Son dakika haber: Başta ABD olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde kansere yol açtığı gerekçesiyle milyonlarca dolarlık tazminat davalarına konu olan tarım kimyasalı "glifosat" için Türkiye'deki mahkemeden de yasak kararı çıktı.
Milliyet'in haberine göre çevreci avukatlardan Senih Özay'ın glifosat içeren tarım kimysallarının lisans ve ruhsatlarının iptali istemiyle açtığı davada mahkeme, insan ve çevre sağlığına etkisi açısından yeterli inceleme yapılmadan glifosata izin verildiği gerekçesiyle talebi haklı buldu.
Mahkeme tahlil istedi
İzmirli avukatlar Senih Özay, Özge Işık ve Hazar Can Kıpçak'ın başlattığı hukuki sürecin ilk adımı glifosat içeren kimyasalların kansere neden olduğu gerekçesiyle toplatılması için Tarım ve Orman Bakanlığı'na yaptıkları başvuruydu. Bakanlığın yanıt vermemesi üzerine üç avukat, Ankara 18. İdare Mahkemesi'nde dava açıp talepleri yineledi.
Mahkemeye katılan bakanlık, uluslararası raporlar ışığında glifosatın kanserojen ve endokrin bozucu olmadığını belirtirken, davaya üretici Monsanto da müdahil oldu. Firma, mahkemeye sunduğu yazısında glifosat etken maddesinin genotoksik (kanserojen) olduğuna ilişkin iddianın bilimsel dayanaktan yoksun olduğunu savundu.
Ankara 18'inci İdare Mahkemesi ise geçtiğimiz duruşmalarda verdiği ara kararla, glifosatın neden olduğu zarara ilişkin Tarım ve Orman Bakanlığı'ndan tetkik ve tahlil talep etti. Mahkeme ayrıca, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Veterinerlik Fakültesi, Ziraat Odaları Birliği, Ziraat Mühendisleri Odası, Tıbbi Onkoloji Derneği ve Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'nden; glifosat içeren tarım kimyasallarının zararlarına ilişkin Türkiye'de veya dünyada yapılmış araştırma ve raporları talep etti.
Risk değerlendirmesi
Bakanlık mahkemeye gönderdiği yanıtta tarım kimyasalına yönelik AB veri tabanında herhangi bir yasağın bulunmadığını iletti. Fakülte ve odalar ise yanıtlarında, ilgili etken maddenin zararlarına yönelik kesin ve net bir bilimsel veri olmasa da Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı'nın glifosat etken maddesini muhtemel kanserojen olarak sınıflandırdığına dikkat çekti.
Bu görüşler sonrası kararını veren mahkeme, ruhsat iptali ve tarım kiyasalı için verilen lisansın iptal edilmesi talebini kabul etti. Mahkeme üyeleri kararda, çevre ve insan sağlığını korumak için gerekli tedbirleri almanın devletin ödevleri arasında olduğunu vurgu yaparak, bazı ülkelerde glifosat içerikli tarım kimyasallarının yasaklandığına işaret etti. Kararda, glifosat için Türkiye'de risk değerlendirmesi yapılmadığı, yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan kullanımına izin verildiğine dikkat çekildi.
'Teftiş başlatılmalı'
Davayı 60'a yakın çevreci avukatla birlikte yürüten Senih Özay, karar uyarınca Türkiye'nin her bölgesinde glifosat kullanımının sonlandırılması için teftiş başlatılması gerektiğini belirterek şunları anlattı: "Karar ile birlikte bakanlığa başvurduk ve bir an önce toplatma, yasaklama işlemlerinin başlatılmasını talep ettik. Glifosatın kalıntısı, kahvaltılık mısır gevreğinden bisküviye kadar birçok nihai üründe var. Bazı Avrupa ülkeleri AB'den bağımsız kullanımına kısıtlama getirdi. Bu zehirle ilgili hukuki mücadelemiz sürecek. Türkiye'de verilen kararın İngilizce tercümesini yaptırdık. ABD İnsan Hakları Mahkemesi'ne bilgi amaçlı başvuruda bulunacağız."
'Muhtemel kanserojen'
Avrupa Birliği, glifosatı yasaklamayı tartıştı. Sonunda da kullanımına beş yıl süreyle izin çıktı. Glifosatın küresel ölçekte hedefte olmasının başlıca nedeni, Uluslararası Kanser Araştırmaları Kurumu'nun bu kimyasalı "muhtemel kanserojen" olarak nitelendirmesi.
Yakın zamanda ABD Çevre Koruma Ajansı ise glifosatın kanserojen risk taşımadığını açıkladı. Ancak daha önceki bilimsel çalışmalar glifosatı, endokrin bozucu olarak sınıflandırmıştı.