İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada tutuksuz yargılanan sanıkların son savunmaları alındı. Davanın her duruşmasını izleyen ABD İstanbul Başkonsolosu Daria Darnell ve ABD Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Jeffrey Hovenier bu duruşmada da sanıkları yalnız bırakmadı.
Son savunmasında beraatini isteyen sanık Nazmi Mete Cantürk, "Silahlı terör örgütüne üye olma suçlamasıyla buradayım. Savcılık makamının suçlamalarını kabul etmiyorum. 17 ay ev hapsinde kalmak beni derinden yaraladı" dedi.
GÖZÜYAŞLI SAVUNMA
ABD Başkonsolosluğunda makam koruma, mekan koruma ve güvenlik soruşturması yapma görevleri olduğunu söyleyen Cantürk, bu görevinden dolayı birçok emniyet mensubu ile görüşmeleri ve irtibatı olduğunu savundu.
Tıp Fakültesi öğrencisi olan kızının da soruşturmaya dahil edildiğini söyleyen Cantürk, savunmasında gözyaşlarına hakim olamadı.
Nazmi Mete Cantürk'ün eşi Sevim Cantürk de gözyaşları içinde yaptığı savunmasında beraatini istedi.
Cantürk çiftinin doktor olan kızı Kevser İrem Cantürk ise gözaltına alındığında devlet memuru olarak çalıştığını belirterek, babasını gözaltına almak için gelen polislerin, annesiyle birlikte kendisini de gözaltına aldıklarını anlattı.
Kevser İrem Cantürk, Çorum'daki başhekimlik görevinden alındığını ve üç yıldır işsiz evinde oturduğunu da söyledi.
Sanıklar ve avukatların son savunmaları alındıktan sonra mahkeme heyeti, kararını açıkladı. Heyet, Nazmi Mete Cantürk'ü "örgüte bilerek ve isteyerek yardım" suçundan 5 yıl 2,5 ay hapis cezasına çarptırdı.
Kevser İrem Cantürk ve Sevim Cantürk'ün ise delil yetersizliğinden beraatine karar verildi.
DARBECİLERLE YOĞUN İRTİBATLI
17 Temmuz'da davanın esasına ilişkin mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, sanık Nazmi Mete Cantürk'ün "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapsini, aynı suçtan yargılanan diğer sanıklar Sevim Cantürk ve Kevser İrem Cantürk'ün ise mahkumiyetlerine yeterli ve kesin delil bulunmadığından beraatini istemişti.
Mütalaada, Nazmi Mete Cantürk'ün FETÖ'den ihraç edilen ve 15 Temmuz darbe girişimi sırasında "darbeye direnmeyin" talimatı veren eski polisler, kamu görevlileri ve sivil FETÖ'cülerle yoğun irtibatının bulunduğuna dikkat çekilmişti. Cantürk'ün, 15 Temmuz'da emniyeti işgale giden tanktan çıkan eski emniyet müdürü Mithat Aynacı ile irtibatlı olduğu, 17 Aralık operasyonlarıyla hükümeti devirmeye kalkışan Yurt Atayün gibi eski emniyet müdürleri ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konutu ve ofisine böcek yerleştirilmesi olayının failleriyle de ilişkili olduğu belirtilmişti.
Mütalaada, Cantürk'ün ayrıca 2015'te Antalya ve Adana'da yer alan konaklama tesislerinde FETÖ şüphelileriyle birlikte konakladığı, kredi kartı ile FETÖ'nün dernek, vakıf gibi kurumlarına ödeme yapıldığı vurgulanmıştı. Örgüt içi bağlantı olarak değerlendirilen bu irtibatlarıyla ilgili Cantürk'ün, görev tanımı kapsamında makul, mantıklı izahlarda bulunamadığı kaydedilmişti.