Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un son zamanlardaki İslam karşıtı söylemleri, çaresiz bir Avrupalı politikacının ilgi çekme arayışının bir başka örneğidir. Macron'un Avrupa'ya liderlik etmeyi uman saldırgan tutumu, onun İslamofobi, yabancı düşmanlığı ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik saldırılarını da güdülüyor.
Macron yalnızca kendi ülkesindeki ve Avrupa'daki Müslümanlara karşı bir ayrımcılık yapmıyor. Bu tavrı politik bir amaç için benimsiyor, böylece korkuları ve bilgisizliği araçsallaştırmaya çalışıyor. Macron, Avrupa'daki Yahudileri bu şekilde hedef alan eski "faşist oyun kitabını" takip ediyor.
İfadeleri ve eylemleri İslam düşmanlığının sadece sonucu değil, aynı zamanda sebebi de olan bu tür sorumsuzluklara karşı sesimizi yükseltmeliyiz. Macron gibi politikacılar, ülkeleri içindeki başarısızlıklarını örtmek için yapay bir dini karşıtlık oluşturup bundan fırsat devşirmeye çalışıyorlar.President Macron's recent anti-Islam rhetoric is yet another example of a desperate European politician vying for relevance. His flailing attempt to assume leadership in Europe is driving his promotion of Islamophobia, xenophobia, and his attacks on our President Erdogan.
— Fahrettin Altun (@fahrettinaltun) October 26, 2020
Esasında Macron, "İslami ayrılıkçılık" dediği şeyin bir saçmalık olduğunun ziyadesiyle farkında. Müslümanlar Akdeniz ve Avrupa'da yüzyıllardır yaşıyorlar. Bu bölgede asırlardır bir arada yaşayanlar arasına anlaşmazlık ve ayrılık tohumları ekmeye çalışan kişi kendisidir.
Macron, Akdeniz bölgesinin "Avrupa'nın malı ya da kolonileri" olmadığının canlı kanıtı olduğu için Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a saldırıyor. Bize saldırmasının nedeni Macron'u kendisinin ırkçı ve sömürgeci zihniyetiyle yüzleştirmemizdir.
Açık olmak gerekirse, Macron'un söylemleri ve eylemleri, Avrupa'nın peşinde olduğunu iddia ettiği idealler ve ilkeler için lanetlidir. İfade özgürlüğü, çok kültürlülük, hoşgörü ve dine saygı Macron'un kendisi tarafından saldırıya uğruyor. Bu Avrupa için ciddi bir tehdittir.
İslamofobi ile Yahudi düşmanlığı arasında çok ince bir çizgi var. İkisi de benzer ırkçı ve korku borazanlığı dürtüleriyle hareket ediyor. Bugün İslamofobinin önde gelen seslerinden biri olarak gördüğümüz Macron, yarın Yahudi karşıtı açıklamalarda bulunursa şaşırmayacağız!
Bu durum, AB ile İslam dünyası arasındaki ilişkiler açısından hayra alamet değil. Müslümanların Avrupa algısı yalnızca daha da kötüleşecek, ancak aynı şekilde yanıt vermeyecekler. Müslümanlar, Macron'un nefret ve ayrışma tuzağına düşmeyecekler.
Fransız öğretmenin öldürülmesini bir kez daha en sert şekilde kınıyoruz. İslam bir barış dinidir ve asla can almayı meşrulaştırmak için kullanılamaz" ifadelerine yer verdi.