Yunan gazetesi "Kathimerini" için eş zamanlı makaleler kaleme alan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Yunan mevkidaşı Nikos Dendias, iki ülke arasında "makale diplomasisini" başlattı. Bakan Çavuşoğlu'nun "Doğu Akdeniz'de Önceliğimiz Ön Koşulsuz Diplomasi" başlıklı yazısında, "Aslında hangi yoldan gideceğimize dair tercih, ne Türkiye ne Fransa ne de bir başkasının, Yunanistan'ın değerli liderlerinin ve halkınındır. Yunanistan'ın Türkiye ile tüm diyalog kanallarını ön koşul olmaksızın yeniden canlandırmasını bekliyoruz. Ön koşullar karşı ön koşullar doğurur ve bu yüzden bunlar, iki komşu arasında müzakere fırsatı aramak için iyi bir yol değildir. Türkiye'ye deniz alanlarının belirlenmesi konusunda hiçbir yetkisi olmayan Avrupa Birliği aracılığıyla maksimalist iddialar dayatılamaz. Gelecek kuşaklara bir barış ve güvenlik mirası bırakmak için güçlü, etkili ve akılcı liderliğe ihtiyaç duyuyoruz. Bu, Türk tarafında mevcuttur. Bu coğrafyada geçmişimiz, bugünümüz ve geleceğimiz ayrılmaz bir şekilde iç içe geçmiş durumda. Türkiye ve Yunanistan'ın her daim yalnızca iki seçeneği olmuştur: iki tarafa da zarar verecek şekilde birbirimizle tartışmaya girmek veya bir kazan-kazan formülü bulmak. Bu anlayışla, komşular, tırmanma değil, iyi niyetli ve anlaşmazlıkları gerçekten çözüme kavuşturmak amacıyla doğrudan diplomasi ve diyalog arayışı içinde olmalıdırlar" ifadeleri yer aldı.
ATATÜRK'LE SULH MESAJI
Çavuşoğlu, makalede Fransa'nın sömürgeci yaklaşımına işaret ederek "Sömürgecilik döneminin pek çok halk için büyük acılardan başka bir şey getirmediğini bu kadar mı çabuk unuttuk? Büyük başkentlerden efendilerin iradelerini çevrelerindeki bölgelere dayatmalarına dayalı davranış biçimlerinin kabul gördüğü günler artık geride kalmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımız, daha adil bir uluslararası düzen tesis edilmesi amacıyla dünyanın beşten büyük olduğunu savunagelmektedir. Eleftherios Venizelos'un Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterdiği Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Yurtta Sulh, Dünyada Sulh' sözleriyle çizdiği hedefe hizmet edecek şekilde, egemen hale gelmesini arzu ettiğimiz değerlerin altını çizmek maksadıyla, dış politikamızı 'girişimci ve insani' olarak tanımladık. Karşılıklı saygı ve sorunlara hakkaniyetli çözümler bulunması ilkelerini vurguluyoruz" dedi. Çavuşoğlu makalede Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki temel hedeflerini de "Deniz sınırlarının adil ve hakkaniyetli şekilde belirlenmesi, Kıta sahanlığı haklarımızın maksimalist ve aşırı deniz sınırı iddialarına karşı korunması, Adil gelir paylaşımı mekanizmasının kurulmasıyla Kıbrıs Türklerinin Ada'nın açık denizdeki kaynakları üzerindeki eşit haklarının korunması, Kıbrıslı Türkler dahil tüm tarafların katılımıyla gerçek, kapsayıcı, adil ve hakkaniyete dayalı açık deniz enerji iş birliği mekanizmalarının (bu doğrultudaki öneriler hala masadadır) Doğu Akdeniz'de oluşturulması olarak sıraladı.
'HAKLARIMIZIN BİZE ÖĞRETECEĞİ ÇOK ŞEY VAR'
Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ise Kathimerini'deki makalesinde "Komşularımızla başarmak isteriz. Buna, birlikte var olmaya devam edeceğimiz Türkiye de dahil. Halklarımızın bize öğreteceği çok şey var" ifadelerini kullansa da Türkiye'yi yasadışı eylemler yaparak emrivakiler yaratmaya çalışmakla itham etmekten de geri kalmadı.
ATİNA'DAN ŞARTLI MESAJ
Atina'yı ziyaret eden Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel ile görüşmesinin ardından gazetecilere konuşan Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, deniz yetki alanları konusunda Türkiye ile derhal istikşafi görüşmelere başlamaya hazır olduklarını duyurdu. Ancak Yunan Başbakan diyalog için yine şart öne sürerek, "Türkiye gerginliği azaltma yönünde adım atarsa istikşafi görüşmelere derhal hazırız" dedi.
"LAHEY'E GİDERSEK KAYBEDERİZ"
Yunanistan merkezli Skai TV'de açıklamalarda bulunan Yunan milletvekili Dimitris Kammenos'tan Meis adasına ilişkin itiraf gibi açıklama geldi. Kammenos, "Yunanistan'ın Lahey'e gitmesi gerektiğini söyleyenler var. Ben katılmıyorum. Eski Yunanistan Dışişleri Bakanı Georgios Katrougalos'ın, Türkiye'nin geniş bir sahile sahip olduğu konusunda bir konuşması var. Bu tam olarak mahkemede bir sorun olacak. Çünkü mahkemede herkes için geçerli bir karar almak zorunda kalacaklar. Bu yüzden ABD anlaşmaya varmak için baskı yapıyor. İnsanlara Lahey'e gidersek Meis'i kaybedeceğimizi söylemeliyiz" dedi.