Bakan Soylu, TGRT Haber'de katıldığı Gündem Özel programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
"Ehliyet sahibi olan vatandaşlar ehliyetlerini, yeni nesil kimlik kartları ile birleştirebilecek mi? Son tarih nedir?" sorusu üzerine Bakan Soylu, programa güzel bir haberle başlamak istediğini belirterek, bugün 17'nci aile ile Irak'ın kuzeyinden getirdikleri Serkan Akkuş'un buluşacağını söyledi.
Bakan Soylu, şunları ifade etti:
"Güzel bir haberle başlayalım. 186. gün olması lazım bugün Diyarbakır annelerinin. Türkiye'de ve dünyada teröre karşı, uluslararası sisteme karşı, bölgenin istikrarsızlaştırılmasına karşı ana yüreğiyle kendi evlatlarına sahip çıkmaya çalışıyorlar. Bir taraftan kendi evlatlarına sahip çıkıyorlar, bir taraftan başka evlatların terör örgütüne katılmaması için aslında o çıplak gerçeği o cesur yürekleriyle beraber ortaya koyuyorlar. Bugün 17'nci aileyle Irak'ın kuzeyinden getirdiğimiz Serkan Akkuş buluşacak. İnşallah yarın. Buraya gelmeden önce Sayın Cumhurbaşkanımızı Diyarbakır annelerinde bir kavuşma var diye aradım. Daha sonra babası Fahrettin Beyi aradım. Yaklaşık bir yıldır orada, o çadırda duruyor. Annesi ile de konuştum. Büyük bir psikolojik galibiyet, büyük bir fiili galibiyet ve terörü destekleyen bütün unsurlar... Bu, o annelerin zaferi. İnşallah hepsiyle ilgili böyle sonuçlar alabilmek nasip olur."
Bakan Soylu, bu kavuşmanın yarın (bugün) gerçekleşeceğini aktararak, şunları söyledi:
"Bu akşam saat 17.50 itibariyle giriş yaptı 6 kişi. Bu, terör örgütünün içini karıştıran, PKK'yı psikolojik olarak çökerten ve hareket kabiliyetini, iletişim kabiliyetini daraltan çok önemli bir adım. O da bu yıl yaklaşık 162 oldu. Yani 162 kişi terör örgütünden bu yıl itibariyle, 3 yılda 700'ü aştı sadece ikna metoduyla. Ne yapıyoruz? Ailesiyle temasa giriyoruz. Muhakkak aileleriyle temas kuruyorlar. Ailesiyle temasa girdikten sonra onu nasıl bu tarafa getirilebileceği konusunda çabayı gerçekleştiriyoruz ve ardından da onu getiriyoruz. Bu, terör örgütüne, dağa gitmelerini azaltıyor."
Soylu, neredeyse 3 yılda 11 bin 900 kişinin dağa çıktığını, bu rakamın ise bugün 41 kişi olduğunu belirterek, "Bu şu demektir; peki kaç kişi gelmiş bu yıl? 156 kişi. Biz terör örgütünün içine daha fazla giriyoruz daha fazla ikna ediyoruz. Terör örgütünün buradaki gençlerimizi ve çocuklarımızı ikna etme kabiliyeti, devşirmeye çalıştıklarını Türkiye'ye getirme kabiliyetimizden daha az. Bu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin uyguladığı politikanın ne kadar doğru olduğunu, ne kadar isabetli olduğunu ve ne kadar da iyi bir şekilde evrildiğini gösteren en temel fotoğraflardan bir tanesi." değerlendirmesinde bulundu.
Bu yıl pandemi dolayısıyla gelişlerin üç ay boyunca ciddi şekilde durduğunu anlatan Soylu, "Bizim tahminimiz bu yıl 300 civarındaydı ama biz bu yıl 200'ü tamamlarız. Temasta bulunduğumuz aile sayısı 8 binin üzerinde." dedi.
- "SOL TERÖR ÖRGÜTLERİNDEN DE GETİRDİKLERİMİZ VAR"
Jandarma ve polisin bir teröristi teslim almadan önce yürüttüğü çalışmaya ilişkin bilgi veren Bakan Soylu, "Arkadaşlarını, çocukluğunu, ailesini, özelliklerini, her şeyini... Bu Türkiye'de kapsamlı olarak yapılan bir çalışma ve muhteşem bir çalışma. Sol terör örgütlerinden de getirdiklerimiz var. Tüm bunlara yönelik çok başarılı bir çalışma yürüyor." diye konuştu.
- "TÜRKİYE'YE GEÇEN SENE 200'ÜN ÜZERİNDE TERÖRİST GİRDİ DIŞARIDAN"
"Verdiğiniz rakamlarda Türkiye'deki PKK'lı sayısı 400'ün altına düştü. Şöyle diyenler de var; 'Bunlar aslında Suriye'ye gittiler. YPG'ye katıldılar.' Bu böyle midir yoksa hakikaten azaldılar mı?" sorusu üzerine Bakan Soylu, şu yanıtı verdi:
"Meseleyi bazıları küçümsemek için böyle bir değerlendirme yapıyor. Keşke olsa da göstersem. Bizim elimizde terör örgütünün Türkiye yapılanması var. Suriye yapılanması var, Kuzey Irak yapılanması var, İran yapılanması var. Bizim elimizde bütün yapılanması var. Türkiye'ye geçen sene 200'ün üzerinde terörist girdi dışarıdan. Bu sene 80 civarında. Biz dağa 41 terörist gitmeyle bir azaltma gerçekleştirmedik. Aynı zamanda telsiz konuşmalarını, yakaladıklarımızın ifadelerini alıyoruz, bazıları günlük tutuyor. Bütün bunların üzerinden yürüyoruz.
Allah razı olsun Cumhurbaşkanımızdan. Özellikle İHA konusunda ne mücadale verdiğini biliyorum. İnşallah tarih bir gün bu mücadelenin gerçek hikayesini anlatır. Ama ülke için başardı, ülkenin birliği için başardı. Dünyada İHA teknolojisini bizden daha iyi kullanan kimse yok. Çok yaptığımız iş var. Onların bir kısmı kendi içimizde gerçekleşen işler. Onun için Şırnak ve Hakkari bizim için önemli bir bölgedir. Şu anda orada görev yapan paşalarımızın tamamı gönüllü gittiler. Kiminin 5, kiminin 6'ncı şarkı. Ama bitirmeye gittiler."
"PKK bitti ne zaman diyeceğiz?" sorusuna karşılık Bakan Soylu, "Biz size ekim ayında Allah nasip ederse bir rakam veririz." yanıtını verdi.
"Avrupa'dan PKK'ya katılanlar sayısında azalma var mı?" sorusu üzerine Soylu, son zamanlarda yaptıkları tespite göre katılımın çok fazla olmadığını söyledi.
Özellikle çocuk terörist devşirilmeye çalışıldığını belirten Soylu, "Birleşmiş Milletler ile gittiler anlaşma imzaladılar 'biz bundan sonra çocuk terörist kullanmayacağız' diye. Dünyanın neresinde böyle bir terör örgütü ile Birleşmiş Milletler anlaşma imzalar. Dünya sessiz kaldı ben şaşkınlık içindeyim." dedi.
- "ARTIK KONUŞAMIYORLAR. KORKUYORLAR"
PKK'nın telsiz kestirmelerinin 14 binden, 372'ye düştüğünü aktaran Bakan Soylu, "Bu ne demektir biliyor musunuz? Artık konuşamıyorlar. Korkuyorlar." diye konuştu.
Türkiye'nin ekonomisinin sıçrama dönemine doğru geldiğini düşündüğünü belirten Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'nin alt yapısı, oluşturduğu dinamik ve getirdiği süreç, büyük bir sıçramayı beraberinde getiriyor. Burada bizim boş bir yerimiz var. Doğu ve Güneydoğu, kapasitemizin boş olduğu bir yer. Yani diyelim ki Türkiye'nin tamamında yüzde 30 kapasite boşluğu varsa, Güneydoğu'da bu kapasite yüzde 55-60. Orada biraz daha mesafe alabilme kabiliyetimiz söz konusu. Tam da burada mesafe alabileceğimiz bir zaman dilimi içindeyiz.
Bugün Doğu Akdeniz'deyiz, bugün İHA yapıyoruz, bugün Çanakkale Köprüsü yapıyoruz. Libya'dayız. Bizim burnumuzu, Allahınızı seversiniz Afrin'e sokarlar mı? Bizim burnumuzu Kuzey Irak'ta 25-30 kilometre öteye götürdüler mi? Okyanus ötesinden ABD 'Dur nereye gidiyorsunuz?' der. Avrupa'nın bütün mekanizması ayağa kalkar. Bugün Türkiye, elde ettiği güçle, alt yapısıyla, ekonomik biriktirdiği alanla birlikte büyük bir sıçrama ülkesidir. Buradaki en önemli noktalardan bir tanesi de hele bu salgının çok büyük bir faydası olacak. Özellikle tekstilde Doğu, Güneydoğu ve Orta Anadolu'da önümüzdeki dönemlerde çok büyük sıçramalar yaşanacak."
Bakan Soylu, Akıncı ile birlikte havada durabilme ve gözetleme kabiliyetinin çok daha fazla olacağını belirterek, "Bu şunu sağlayacak, terör örgütünün kırsalda etkinliği tamamen azaltılmaz. Ben hep kırsaldan bahsediyorum ama şehirlerde de çok önemli operasyonlar yapılıyor." dedi.
Terör örgütünün sürekli olarak taban tutabilmek için eylemlerini kendi adına önemli bir süreç olarak gördüklerini aktaran Bakan Soylu, "İstihbaratımız her yönüyle muhteşem çalışıyor." ifadelerini kullandı.
- YERLİ VE MİLLİ YAZILIMLA PARMAK İZİ
Bakan Soylu, bundan 5 yıl önce Kırıkkale'de pilot olarak yeni kimlik kartlarıyla ilgili bir proje başlattıklarını hatırlatarak, şunları kaydetti:
"2017'nin başında bunu 81 vilayette başlattık. Şu ana kadar 58 milyon yeni Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartı verdik. Bu kimlik kartının içinde bir biyometrik resim var bir de parmak izi var. Bu parmak izlerimizi işleyen yerli ve milli sistem değil, yabancı bir sistem. HAVELSAN ile POLSAN bir araya geldiler güzel bir şirket kurdular, yılbaşından itibaren artık kendi parmak izlerimizi milli ve yerli bir yazılımla kendimizin işleyeceği yep yeni bir sisteme giriyoruz."
Kimlikler ile sürücü belgelerini bir araya getirmeyi planladıklarını anlatan Bakan Soylu, "Ehliyet ile kimlik ikisi bir arada. Nüfus idaresine gidiyor. Diyor ki 'ben bu ehliyeti buna yükletmek istiyorum.'. Süresi bitene kadar kullanabilecek. Yeni kimlik alacaklar için bir daha nüfus idaresine gitmenin de ihtiyacını ortadan kaldırdık. Başka bir şey daha yaptık. Arkadaşlar TÜBİTAK ile görüşüyor. Buna e-imzayı da yükleyeceğiz. 5 milyonun üzerinde Türkiye'de e-imza olduğu söyleniyor. Aynı zamanda SGK, sağlık gibi şeyleri yüklemek için görüşmeler yapıyoruz. Ocak ayından sonra ilk zaman dilimine yetiştirmek istiyoruz." dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bana, 'AYM ile niye böyle sert bir polemiğe girdin, acaba kişileri mi hedef aldın?' diye soruyorlar. Hayır, kişileri hedef almadım. Bu günde bana laf yetiştirip, güya istiskal etmeye çalışan birtakım değerlendirmeler ortaya koyuyorlar. Ben onları kendime şeref mahyası olarak kabul ederim." dedi.
Bakan Soylu, TGRT Haber'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Yeni nesil ehliyet ve pasaport işlemlerinin artık nüfus müdürlüklerinde yapıldığını aktaran Soylu, Emniyet Müdürlüklerini bu yükten kurtardıklarını söyledi.
Soylu, vatandaş memnuniyeti odaklı bir hizmet yürüttüklerini dile getirerek, şu ana kadar 76 bin kişinin ehliyetini kimlik kartına yüklettiğini vurguladı.
Bakan Soylu, Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan'ın, kendisine cevaben yaptığı açıklamanın sorulması üzerine, AYM Başkanı ile kişisel bir sorununun olmadığını ifade etti.
- "BİZİM DİLİMİZ DÜŞÜNCEYİ SAKLAMAZ"
Ancak, karşı karşıya kaldığı meseleyi kendi üslubuyla ifade etmeye çalıştığına dikkati çeken Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hepimiz ülke için çalıyoruz. Bizim dilimiz düşünceyi saklamaz, belki problemimiz bu olabilir. Ne varsa onu ifade etmeye çalışırız. AYM ne zaman kuruldu? AYM'nin ilk kurucuları Menderes'i asanlardır. Biz bu sistemi tartışmazsak yaptığımız işlerin hiçbir ehemmiyeti kalmaz. Türkiye kaç yıl başörtüsünü tartıştı? AYM burada ne yaptı? Kendi görevi olmayan bir meseleyi iptal eti. Refah Partisi'ni kim kapattı, ne yaptı Refah Partisi bu ülkeye? Nerede bu özgürlük? 367 garabetini de AYM sağladı. 17-25 Aralık nasıl geldi bu ülkeye? Bunu biri söylesin. Bütün bunlardan sonra derdiniz nedir, bugün ne oluyor da tekrar bir bisiklet tartışması başlattınız? Bir AYM üyesinin bisikletini gösterip, anayasanın 137. maddesini ortaya koyup, 'hukuka kimse müdahale edemez' gibi sadece PR üzerinden tweet atması son derece sakil bir davranıştır. Eğer bu davalar görülürken İçişleri Bakanı olarak, 'Benle alakası var, buna şöyle bakın' dersem bu tweeti atarsın ve 'yargıya kimse müdahale edemez' dersin. Ancak ben böyle bir şey yapmamışım ki. Tam tersi bitmiş, benim sonradan haberim olunca bir reaksiyon ortaya koymuşum. Eleştirme hakkı her zaman var, ben eleştirmiyorum ki senin arkadaşların eleştiriyor. Öyle bir hava oluşturuluyor ki sanki biz buna müdahale etmişiz de bu da anayasanın 137. maddesine aykırı gelmiş de öyle bir istifham oluşturmaya çalışmışlar. Bu büyük bir haksızlıktır."
Soylu, hendek olaylarında ortaya konulan bildiriyi hatırlatarak, "Orada onlarca, yüzlerce evlat şehit ve gazi oldu. Bu memleket kolay mı kurtarıldı? Bu insanlar niye şehit oluyorlar? Rezil bir bildiri bu. İlk derece mahkemeler bunlara, 'Siz suç işlediniz, terör örgütü ile eşdeş bir tavır ortaya koydunuz' diyor. AYM ise buna 'düşünce özgürlüğü' diyor. Aynen Erdoğan'a ve devlete hakaret edenlere düşünce özgürlüğü dediği gibi buna da 'düşünce özgürlüğü' diyor. Biz bu ülkenin varlığı için kendini feda edenlere ne diyeceğiz? Bana, 'AYM ile niye böyle sert bir polemiğe girdin, acaba kişileri mi hedef aldın?' diye soruyorlar. Hayır kişileri hedef almadım. Bu günde bana laf yetiştirip, güya istiskal etmeye çalışan birtakım değerlendirmeler ortaya koyuyorlar. Ben onları kendime şeref mahyası olarak kabul ederim." ifadelerini kullandı.
Soylu, şunları kaydetti:
"Şekerle zehri bir araya koyuyorlar. Bu ülkede 15 Temmuz'u kim yaptı, fabrika işçisi mi yaptı? Kim yaptı? Kamu bürokrasisi. Kamudan çıkmadı mı? Bir tarafta yargı, bir tarafta TSK'nin içine girmiş hainler değil mi? Bir tarafta polisten ve jandarmadan ayıkladıklarımız değil mi? Devlete gelmiş sızmışlar ve ülkemizi satmışlar. Peki ne olmuş da bunlar girmişler. Biz 15 Temmuz'dan sonra bir karar aldık, 'devlete güvenlik tahkikatıyla adam alalım' dedik. Bundan masum bir istek yok. Markete adam alırken bile 'kim?' diye bakıyorsun. Bir derdimiz ve endişemiz olmasa bunu ortaya koymayız. Bunu bir tehdit olarak algılıyorum. Özgürlüğümüze, hukuk devletimize bir tehdit olarak algılıyorum. 15 Temmuz'da da bu anayasa yok muydu? Peki nasıl darbe yapmaya kalktılar? Biz devlete adam alırken kılı kırk yarmalı mıyız, yarmamalı mıyız?"
'NEDİR BU BATICILIK HAYRANLIĞI'
Bizim sarılacağımız tek şey hukuktur. Bizim AYM, AİHM'in şubesi midir? AİHM şurada Yunanistan 6 aylık çocukları denize atıp öldürdü. AİHM sesini mi çıkardı? Nedir bu batıcılık hayranlığı. Biz doğrusunu yapalım. Doğrusunu ortaya koymaya çalışalım. Allah ilmin kibrinden bizi sakınsın.
'247 BİN FETÖ SORUŞTURMASI YAPILDI'
Türkiye'de 247 bin FETÖ soruşturması yapmışız. 125 bin kişi kamudan ihraç edildi. Bunların 44 bin kişisi İçişleri Bakanlığı'ndan. Ankara sınırları içerisinde bu yıl tespit ettiğimiz FETÖ'cü 1600 kişi. Bunları mahrem imamlarla, ifadelerle, gaygubet evleri, çalışma evlerinden, ardışık arama soruşturmaları diye kompartmanımız var. Hepsinden bir şey çıkıyor. Şu ana kadar 2 milyon 200 bin dijital siber çözdük. 19 500 kişinin yüzde 39'u dedi ki; Evet biz bu işi yaptık. Dünyada hiçbir soruşturmada biz bu işi yaptık diyen %39'luk bir rakam yakalasın, gelsin benim alnıma şaplağı yapıştırsın
'TÜRKİYE'DE FETÖ'NÜN ETKİNLİĞİ KALMADI'
Erkan İsa Arat, ilk önce Ağrı Tutak kayyumuydu. Hakkında bir ifade var. İfade kuvvetli ifade değil. Şuradaki ev sohbetinde gördüm diye. Buna ait soruşturma açılmış. Ne zaman ankesör geldi. Oturduk 2-3 gün üzerinde çalıştık. Sonra baktık ki bunu tutabilme durumu mümkün değil. Bylock gördüğün zaman direkt alıyorsun ama bir iki tane ev sohbetine gitti diye.. Operasyonel hat çıktığı andan itibaren veya yeni bir ifade geldi; Biz bunu şurada gördük ev abisiydi itibaren hemen incelemesini yaparsın tedbirini alırsın. Bunu söyleyenler de mahkemede önemli ifade verenler. Her türlü ilişkiye bakıp karar veriyoruz. Biz yeni bir delil bulduk. Yeni delil bulduktan sonra tedbiren tam anlamıyla tespit etmek için açığa aldık. İçeride mengeneyi sıkıştırdık. İçeride hareket kabiliyeti yok. Dışarıdaki FETÖ'cüler esas dışarıdadır. ABD, Avrupa ve diğer ülkelerdedir. FETÖ bir istihbari bir terör örgüttür. Biz kripto mesajlar çözüyor. Böyle bir kripto örgütün elbette ki kırıntıları olacaktır. Türkiye'de FETÖ'nün etkinliği kalmadı.
'TÜRKİYE SELEFİLERLE YILLARDIR MÜCADELE VERİYOR'
Bizim ortak söylemimiz vardır; Biz her söylenen bilgiyi ciddiye alırız. Biz bilgiye açız. Bize ne bilgi verilirse onu analiz etmek ve ondan bir şey çıkarmaktır. 2016'dan 2020'ye kadar bunlara mensup 5 bin kişiyi gözaltına aldık. En son Bursa'da Uzi yakalandı. İstanbul'da Ayasofya ve derneklere bir hareketlilik vardı o yakalandı. DEAŞ'la ilgili bir hareketlilik olduğu zaman ben kamuoyuna söylüyorum. Neticede kanadı bulduk. Başarılı operasyon yaptık. Adamın aynı zamanda emiri olduğunu öğrendik. Türkiye, Selefilerle yıllardır mücadele ediyor. Selefi örgütle ilgili 47 yapılanma var. Yaklaşık 28 tane dernek ve vakfa gözaltı yapmışız. Türkiye'de bu mücadele devam ediyor. Bizim bilgiye her zaman ihtiyacımız var. 1-2 gün içerisinde Cübbeli Ahmet Hoca bildiğini anlatacak.
'HER ŞEYİ TAKİP EDİYORUZ'
DEAŞ'tan 2020 yılında 152 terör eylemi engellemişiz. 26.8 ton bomba. Türkiye, güvenlik açısından 24 saat çalışıyor. Bir ilde bir iş yaşadığımız zaman evladımıza kavuşmuş gibi seviniyoruz. Bunların arkasında bir yapı olduğu aşikar. ABD'nin DEAŞ konusundaki tezi, kendisine aittir. DEAŞ'la PYD'yi bir araya getirmedim ki. Türkiye yapmadı bunu. PYD niye DEAŞ'lıları bıraksın. Şimdi bu büyük bir oyunun parçası. Ayasofya ile DEAŞ'ın fikri olarak ne çatışması olabilir? Burada hiç kimsenin endişesi olmasın. Her şeyi adım adım takip ediyoruz.
UYUŞTURUCU İLE MÜCADELE
Uyuşturucunun PKK ile de bağlantısı var. AB'deki uyuşturucu sisteminin çoğunu PKK yönetiyor. AB ilerde "gelin kurtarın bizi bundan" diyecek. Metruk binalar, genelde uyuşturucu kullandıkları binalar. Uyuşturucu kullanılan metruk binaları yıkıyoruz. 2 yılda uyuşturucu ile ilgili önemli bir araştırma yapıyoruz. Önemli olan uyuşturucu baronlarını yakalıyoruz.
Doğu'dan gelen eroin, Afganistan ve İran üzerinden geliyor. Örneğin skunk batı mahreçlidir. Bonzai de batıdan gelir. Esas bu yıl bizim tehlike olarak gördüğümüz 3 şey vardı. Birincisi esrarın artacağını düşündük. Skunk'ın artacağını düşündük. Türkiye'nin şuan en büyük tehlikesi metanfetamindir. Çok kuvvetli bir uyuşturucudur. Türkiye'nin her tarafında bu mücadeleyi yapıyoruz. Öngörilerimiz de tutuyor. Uluslararası piyasayı takip edip birçok ülkeyle işbirliği yapıyoruz. Esas buradaki bomba, Cumhuriyet tarihindeki en büyük kenevirdir. Tam 111 milyon! Kanalizasyondan örnek alıp hangi şehirde ne kadar uyuşturucu kullanılıyor bunu öğreniyoruz. Şu anda 16 şehirde devam ediyor. Bunu 64 ile çıkaracağız.
'HELİKOPTER İDDİALARI DOĞRU DEĞİL'
2 teröristi 3 şehit askerimiz öldürdü. Öldürdükleri üçüncü kişiyi, yaralanan astsubayı, ve diğer kişileri helikoptere koyuyorlar ve gönderiyorlar. Daha önce İHA'dan takip ediliyorlar. Evden çıkıp gidiyorlar çünkü. Daha sonra helikopter bunları alıp iniyor. Helikopter inmeden kapısı açılmaz. Kapı açılıyor, oradan 1 adım mesafesidir zaten. Bunlar alıp hastaneye götürüyorlar, 2 kişi. Hemen bu iddia ortaya çıktığından sonra Van Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı. Helikopter iddiası doğru değil.
GİRESUN'DAKİ SEL FELAKETİ
Allah kimsenin başına vermesin. Dereli'de sel oldu, AFAD aradı milletvekilimiz aradı haber verdi. Cumhurbaşkanımızı aradım, konu hakkında bilgi verdim. Tedbiri elden bırakmadım, bakan yardımcımızı aradım "Sen atla doğru Giresun'a git" dedim. Sonra ben İzmir'e indim uçakla. Paşamız bana bir video gösterdi. Baktım bu büyük iş "Ben Foça'ya gelmiyorum." dedim. Cumhurbaşkanımıza da arz ettim durumu ve kalktım gittim. Önce askerlerimizin olduğu yere gittim. Ben böyle bir tablo görmedim. Dereli'nin o anayolu taş dolmuş. İlk gördüğüm anda Cumhurbaşkanımızı aradım. "Ben böyle bir şey görmedim" dedim. "Murat'ta gelsin" dedi. Bir felaket durum. Hala arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. Kayıp 4 kişi var. Ara vermedik. Aynı ekiplerle devam ediyoruz. Şu ana kadar 160 bina yıkıldı. Kepçeye binmemizin nedeni karşıya ulaşamıyoruz. 1 gün geçmiş. Oradaki vatandaşımızın yanına gitmek için kepçeye bindik. İyi de oldu. Şu anda dere tarafı olan bölümün tamamını yıktık. Türkiye'nin en güzel ve en şirin şehirlerinden olacak. Ekim'de 3 bine yakın konut teslim edilecek. Giresun'da özellikle kum çakıl taş ocaklarının hepsini kapattık.
KADIN CİNAYETLERİ
Aile Bakanlığı, kadın cinayetleri ve aile içi şiddetine yönelik patron. Biz Aile Bakanlığı'na göre partnerleriz. Önleyici kuvvet kolluğuyuz.
Türkiye'de kadın cinayetlerini istismar edenler var. Farklı çatışmaları sunanlar var. Meseleyi sürekli olarak kadın cinayetleri üzerinden, aileyi geri plana getirmeye çalışanlar var. Tabi bu Türkiye'nin genel kültürel açısından sıkıntılı bir durum. Aile içi şiddete bizim müsamaha göstermemiz tabi ki mümkün değil. Avrupa'da kadın cinayetleri yükseldi. Fransa'da rekor kırıldı. Biz yılbaşında bakanlıklarımızla bir araya geldik ve bir eylem planı oluşturduk. Bundan sonra şunları gerçekleştireceğiz ve ortaya koyacağız dedik. Kadına şiddete karşı aile içi bürolar kurduk. Koruma kararlarında 2019 yılı ilk 8 ayda 64 bin 10 iken 2020'de aynı tarihte yüzde 49 arttı.
KORONAVİRÜS VE MASKE TEDBİRLERİ
Toplu taşımıyla ilgili genel tedbirlerimizi aldık. Maske ile ilgili her gün denetim yapıyoruz. Yaklaşık her hafta genel denetimler yapıyoruz. Şu anda muhtarlarımız Belediyelerimiz dahil olmak üzere. Elbetteki maske takmak bir hak, bir başkasına virüs bulaştırmak o kişinin hakkına girmektir. Biz her düğüne 500 polis gönderemeyiz. Bu bir idari olayı. Ama sonucu kötüye dönecek bir idari olayı. Burada birbirimize destek olmalıyız. Tekrar eski günlere dönmemeliyiz. Evden çıkamadığımız, karantinanın olduğu. Salgının nasıl yayılacağını bilmiyoruz.
'EN BÜYÜK MİRASIM CUMHURBAŞKANIMIZLA ÇALIŞMA ŞEREFİDİR'
Ülkelerin güçleri vardır. Biz siyaset biliminde buna milli güç diyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın bugün bu ülkenin milli gücüdür. Gelecek Türkiye'si tarafından kabul edilecek, büyüme, atılan adımlar, Türkiye'nin güçlü olması, Türkiye'nin terörle mücadelesi, sanayisi bu böyle olacak. Allah göstermeyi nasip edecek. Yaklaşık 8 yıldır AK Parti'de çalışıyorum. Yarını önemseyenler olabilir. Çok doğaldır. Benim şahsi kanaatim Türkiye'nin bugünü önemlidir. Bu dönemi iyi atlatmalıyız. Sayın Cumhurbaşkanımızla çalışıyoruz. Benim bırakabileceğim en büyük miras sayın Cumhurbaşkanımızla çalışma şerefidir. Erdoğan'dan sonra siyaset veya bu görevlerle ilgili mezar taşında herhangi bir şey yazmasına gerek yok. Ama Erdoğan'la çalıştı şerefiyle bitirdi. Bundan daha şeref bir şey yok.