İşte Medya Derneği tarafından konuya ilişkin yapılan değerlendirme ve açıklamadan öne çıkan başlıklar;
Medya kuruluşlarının var olma sebeplerinden biri halkın haber alma hak ve ihtiyacını karşılamaktır. Bu çerçevede televizyonlar ve gazeteler en şaşırtıcı, sarsıcı hatta dehşete düşürücü konuları işleyebilirler. Önemli olan okurla ve izleyiciyle paylaşılan bilgilerin gerçek ve doğru olmasıdır.
"PROGRAMA BİZZAT BAŞVURAN KİŞİLER SOY BAĞI TESTİ İSTEMİŞTİR"
Medya Derneği olarak son günlerde üyemiz olan ATV kanalında yayımlanan Esra Erol'la programında yaşananları bu çerçevede değerlendiriyoruz. Programa bizzat başvuran kişiler, soy bağı konusunda yaşadıkları şüphenin giderilmesini istemişlerdir. Yapılan tetkikler neticesinde soy bağının çarpıtıldığı gerçeğine ulaşılmıştır.
"BU BİR GAZETECİLİK FAALİYETİDİR; YAPILAN VİCDAN VE İZANDAN YOKSUN BİR YAKLAŞIMDIR"
Temelde bunun bir gazetecilik faaliyeti olduğu konusunda şüphe yoktur. Programda ortaya çıkan şoke edici gerçekle yapımcıyı, kanalı, hatta bütün bir medya grubunu özdeşleştirmek vicdan ve izandan yoksun bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım Türkiye'de gazete çıkarmayı ve televizyon yayını yapmayı imkansız hale getirir.
Esra Erol'dan önemli açıklama | Video
Elbette bu programlarda ortaya çıkarılan gerçeklerin toplum üzerinde rahatsız edici bazı etkileri olabilir. Bu ve benzeri durumlarda yapılması gereken şey gerçeğin üzerini örtmek değil onunla yüzleşmektir. Resmî kurumlara, sivil toplum kuruluşlarına ve tek tek bireylere düşen görev programı günah keçisi ilan edip sorumluluktan kurtulduğumuzu sanmak değildir. Biz görmezden geldiğimizde bu programlarda ele alınan ciddi sorunlar ortadan kalkmamaktadır. Aksine medya tarafından gündeme getirilmediğinde bir ilgisizlik perdesinin arkasında kalmakta, içten içe büyümekte ve yaygınlaşmaktadır. Bize düşen konuyu bütün boyutlarıyla tartışmak, çözümler aramak, yaraları sarmak ve benzer hadiselerin tekrar tekrar yaşanmaması için çözümler üretmektir.
BU SALDIRILARIN NEDENİ TURKUVAZ MEDYA'NIN YERLİ VE MİLLİ TAVRI
Medya Derneği olarak dikkatimizi çeken bir diğer husus da şudur: Üyemiz olan Turkuvaz Medya Grubu uzunca bir süredir sistematik bir saldırı altındadır. Eleştiri en temel haklardan biridir fakat burada eleştiri olarak nitelendiremeyeceğimiz faaliyetler dikkat çekmektedir. Turkuvaz Medya Grubu yönetimi, şirketleri ve çalışanları hakkında yalan haberler yapılmakta, asılsız söylentiler çıkarılmakta, sahte görseller üretilmekte ve bütün bunlar organize bir yıpratma çalışmasının malzemesi haline getirilmektedir. Bu saldırıların temelinde Turkuvaz Medya'nın FETÖ ve PKK başta olmak üzere terörle ve terör örgütleriyle mücadele konusunda sergilediği milli ve yerli tavrın bulunduğunu düşünüyoruz.
SALDIRININ ARKASINDA OLANLAR ADİL BİR ŞEKİLDE YARGILANMALIDIR
Yine bu program vesilesiyle yapılan saldırılarda programın, hatta kanalın kapatılmasına yönelik bir kampanya başlatılmış, Turkuvaz Medya çalışanları ve aileleri hakkında burada zikredemeyeceğimiz hakaret ve tehditler savrulmuştur. Dernek olarak adli ve idari makamlardan beklentimiz bu saldırıların arkasında olanların bulunarak adil bir şekilde yargılanmalarının sağlanmasıdır.
Medya Derneği olarak bu haklı davasında üyemizin yanında olduğumuzu, medya kuruluşlarına yapılan itibar suikastlerine prim vermeyeceğimizi bildirir, bu tür saldırılara karşı hak arayış ve mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğimizi ilan ederiz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.