Başkan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM yasama yılı açılış töreninin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. TBMM çıkışında değerlendirmelerde bulunan Erdoğan'a, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin AYM çıkışı hatırlatıldı. Erdoğan, "Parlamento yeni bir adım atarsa seve seve ben de atarım." dedi.
İDAM TARTIŞMALARI: PARLAMENTO ONAYLARSA BEN DE ONAYLARIM
Erdoğan yine çokça tartışılan idam konusuna ilişkin soruya da yanıt verdi. Erdoğan, yine TBMM'yi işaret etti, karar alınması durumunda kendisinin de onay vereceğini ifade etti.
Erdoğan, "Parlamento onaylar, bana gönderirse, ben de onaylarım" şeklinde konuştu.
"NE YAPACAĞIMIZI PAŞİNYAN'A SORACAK DEĞİLİZ"
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın 'Türkiye müdahil olmasın' açıklamasına ilişkin Erdoğan, "Biz ne yapacağımızı Paşinyan'a soracak değiliz. Biz bunun kararını kendimiz verdik" ifadesini kullandı.
HDP'Lİ VEKİLLERİN OTURUMA KATILMAMASINA TEPKİ
Parlamentoya gelmeyen HDP'nin varlığı ile yokluğu arasında bir fark göremediğini söyleyen Erdoğan, "Çünkü onların her zaman yeri ya dağdır ya sokaklardır" ifadesini kullandı.
VAKA SAYILARI İLE İLGİLİ TARTIŞMALARA YANIT
Sağlık Bakanı Koca günlük açıklanan corona virüs hasta sayısında vaka/hasta ayrımı yapıldığını söylemesinin ardından oluşan tartışmalara yönelik de cevap veren Erdoğan, ''Bilim insanları bununla ilgili her türlü araştırmayı çalışmayı yapıyor. Üzüntümü sayının buralara kadar gelmiş olması. Biraz tavsiyelerinizi uyarsak her şey değişecek'' açıklamasında bulundu.
BAHÇELİ NE DEMİŞTİ?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dün yazılı bir açıklamada bulunmuştu. Bahçeli, AYM'nin son zamanlardaki bazı kararlarının sakat olduğunu belirterek, "AYM baştan aşağı yeniden yapılanmalı" demişti. Bahçeli, Divan-ı Ali teklifinde bulunmuştu.
Bahçeli'nin açıklamaları şöyle:
Demokrasinin ilkeleriyle ve aziz milletimizin iradesiyle temellenen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni darbelerin ardından tesis ve tezahür eden kurumların küflü prangalarından kurtarmak asıl olmalıdır. Bunlardan birisi de ilk defa 1961 Anayasa'sı ile hukukumuza giren, esas itibariyle 1960 darbesinin oluşturmak istediği demokrasi dışı yapıyı korumak için ihdas edilen Anayasa Mahkemesi'dir. Bu kapsamda Anayasa Mahkemesi yeni hükümet sisteminin doğasına uygun şekilde yeni baştan yapılandırılmalıdır.
27 Mayıs darbecilerinin, 12 Haziran 1960 tarihinde çıkardığı "1" numaralı geçici kanun ile hem Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin hak ve yetkileri hem de Türk milleti adına yapılan yargılama yetkisi "Yüksek Adalet Divanı" adı verilen icazetli ve boyunduruk altındaki yapı tarafından gasp edilmiştir. Yassıada'da millet iradesini yargılayan ve dönemin bakanları ile başbakanına idam kararı veren de bizzat bu gayrimeşru lekeli yapı olmuştur.
Bahse konu Yüksek Adalet Divanı'nın birçok üyesi ise maalesef o dönemde kurulan Anayasa Mahkemesi'nin kurucu üyeleri olmuş, bu mahkemenin ana iskeletini oluşturmuşlardır. Kaldı ki Yüksek Adalet Divanı Başkanlığı sıfatıyla 27 Mayıs darbesinin tetikçiliğini yapan Salim Başol, ilerleyen yıllarda Anayasa Mahkemesi asıl üyeliğine seçilmiştir.
Mahkeme'nin Anayasa'ya uygun kararlar vermesi beklenirken siyasi ve ideolojik saplantılara kapılması millet vicdanında derin yaralar açmıştır. Bu nedenle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sağlıklı bir zeminde devamını ve güçlenmesini mümkün kılacak reformların gecikmeksizin yapılması acil bir ihtiyaçtır.
Ahlaki ve siyasi bir uzlaşmayla, 1960 darbesinin bütün izlerinin ortadan kaldırıldığı, zulüm olan yargılamaların tüm sonuçlarının yok sayıldığı bir dönemde, Anayasa Mahkemesi de tüm unsurlarıyla yeniden masaya yatırılmalıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ruhu ve esaslarıyla birlikte, yüksek demokratik standartlar bunu gerektirmektedir.
DİVAN-I ALİ KURULMASI TÜRKİYE'NİN GÜCÜNE GÜÇ KATACAKTIR"
Türkiye'nin demokratikleşme sürecini hızlandıran Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle çelişmeyecek demokratik, etkin, adil, tartışmaların odağı olmaktan çıkarılmış bir "Yüce Mahkeme", deyim yerindeyse bir "Divan-ı Ali" kurulması Türkiye'nin gücüne güç katacaktır.
Siyaset kurumunun görevi, yaşanan karanlık dönemlerin muhasebesi ile geleceğin Türk asırlarının, Türk nesillerinin ihtiyaçlarını tespit etmek, kudretli devlet inşası için gerekli demokratik adımları ve atılımları süratle hayata geçirmektir.
"AYM'NİN SON VERDİĞİ KARARLAR SANCILI VE SAKATTIR"
Geçmişin hüzünlü ve kaotik dönemlerinden hukuken, fiilen, fikren ve ruhen kurtuluş bu şekilde sağlanacaktır. Anayasa Mahkemesi'nin son zamanlarda verdiği kararlar sancılı ve sakattır. Hak ihlalleri adı altında, milli haklara ve adalet duygusuna telafisi imkansız zararlar verilmektedir. Türkiye darbelerle yüzleştikçe, darbelerin demokrasi karşıtı kurumlarıyla hesaplaştıkça istikbal ve istiklalini sarsılmaz biçimde güvenceye alacaktır. Yeni Yasama Yılının başlangıcında bu konunun samimi, sağduyulu, önyargısız, demokrasi ahlakına ve milli gerçeklere münasip ölçülerde değerlendirilip tartışmaya açılması halisane beklentimizdir.
Tartışmaların odağı olmaktan çıkarılmış bir Yüce Mahkeme, deyim yerindeyse bir Divan-ı Ali kurulması Türkiye'nin gücüne güç katacaktır.