İş istediği CHP'li Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay ve bazı belediye görevlilerinin cinsel istismarda bulunup kamera kaydettikleri iddia edilen mağdur kadın S.T.'nin Didim Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği ifade ortaya çıktı. Mağdur kadın, Avukatı Murat Sultansu nezaretinde verdiği ifadesinde yaşadıklarını şöyle anlattı.
"BAŞKAN TELEFON NUMARAMI ALDI"
"2016 yılında daha önceden boşanmış olmam üzerine ekonomik durumumu iyileştirmek için Kuşadası, Didim gibi deniz kenarı yerlere giderek iş bulmaya çalıştım. 2016 yılında bir kış günü Didim Belediyesi'ne gittim ve Başkanlık makamına çıktım. Siyasi görüşüme yakın olması nedeniyle CHP'li Didim Belediyesi'ne gittim. Burada ilk olarak Başkan'ın sekreteriyle görüştüm. Başkan ile görüşmek istediğimi söyledim. Bir süre beklettikten sonra başkan beni odasına çağırdı. Şu anda vaktinin olmadığını söyledi ve telefon numaramı istedi. Beni daha sonra arayacağını kaydetti. Masada bulunan bir kâğıt parçasına numaramı yazdı.
"BAŞKANIN BULUNDUĞU YERE GÖTÜRDÜ"
Belediyeden ayrıldıktan sonra bir kafede bir şeyler içiyordum. Mesai saatinden sonra kendisini Ali Çağlar olarak tanıtan bir kişi beni aradı. Bana, 'Başkan adına aradığını, başkanın görüşmek istediğini, mesai saati dışında olduğu için olduğum yerden alıp başkanın bulunduğu yere götürmek istediğini' söyledi. Ali Çağlar yanıma geldi ve birlikte arabasına bindik. Ben Didim içerisindeki herhangi bir kafede buluşacağımızı zannediyordum. Ali Çağlar ile birlikte giderken köy yollarına saptık.
BİR BİRADAN NE OLACAK Kİ?
Nereye gittiğimizi sorunca 'Bir arkadaşın evine gidiyoruz' dedi. Olayların yaşandığı eve geldik. Başkan ve Başkan Yardımcısı Öznur olduğunu öğrendiğim kişinin alkol içtiklerini gördüm. Hatta ortamda bir kadın olması beni rahatlattı. Ben de eve girdim, oturdum. Daha sonra Öner isimli şahıs yanımıza geldi. Böylece 3 erkek ve 2 kadın olduk. Bana işle ilgili olarak ne işler yaptığımı sordular. Ben de halen işle ilgili sorular sorulması üzerine konuşmaya devam ettim. Bir süre geçti ve hava karardı. Gitmek istediğimi, beni evime bırakmalarını istedim. Öznur Hanım bana sakin olmamı ve kalmamı söyledi. Hatta bana içki içmeyi teklif etti ve 'Bir biradan ne olacak ki?' dedi. Ben de ısrar etmeleri üzerine bir bira içtim. Ben kalkmak istediğim halde Öznur Hanım bana hep beraber kalkarız diyerek ısrar etti.
"UYUŞTURUCU MADDE İÇTİLER"
Sonrasında ben ikinci birayı da içmeyi kabul ettim. Bunların çantalarından, ceplerinden küçük küçük uyuşturucu madde olduğunu düşündüğüm maddeler çıkmaya başladı. Uyuşturucu maddeler sehpadan ve ellerinden çektiler. Bana da teklif ettiler ve çok az bir dene dediler. Hatta Öznur burnuma doğru getirdi. Sonrasında ben de nefes aldığım için bir andan içime uyuşturucu maddeyi çektim. Sonrasında bir anda başım döndü ve kendimi kaybettiğimi hissettim.
Ne kadar sürenin geçtiğini bilmiyorum ancak ben yerde çıplak vaziyette acı içinde uyandığımı hatırlıyorum. Uyandığımda Öner Çiçek, Ahmet Deniz Atabay ve Öznur Gündoğdu isimli şahıslar üçlü birliktelik yaşıyordu. Sonrasında Ahmet Deniz Atabay ve Öner Çiçek bana tecavüz etti. Sonrasında tekrar kendimden geçtiğimi ve kendime geldiğimde çığlık çığlığa ağlayarak 'beni eve götürün' şeklinde bağırmaya başladığımı hatırlıyorum.
GÖRÜNTÜLERLE TEHDİT ETTİLER
Sonrasında giyindim ve Ali Çağlar ile birlikte yola çıktık. Biraz ilerledik ve Ali Çağlar 'Her şeyi görüntülediğimi gördün dimi' dedi. 'Oğlun varmış bunlardan bahsettiğin takdirde oğlun da bu görüntüleri görür. Başkan seni beğendi, çağırdığı zaman geleceksin' dedi. Ben sesimi çıkarmadım ve evimi bilmemeleri için kent meydanında indim ve eve gittim.
"BENİM DIŞIMDA DA KADINLAR OLDUĞUNDAN ŞÜPHELENİYORUM"
Bu olaydan sonra da bana tuşlu bir telefon vererek bu telefondan başka bir kimseyi aramamamı, bana buradan ulaşacaklarını söylediler. Ben kimseyi bu telefondan aramadım. Sonrasında haftada bir, on günde bir beni arayarak Ahmet Deniz Atabay, Öner Çiçek, Öznur Gündoğdu ve Ali Çağlar isimli şahıslarla görüşmeye zorla devam ettim. Ancak benim dışında kadınların olduğundan da şüphelendim. Hatta benim dışımda kadınların olduğunu düşünüyorum.
İki ay boyunca şahıslarla görüşmeye devam ettim. İki ay içerisinde beni aramamaya başladılar. Ben de iki ayın sonunda bahse konu cep telefonunu ve kartını değiştirerek Didim'den İzmir'e kaçtım. Kaçtığımda vücudumda yara-bereler vardı."