Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) koordineli çalışmalarıyla terör örgütüne Doğu ve Güneydoğu'a, sınır hattında ve sınır ötesinde ağır darbe indirildi. İHA- Lazer işaretleme ve gece görüş sistemleri gibi milli ve yerli silahlar kullanılarak havadan ve karadan gerçekleştirilen hava operasyonlarda aralarında örgütün sözde yürütme konseyinde yer alan üst düzeyden teröristler, saklandıkları inlerinde etkisiz kılınmaya devam ediliyor.
KATILIM DURDU, ÇÖKÜŞ BAŞLADI
Askeri operasyonlar başarıyla ve aralıksız sürmesi sayesinde 2016'da örgüte katılan sayısı 703 iken, 2017'de 161'e, 2018'de 136'ya ve 2019'da da 108'e kadar geriledi. Bu yılın ilk 9 ayında ise örgüte katılan sayısı yalnızca 9 oldu.
Son 4 yılda 260'ı üst düzey, 17 binin üzerinde terörist etkisiz hale getirilirken imha edilen depolarla lojistik ağı çöken PKK'ya katılımlar sıfırlara yaklaşması terör örgütünde büyük çöküşü başlattı.
İKNA BAŞARISI
Mehmetçik, yurt içinde ve sınır ötesinde başarılı operasyonlarla fiziki ve ideolojik kırılmalar yaşatıp moral ve motivasyon olarak çökertmesi PKK ile mücadelesinde ikna başarısını da beraberinde getirdi.
Terör örgütü PKK tarafından kandırılarak veya kaçırılarak dağa çıkarılan gençlerin kurtarılması için güvenlik güçlerinin ailelerle yaptığı işbirliği sonucu ikna edilerek teslim olan teröristlerin sayısını arttı.
İkna çalışmaları sayesinde 2016'da 49, 2017'de 135, 2018'de 165, 2019 yılında 273, bu yılın ilk 9 ayında ise 190 terör örgütü mensubu örgütten kaçarak güvenlik güçlerine teslim oldu.
Güvenlik güçlerinin terörle mücadelede "ikna" başarısıyla teslim olan 34'ü kadın 190 teröristten bazılarının çarpıcı ifadelerine ulaştı.
CANLI BOMBA OLACAKTI, DEVLET İKNA ETTİ TESLİM OLDU
Örgütte sonlarının ölüm olduğunu anlayarak teslim olanlardan biri de örgütde bir dönem PKK'nın elebaşlarından Suriyeli 'Bahoz Erdal' kod adlı Fehman Hüseyin'in korumalığını yapan ve örgütün 'canlı bomba' yapmak için öneri verdiği Mahmut Özdemir 'Akif Bursk' kod adlı Mahmut Özdemir. 6 yıldır dağda olan Mahmut Özdemir terör örgütünün Irak'ın kuzeyindeki barınma alanlarında işkenceden, infaza yaşanan korkunç gerçekleri anlatırken "Örgütün elebaşlarının yanında alt kademenin hiçbir kıymeti yok. Kendileri yaşadıkları hayatı sürdürmek için gözlerini kırpmadan alt kademeyi yiğitlik kahramanlık hikâyeleri ile ölüme yolluyorlar." dedi.
"TÜRKİYE DIŞINDA YAŞAYABİLECEĞİNİZ BAŞKA YER YOK"
"Terörden Arananlar Listesi'nde Gri kategoride yer alan 26 yaşındaki "Şiyar-Kendal" kod adlı N.Ö. 5 Şubat'da Şırnak'ın Silopi ilçesinde teslim oldu. Henüz 16 yaşındayken kandırılarak terör örgütüne katılan ve 6 yıldır dağda olan N.Ö; "Kaçarken infaz edilenlere şahit oldum. 'Giderseniz Türkiye'de size işkence yaparlar, sınırda sizi öldürürler.' diye yapılan propagandaların yalan olduğunu anladım. Güvenlik güçlerinin zerre kadar kötü bir yaklaşımına maruz kalmadım. Teslim olan pişmanlık yaşamaz. Türkiye dışında yaşayabileceğiniz başka yer yok. İnsanın devleti, kimliği ve bayrağı gibisi yoktur. Devletsizdik ve kimliksizlik en kötü şeydir. İnsan devletsiz yaşayamaz, burada bunu anladım" ifadelerini kullandı.
"HERKES KAÇMAK İSTİYOR"
Örgütün dağ kadrosunda 8 yıl görev yapan ve 21 Nisan'da Mardin'de teslim olan H.A; "Suriye'deki PKK/YPG ve Kandilde durum çok kötü. Kamp alanlarında benim gibi kaçmak isteyen birçok arkadaşım var. Bir an önce kaçıp eski yaşamlarına kavuşmak istiyorlar. Devletimin gerçek yüzünü ülkemin kıymetini örgütte kaldığım 8 yıl boyunca yaşadığım acılardan sonra idrak ettim. Örgütte kaldığım süre içinde sayısını bile hatırlayamadığım kadar ölüm, açlık, tecavüz ve infaza şahit oldum. Teslim olduktan sonra da askerden korkmamım yersiz olduğunu ve insan olduğumu anladım. Şimdi ölümü değil bundan sonraki kuracağım güzel yaşantımın planlarını yapıyorum." şeklinde konuştu.
"ERKEK ÇOCUKLARINA BİLE TECAVÜZ EDİLDİ"
Ferhat Gabar "Nişanlımdan ayrılınca girdiğim bunalımla PKK'ya katıldım. Örgütte kaldığım 2 yıl boyunca işkence ve kötü muameleyle karşılaşmadığım gün olmadı. 2 yılda sadece 3 defa banyo yapabildim. Hayvanların bile yaşamayacağı şartlarda kaldım. Suriye ve Mahmur kampından kaçırılıp getirilen 12-13 yaşındaki erkek çocuklara bile tecavüz edildiğine şahit oldum." diyerek pişmanlığını dile getirdi.
"HİÇBİR HDP'LİNİN YAKINI DAĞDA GÖRMEDİM"
Amed Mordem "Diyarbakır'da annelerin eylemlerini bizlere göstermiyorlardı. Haberlerden etkilenmemeleri için televizyon, internet olanaklarını kestiler. Ailesine gitmek isteyen çocuklara aç bırakma, güneş altında bekletme, hatta kendileri gözlerini kapatıp rastgele çocuğun bulunduğu tarafa gülerek ateş edip dalga geçiyorlardı. 3 yıl kaldım, sanki 30 yıl kalmış gibiydim. Sağlam bir tarafım kalmadı. Büyük zulüm var orada. Dağdakilere sesleniyorum: 'Devlet iyidir, inanmayın onların söylediklerine. Devletten daha iyi kimse yoktur. Ben orada hiçbir HDP'linin yakını ve çocuğunu görmedim." dedi.
"ANNELER EYLEMİ BIRAKMASINLAR"
Destan Brusk; "Örgüte kaldığım 4 yıl hiç bitmeyeceğini sandığım korkulu bir rüya gibiydi. Hep o rüyanın bitmesini istiyorsunuz ama bitmeyen bir rüya. Sonunda jandarmanın desteği ile aileme kavuştum. Annelerinin eylemleri, kaçmak isteyen örgüt üyeleri üzerinde oldukça etkili oldu. Hiç sonu gelmeyecek dediğim kâbus gerçekten bir anda değişti yani hayatım değişti. Anneler, bunu bırakmasınlar. Çocukları orada aileleri gördüğünde çok mutlu oluyor, moral alıyorlar. Hemen arayış içene geçip devlete ulaşıp ailelerine kavuşmak istiyorlar." dedi.