Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türk Konseyi Sağlık Bilim Kurulu Toplantısı ve Prof. Dr. Aziz Sancar Bilim Hizmet ve Teşvik Ödülleri töreninde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında şunları söyledi;
Buraya gelirken vefat sayımız 12 idi, yaralı sayımız 438 idi ve bunlar içerisinde 5 vatandaşımız ameliyatta, 8 vatandaşımız yoğun bakımdaydı. Şu an itibarıyle 17 binada arama çalışmalarımız devam ediyor. Devletimiz, bakan arkadaşlarımızla, tüm kurumlarıyla deprem anından itibaren yıkıntılar altında kalan vatandaşlarımızı kurtarmak, sarsıntıdan etkilenen herkese yardımcı olmak üzere harekete geçmiştir. AFAD, emniyet teşkilatımız, sağlık birimlerimiz ve diğer ilgili kamu personeli canla başla işlerini yapıyor.
Son dakika! Başkan Erdoğan: "Tüm imkanlarımızı seferber ettik" | Video
Bakanlarımız koordinasyonu bizzat sağlamak üzere süratle olay yerine ulaşmışlardır. Kurtarma çalışmalarının bir an önce sonuçlanması için tüm imkanları seferber ettik. Olayın şokundan kurtulamadıkları için evlerine giremeyen vatandaşlarımıza gereken iaşe desteğini sağlıyoruz. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfımıza kaynak aktarılmıştır. Hedefimiz yaraları bir an önce sarmaktır. Bu arada Katar Devlet Başkanı aramış. Herhangi bir destek talebi gerekirse bütün imkanlarımızla yanınızdayız dediler, kendilerine teşekkür ettik.
"ŞÜKRANLARIMIZI BİLDİRDİK"
Bu arada Yunanistan Başbakanı sayın Miçotakis yine aynı şekilde aradılar zira bu depremden Yunanistan da etkilendi. Görüşmeyi yaptığımız anda onlarda herhangi bir sorun sözkonusu değildi. Sağolsunlar onlar da 'herhangi bir yardıma ihtiyaç varsa hazırız" dediler. Biz de şu anda böyle bir ihtiyaç yok, bize düşen bir şey varsa Yunanistan'ın yanındayız dedik. İlham Aliyev kardeşimiz aradı. Her türlü imkanımızla yanınızdayız dediler. Onlara da şükranlarımızı bildirdik.
"TÜM DOST ÜLKELERE TEŞEKKÜR EDİYORUM"
Ocak ayında meydana gaelen Malatya ve Elazığ depremlerin acıları hala yüreğimizde iken İzmir'den gelen bu haber gerçekten bizi derinden üzmüştür. Afet ve acil durumlara müdahale için uzun süredir üzerinde çalıştığımız planları kararlılıkla hayata geçiriyoruz. Kentsel dönüşüm projeleriyle depreme dayanıksız yapı stoğumuzu yeniliyoruz. İnşallah ülkemizi her geçen gün afetlere karşı ülkemizi çok daha hazır hale getiriyoruz. Bir kez daha İzmirli kardeşlerime geçmiş olsun diyor, vefat edenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Bu acı günümüzde yardım teklifinde bulunan tüm dost ülkelere tekrar teşekkür ediyorum.
Sağlık altyapımızın gücü depremde olduğu gibi koronavirüs salgınında da en büyük avantajlarımızdan biridir. Dünyanın son dönemde karşılaştığı en büyük sağlık krizi olan koronavirüs salgını sürecinde canla başla fedakârca çalışan sağlık ordumuza şükranlarımı sunuyor, ölenlere Allah'tan rahmet diliyorum, yaralılara şifalar diliyorum. Dünyanın tamamıyla birlikte ülkemizi de olumsuz etkileyen bu salgın malesef yeni dalgalarla hala yoluna devam ediyor. Vaka sayısının 45 milyonu geçtiği, can kaybı sayısının 1 milyon 200 bine ulaştığı salgına karşı hala kesin ve etkili çare bulunamamıştır.
Artık fiilen kullanım aşamasına gelen aşı çalışmaları bu konudaki en büyük ümidimizdir. Türkiye bir yandan Çin, Rusya, ABD'deki aşı çalışmalarını yakından takip ederken diğer yandan da kendi aşısını geliştirmek için yoğun çaba içidnedir. İnşallah bahar aylarında kendi aşımızı vatandaşlarımıza uygulama aşamasına gelmiş olacağız. Yılsonu itibariyle de bilim insanlarımızın uygun gördüğü aşının birini ya da birden fazlasını vatandaşlarımıza uygulamayı planlıyoruz. Amacımız ilk etapta yüksek risk grubunda olan başlayarak bu hizmeti bütün vatandaşlarımıza ulaştırmaktır.
Salgın sürecinde dayanışma ve yardımlaşma konusunda gelişmiş ülkeler başta olmak üzere, dünya maalesef iyi bir sınav veremedi. Bırakın yardımlaşmayı, dayanışmayı salgın karşısında mazlum ve mağdurlar adeta kaderlerine terk edildi. Türkiye olarak örnek bir tavır ortaya koyduk. Tüm dünyada din, dil, ırk, bölge ayrımı yapmadan yardımına koşmayı kendimize görev addettik. Salgın döneminde 155 ülkenin ve 8 uluslararası kuruluşun tıbbi malzeme desteği talebine olumlu cevap vererek paylaştık. Maskeden solunum cihazına ve kimi ilaçların üretimine kadar kendimiz ve tüm dostlarımız için en iyisini yapmanın gayreti içinde olduk.
Bundan sonra da aynı insani ve vicdanı tavrımızı sürdüreceğiz. Türkiye artık 84 milyonu bulmak üzere nüfusu içindeki 15 milyona yaklaşan ilk ,orta, lise öğrencisi ve 8 milyon üniversite öğrencisiyle imrenilecek genç bir insan kaynağına sahiptir. Halihazırda 30 yaş altı nüfusumuzun toplam nüfusa oranı yüzde 40'a yaklaşıyor. Çeşitli statülerde ülkemize yaşayan 5 milyon yabancıyı da ekleyince rakam 90 milyonu buluyor. Doğum oranları düşüyor olsa da hala dünyanın en genç ve nitelikli nüfusuna sahip ülkeleri arasında ilk sıralarda yer alıyoruz.
Her fırsatta dile getirdiğim en az üç çocuk temennisi rastgele söylenmiş bir ifade değil. Ülkemizin geleceği bakımından hayati öneme sahiptir. Genç nüfusumuzu korumak mecburiyetindeyiz. Sadece genç demiyorum aynı zamanda yetişmiş vurgusunu da yapıyorum. İnsani ve milli değerlerle güçlü şekilde donanmamış, çağın teknolojine hakim yetiştirilmemiş genç nüfus avantaj olmaktan çıkıp bir sorun haline dönüşür. Bunun için eğitim, kültür, bilim alanındaki hassasiyetimizi sürekli daha ileriye taşıyoruz. Geçtiğimiz asra gelişmiş bu sıfatla damga vuran ülkelerin nüfus konusundaki kayıpları sebebiyle kaygı içine girdiklerini görüyoruz.
Hatta bu endişenin batıda yükselen İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığının ana sebeplerinden biri olduğunu biliyoruz. Öte yandan Türkiye salgın nedeniyle yapılan küresele analizlerde geleceğin yıldızları arasında gösteriliyor. Katıldığım bilim toplantılarında ve ödül törenlerindeki bir gerçeği sizlerle paylaşmak istiyorum. Türkiye'nin tarihi atılım, her alanda olduğu gibi bilim ve araştırma faaliyetlerinde önümüzü açmıştır. Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığım döneminde her projeye şahsi destek verdim.
Türkiye'nin sağlıktan savunma sanayine kadar geniş bir yelpazede dünya çapında başarılar ortaya koymasının gerisinde güçlü işbirliği ve yoğun çalışma iklimi vardır. Gençlerimize ve çocuklarımıza bilim ve araştırma şevki kazandırmak için Türkiye çapında pekçok proje yürütüyoruz. Bu gayretlerimizin karşılığını da yavaş yavaş almaya başladık.
İnşallah şu kritik süreci başarıyla geride bırakıp 2023 hedeflerine ulaştığımızda karşımızda yepyeni bir Türkiye göreceğiz. Bugüne kadar kaettetiğimiz mesfae sayesinde, artık geleceğimize dün olduğundan daha fazla umutla bakıyoruz. Ülkemize ve kendimize olan güvenimizin artması, 2053 vizyonumuzun altını daha güçlü bir şekilde doldurmamızı sağlıyor. Önümüze çıkarılan engellere ve maruz kaldığımız saldırılara rağmen diğer alanlarla birlikte bilimde de Türkiye'yi ilk sıralara taşımakla kararlıyız. Bu konuda en büyük desteği bilim insanlarımızdan bekliyoruz. Emeğiniz, gayretleriniz için her birinize teşekkür ediyorum.
Bugün Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı TÜSEB ödüllerini veriyoruz. Hematoloji tıbbi onkoloji ve kök hücre alanındaki çalışmalarıyla Aziz Sancar Bilim Ödülü'ne layık görülen Prof. Dr. Taner Demirel hocamızı tebrik ediyorum. Taner hocamız daha önce de kendisine başka ödülleri de tevdi ettiğimiz, kanser alanındaki çalışmalarını yakından bildiğimiz ülkemizin gururu bilim insanlarından biridir. Aziz Sancar, Mardin'den çıkıp Amerika'da bilim basamaklarını tırmanmıştır. Taner hocamız da Yozgat'tan çıkıp ülkemizdeki eğitiminin ardından kendini yurtdışında yetiştirmiştir 33 yıldır ülkemizde hizmetlerine devam eden bir değerimizdir. TÜSEP Hizmet Ödülünü Koçak Parma İlaç Sanayii'ne veriyoruz. Yerli Covid-19 aşısının üretiminde ülkemize değer katmıştır.
Ülkemizin bilim alanında medarı iftiharlarından olan Prof. Dr. Aziz Sancar hocamıza sağlıklı huzurlu ömür diliyorum. Türk Konseyi Sağlık Bilim Kurulu için ülkemizde bulunan misafirlerimizden ülkelerine döndüklerinde tüm kardeşlerimize selamlarımızı, muhabbetlerimizi iletmenizi rica ediyorum. Bu toplantının gerçeleşmesinde emeği geçenleri özellikle teşekkür ediyorum.