir süre daha denetimlerin yapılması gerekmektedir."